Paylaş
Başkan Garo Mafyan ve MSG yönetimine merak ettiğim soruları o toplantıda sordum:
1- Sanatçılara paralar düzenli ödeniyor mu?
Şubat, haziran ve kasım olmak üzere yılda üç dönem ödeme yapıyoruz. Sizin yazınız çıkmasaydı da biz kasım ödemesini yapacaktık sanatçılara. Bu yıl şimdiye kadar 7.223.475 lira ödeme yaptık, geçen yıl bu rakam 8.291.441 liraydı.
2- Neden MSG ve MESAM olmak üzere aynı işi yapan iki ayrı meslek birliği var?
Biz MESAM’ın işleyişinden memnun olmadığımız için oradan ayrılıp MSG’yi kurduk zaten. Şu an 3571 üyemiz var. MESAM’ın 7 bin civarında. Ancak bizim üyelerimizin beste, söz sayısı MESAM’ınkinden çok daha fazladır. En son Sezen Aksu da MSG’ye üye oldu. Sezen’den Tarkan’a, Serdar Ortaç’tan Kenan Doğulu’ya bugün müzik sektöründe işlerin çoğunu üreten sanatçılar MSG üyesidir.
3- İnternet ortamında indirilen şarkıları sanatçılar neden şifrelerini girip kendileri takip edemiyor?
Milyonlarca şarkıdan bahsediyoruz. O sistemi henüz kuramadık. Bu raporların hepsini ödemelerle birlikte gönderiyoruz. Kendi bilgi işlem merkezimize geldiklerinde de anında görebiliyorlar. Ancak bu bilgilere isteyenin evinden ulaşacağı altyapıyı da yapmamız gerekiyor.
4- MSG bu kadar iyi işliyorsa neden sanatçılardan teliflerini alamadıkları konusunda şikayetler geliyor.
Bizle değil, bu şikayetler çoğunlukla MESAM’la ilgilidir. Onlarla aramızda dağlar kadar fark var. Bizim bütün hesaplarımız açık ve sürekli denetim altındayız.
5- Kaynağı ne olursa olsun, siz de etkileniyorsunuz bu olumsuz eleştirilerden. İki meslek birliğinin tek çatı altında toplanması için Kültür Bakanlığı’nın mı duruma el atması lazım?
Evet... Bu konunun çözümü Kültür Bakanlığı’nda yatıyor...
6- MSG’nin yönetim kurulu üyeleri ve başkanı ne kadar ücret alıyor?
Aylık sadece bin lira...
7- Garo Mafyan ayda bin lira için neden bu kadar zaman harcıyorsunuz bu işe?
Çocuklarım ve yeni doğan torunum için... Bestelerimin hepsi onlara kalacak. Biz teliften milyarder olalım demiyoruz ama hakkımızı alalım diyoruz.
Konuş Türkiyem!
Kişi başına ayda ortalama 261 dakika (4 saat 21 dakika) cep telefonuyla konuşuyormuşuz...
Dün bindiğim taksici karısıyla konuşuyordu mesela, “Ulan siz gidin, 9’a kadar kalkmazsanız ben de gelirim diyorum ya, ne anlamaz kadınsın” diye bağırıyordu.
Meğer oğluna kız istemeye gideceklermiş.
Babaya bak, kız istemeyi ‘yetişirsem gelirim’ düzeyine indirmiş...
Bir de kadına fırça atıyor.
Belki de böyle konuşup da bir türlü anlaşamadığımız için, ortalamamız yükseliyor.
Türkiye sonunda İrlanda’yı da geçerek ikinciliğe yükselmiş.
Birinci Fransa ayda 279 dakika, ikinci biz 261 dakika, üçüncü İrlanda 257 dakika konuşuyor ayda.
Almanya 109 dakikayla Avrupa’da en az cep telefonuyla konuşan ülke durumunda...
Konuş Türkiyem konuş, Fransa’yı da geçmeye 18 dakika kaldı.
Bu kadar konuşmaya bir de anlaşabilsek...
Haftanın kazananı
Turkcell reklamında son model cep telefonu kullanan temizlik görevlisi ve ailesi...
Haftanın kaybedeni
Doğuş’un önündeki saksı!
Paylaş