Paylaş
Tam o sırada karşı tribünde Kapalı’da bir kargaşa çıktı.
Ne oluyor diye merakla izlerken, bir taraftar başka bir taraftarı kovalamaya başladı...
Üst tribünde yaşanan itiş kakışa güvenlik müdahale etmeye çalıştı, beceremedi. O sırada canını kurtarmaya çalışan taraftar diğer taraftar tarafından aşağıya itildi...
Gözümüzün önünde 6-7 metre yükseklikten sırt üstü aşağıdaki tribüne koltukların üzerine düştü çocuk.
Donduk kaldık...
Çevremizdeki kadın taraftarlar çığlıklar attılar, bu hayvanlığın nasıl yapıldığına uzun süre inanamadık.
Cinayete tam teşebbüs diye bir suç varsa, gözümüzün önünde yaşanıyordu.
Eve geldiğimde koşarak televizyonu açtım.
Lig TV’de Hakan’la Feyyaz pozisyon geyiği çeviriyordu, diğer spor kanallarına baktım maç yayınları var. Onca haber kanalı var bir tanesi maç sonrası tribünde yaşanan vahşetten bahsetmiyor.
Gel de şimdi Maraton’u Erman Toroğlu’nu arama...
Erman Hoca’yla Şansal Büyüka ekranda olsaydı, taraftarın tribünden aşağıya atılması görüntüsü dakika dakika ekrana gelir (fotoğrafları gazetelerde çıktı çünkü), bu yapılan hayvanlık uzun uzun tartışılır, düşen taraftarın sağlığıyla ilgili son dakika bilgileri hastaneden verilirdi.
Yani habercilik yaplılırdı...
Lig TV “marka değeri” diye ne idüğü belirsiz bir sloganın peşine düştüğü için haberciliği de unuttu.
İstanbul Büyükşehir Belediye-Diyarbakır maçı kavgalardan dolayı tatil oluyor, olay Lig TV’de uzun uzun tartışılmıyor.
Ali Sami Yen’de tribünden taraftar atılıyor, Lig TV olayı görmezden geliyor.
Lig TV futbolda yaşanan şiddeti görmezden gelerek marka değerini yükselteceğini sanıyorsa yanılıyor.
Bu yayın çizgisi sadece eski Lig TV’yi daha çok özlememize neden oluyor.
Ne yaptın Feyyaz Hoca?..
Lig TV’de Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu’ndan boşalan yeri Hakan Ünsal ve Feyyaz Uçar doldurmaya çalışıyorlar.
Dolduruyorlar mı?
Kesinlikle hayır...
Programda habercilik kalmadığını yukarıda anlattım, yorumlar da eğlencesiz ve tek düze ne yazık ki...
Dün taraftarın tribünden atılması haberini verecekler mi diye daha bir dikkatli izlerken bir şey dikkatimi çekti programda; Feyyaz Uçar eski Feyyaz Uçar değil...
Alnında tek bir kırışıklık kalmamış...
Kaşlar havaya kalkmış...
İfade değişmiş, gözler bir başka bakıyor...
Eskiden de böyle miydi diye şüpheye düşüp internete girdim, değil tabii ki...
Botoksa mı dayandı, estetikçilerin ‘brow lift’ dedikleri yöntemle kaşlarını mı kaldırttı, yoksa hepsini birden mi yaptı bilmiyorum. Ama Feyyaz Hoca’nın ciddi bir operasyon geçirdiği kesin...
Bu kadarına ne gerek vardı anlamadım...
“Ekrana çıkacaksın, gençleşmelisin” diye Feyyaz Hoca’yı kim kandırdı merak ediyorum.
9 yaşındaki çocuğun internette ne işi var
Sarıyer’de 9 yaşındaki bir kızı webcam’de soyundurduğu ve taciz ettiği için 27 yaşındaki bir adam ve iki arkadaşı gözaltına alınmış.
Haberi dehşetle okudum. Sapıklardan nefret ettim ama bir o kadar da aileye sinirlendim.
Bu aileleri anlamakta güçlük çekiyorum;
9 yaşındaki bir çocuk nasıl internette başıboş bırakılır?..
Nasıl msn’den bir mail adresine sahip olur?..
Nasıl chat yapmasına izin verilir, bu çocuk o yaşta webcam’i kullanmayı nasıl öğrenir?
Tamam günümüz çocukları bu konularda zehir gibiler ama aile denetimi diye de bir şey var arkadaşlar.
Ufacık çocukları internette, televizyon karşısında başıboş bırakıyoruz, küfürlü filmlere kendi ellerimizle götürüyoruz. Sonra neden bunlar böyle oldu diye ağlaşıyoruz.
Paylaş