Paylaş
Güzel bir gece: Üstatların arasında
Metin Ağcaoğlu, sanata da, dalışa da, seyahate de meraklı bir doktor abimizdir...
Arada eşi dostu toplar, fasıl geceleri düzenler.
Geçenlerde böyle bir gece yaptı...
Mustafa Kandıralı’nın tahtını bıraktığı Türkan Kandıralı klarnette yıktı geçti.
“Öyle Sarhoş Olsam ki”nin bestecisi Bülent Şençalar da kanunda...
Rahmetli Selahattin Erköse’nin oğlu udi Murat Erköse; babasının bestesi “Rüzgar kırdı dalımı ellerin günahı ne, ben yitirdim yolumu yolların günahı ne”yi öyle bir söyledi ki...
Zeki Müren’den Bülent Ersoy’a çalmadığı isim kalmamış tanburi Nihat Yalçınkaya anlattığı fıkralarla kahkahalar attırdı.
Solist Oktay Yıldırım’ı ilk kez dinledim, harika bir yorumcu...
O gece Türk musikisinin bu kadar üstadını bir arada dinleyip sohbet ettiğim için kendimi şanslı sayıyorum.
Teşekkürler
Metin Abi...
Güzel bir haber: Yaz Bükey
Moda tasarımcısı Yaz Bükey’in ismini geçen hafta New York Times’ta gördüm...
Gazete, Paris Moda Haftası’nda beş genç moda tasarımcısını bir kafede buluşturup sohbet etmiş.
Charlotte Chesnais, Yaz Bükey, Elie Top, Olympia Le-Tan ve Vanessa Seward, Paris’te bir otelin kafesinde buluşmuş.
Mücevher tasarımcısı Elie Top, bu arkadaşlığı “karşılıklı hayranlık grubu” olarak değerlendiriyor.
Yaz Bükey’in bir Türk tasarımcısı olarak hem böyle bir grupta olmasını hem de New York Times tarafından Paris’teki genç tasarımcılar arasında gösterilmesini sevdim.
Güzel bir mekan: Cano
Karaköy’ün en yeni mekânı Cano...
Adını, İstanbul’da ve güneyde bugüne kadar onlarca mekânın işletmeciliğini yapan Candan Topdemir’den alıyor.
Dört hafta önce açıldı, dört büyük avantajı var:
1- Akşam yemek, gece parti için müsait, geniş ve ferah iç mekânı...
2- Lezzetli İtalyan mutfağı ağırlıklı mönüsü...
3- Hafta sonları mükellef kahvaltısı...
4- Karaköy’ün en geniş sigara içilebilen ve yağmur/soğuk almayan kapı önü alanı...
Geçen gün uğradım, Cano her zamanki gibi müşterileriyle tek tek ilgileniyordu.
Güzel bir kitap: Pamuk, Amerika’da
Orhan Pamuk’un boza satıcısı Mevlüt’ün gözünden değişen İstanbul’u anlattığı son kitabı “Kafamda Bir Tuhaflık”ı, geçen kış “Boza satışlarını artıracak” diye yazmıştım.
Geçen hafta Amerika’da piyasaya çıktı kitap. “A Strangeness in My Mind” adıyla, Ekin Oklap’ın çevirisiyle...
599 sayfa yayınlanan kitabın Amerika satış fiyatı 28.95 dolar, 85 lira...
Ben size 480 sayfa Türkçe baskısını öneriyorum; 14,5 lira...
Güzel bir film: Takım-Mahalle Aşkına
Bu hafta vizyona giren filmi önceki gün izledim.
Sevdim, çünkü ben mahalle arasında futbol oynayarak büyüyen, üç kornerin bir penaltı olduğu maçlar yapan kuşaktan geliyorum.
Film, yükselen plazalara direnen mahalle kültürünü futbol üzerinden anlatıyor.
İki kardeş, babalarından kalan halı sahayı kaptırmamak için mücadele ediyor.
Filmin handikapı çok...
Kadın seyirciyi asla hedeflemiyor, sevgilinizi alıp gitmeye kalkmayın yani... Ben de mahalle kültürünü bilen, futbolu seven bir erkek olarak tek başıma izledim. Böyle izleyecekler için güzel film dedim zaten...
Güzel bir rekor: Johanna Basford
Bu kadın kim biliyor musunuz? Bu yaz bir anda popüler olan yetişkinlere yönelik boyama kitaplarını ilk yapan isim olan Johanna Basford...
32 yaşında bir İskoç kadın...
İnsanların bir prize takılı kalmadan, iPad’e bakmadan, sosyal medyaya boğulmadan uğraşabilecekleri analog bir aktivite yarattı.
Zaten kitapları bu yüzden bütün dünyada bu kadar ilgi gördü...
Şimdi sıkı durun.
2013’te çıkardığı “Secret Garden” adlı boyama kitabının tüm dünyadaki satışı 7 milyon adede ulaşmış...
Bizde kitap, “Esrarengiz Bahçe” adıyla Edam Yayınevi tarafından aynı yıl yayınlandı.
Ancak özellikle bu yaz herkes boyamaya başlayınca bir anda moda oldu ve pek çok benzeri çıktı...
Paylaş