Paylaş
Seyirci sinemadan mı kaçtı, domuz gribi mi etkili oluyor diye merakla beklerken Yılmaz Erdoğan’ın filmi 400 binlik açılışla rahat bir nefes aldırdı sektöre.
Türkler Çıldırmış Olmalı da 150 binlik seyirci sayısıyla yüzleri güldürdü...
Demek ki merakla beklenen filmler varmış...
Demek ki seyirci Türk filmlerine küsmemiş, demek ki domuz gribi çok da etkili değilmiş...
Önemli olan seyirciyi yakalayacak filmler çekmekmiş.
Ancak bu sevindirici gişe haberlerine rağmen sezon başında yaptığımız kehanet gerçekleşecek gözüküyor.
Ne demiştik; 70-75 filmden ancak 10’u kâr eder, diğer yapımcılar zarara girer...
Yine de önümüzdeki haftalarda vizyona girecek filmler için umut oldu bu gişe rakamları.
Not: Bu hafta Adını Sen Koy ve Abimm vizyona giriyor. İki film için de ilk gelen bilgiler iyi olduğu yönünde...
Şişman hostes
THY’de kabin memurluğu işinin her iktidar döneminde torpile fena halde müsait bir yer olduğu kesin.
Hostes olmak isteyen bir yakını ya da arkadaşının kızı için kim bilir kimler ricacı oluyordur THY yönetiminden...
Eskiden de böyleydi, bugünün iktidarında da değişen bir şey olmadığı kesin...
Nereden mi biliyorum?
Geçenlere bir uçuş sırasında karşılaştığım hostesten...
Kadın 1,50 boylarındaydı ve koltukların arasından geçmekte zorlanacak kadar şişmandı...
Tamam biraz abarttım ama kısa ve şişman olduğuna, hostes olma kriterlerinin yanından bile geçemeyeceğine garanti veririm...
Baktım baktım hostese, bu da bu dönemin şanslılarından herhalde diye düşünüp bir fincan kahve istedim kendisinden.
Kadını yok saymak...
Bugünkü gazetelerde haber gözünüze çarpacaktır, ressam Renan Ertosun üç yıl nikâhsız yaşadığı erkek arkadaşından ayrılınca mahkemeye başvurmuş...
Yargıtay’ın “Nikâhsız yaşadığı kadını evden uzaklaştıran erkek tazminat ödemeli” kararını emsal göstererek 70 bin lira tazminat talebinde bulunmuş.
Mahkeme Ertosun’un gerekçelerini haksız bularak tazminat talebini reddetmiş.
Nikâhsız beraberliklerde kadının lehine sonuçlanan kararlar ne yazık ki yok denecek kadar az.
Kız arkadaşıyla 5 yıl kesintisiz birlikte yaşayan bir tanıdığım vardı.
Aynı evi paylaştılar, aynı ekonomik sorunlarla boğuştular, aynı dertleri yıllarca çektiler...
Sonra korkunç son geldi; çocuk parayı bulunca kızı terk etti.
Böyle bir ilişki 5 yıllık bir evlilik sonrası bitse tazminatı ne olurdu bilmiyorum ama çocuk bırakın kuruş yardımda bulunmayı arkasına dönüp bakmadı...
Kız gururluymuş, işin peşine düşmedi bile...
Ceketini alıp kendine başka bir hayat kurmak için evden ayrıldı.
Erkeğim diye geçinen de bu işi hiç ses çıkarmadan kabullendi.
Avrupa’da olsa bu işin tazminatını çatır çatır alırdı kadın tarafı.
Doğrusu da bu olmalı. Çünkü günümüzde nikâhsız beraberliklerin sayısı giderek artıyor.
Benimki de iş değil mi; nikâhlı kadının değeri yokken oturmuş nikâhsız kadının hakkından bahsediyorum...
Malumun ilanı
Medyamız Çanakkale Boğazı’na yapılacak köprünün güzergahını ‘ele geçirmiş’.
Avrupa yakasındaki Kilitbahir’le Anadolu yakasındaki Sarıçay arasına yapılacakmış köprü...
Daha kolay başka yere yapılma şansı mı var?
Çanakkale Boğazı, İstanbul Boğazı gibi değil ki...
İki yaka arasındaki mesafe Boğaz’ın iki katı olduğu için köprü yapılamıyor zaten yıllardır.
Çanakkale Boğazı’nda mesafenin en dar olduğu alansa 1300 metrelik Kilitbahir-Sarıçay arası...
Tarihi dokuya zarar vermeyecekse köprünün en kolay yapılacağı tek yer de burası.
Gidip de boğazın kuzey girişindeki kilometrelerce mesafedeki Gelibolu-Çardak arasına yapılacak değil ya...
Yani köprü güzergahı ile ilgili ortada ele geçirilen bir şey yok, sadece malumun ilanı...
Paylaş