Paylaş
Sanki Ceza’yı çıkarmışlar da, Erbakan da Ceza’nın şarkılarına ağlamış gibi...
İslami gençlik arasında da rapin nasıl yükseldiğini bilmeyenlerin attığı başlıklar bunlar.
Grup Nasihat de, Belçika kökenli İslami bir rap grubu...
Söylemleri de ciddi şekilde sert. Gazze saldırıları sırasında;
“Siyonist sırtlanlar, ruhsuz hortlaklar,
Ya rabbi kahreyle şu İsrail’i” diye yaptıkları rap müzik, İslami gençlik arasında yoğun ilgi görmüştü.
Grubun klipleri de hep İslami motifler üzerine kurulu.
Dolayısıyla Saadet Partisi gecesinde sahneye çıkan rapçilerin kökenini bilmeden, “SP’nin rap açılımı” başlığını atmak doğru değil.
Rap İslami kesimde de uzun süredir karşılık bulan müzik, SP bunu keşfetmekte geç bile kaldı.
İsterseniz sahnedeki gençlerin o gece ne söylediğini de yazayım:
Yırtılan karanlık işte şafak bu
Beş yıldızlı hilal işte sancak bu
Müreffeh şehirler, kalkınmış bu köyler
Saadet’in yolu, işte ancak bu
Şehri kasabası, köyü varoşu...
Baştacımız yaptık milli görüşü...
Kurtuluş burada, çözüm burada...
Kim bozabilir bu asi duruşu...
Bu rap şarkıya Erbakan ağlamasın da, ben mi ağlayayım...
CNN Türk’te yeni dönem
CNN Türk’te dün yeni dönem başladı. Dün saat 11.00’de binada yapılan kahvaltılı toplantıda bu yeni dönemi anlattı Mehmet Ali Birand.
Kanalın yüzleri, gazeteciler, köşe yazarlarının katıldığı toplantıda Birand dedi ki;
“Ratinglerde NTV’yi Habertürk’ü geçeceğiz diye bir derdimiz yok.
Bizim iddiamız haber kanalı olarak çok değerli bir marka olan CNN’i bulunduğu yerden çok daha iyi bir konuma getirmek”.
Gerçekten de CNN, haber dendiğinde akla ilk gelen marka.
Birand, Kanal D ve CNN’in haber merkezlerini birleştirerek çok güçlü bir sinerji oluşturdu.
İçinde olduğumdan biliyorum, oradaki arkadaşlarım iki aydır geceli gündüzlü, var güçleriyle çalışıyorlar.
Hem program servisi hem haber merkezinde büyük bir heyecan var.
Yeni programlar, yeni isimlerle kan değişimi yaşanıyor.
CNN Türk’ün böyle bir değişime ihtiyacı vardı.
Bu arada Full Ekran da bundan sona cuma akşamları 20.30 yerine 20.00’de ekrana gelmeye başlayacak ve tabii ki o da değişmiş olarak...
Çolakoğlu sonrası?
İstanbul 2010 Külltür Başkenti’nden Nuri Çolakoğlu ve ekibinin istifa yolunda olduğunu yazdım geçenlerde.
Resmi olarak henüz istifa yok ama eli kulağında...
Çolakoğlu ve ekibi buna zorlanıyor.
Burada dönen ve dönecek olan milyonlarca dolarlık bir bütçe var.
Çolakoğlu davulun kendi boynunda, tokmağın başkasının elinde olduğu bir formülü kabul etmiyor elbette ki...
10 ay kala, 2010 projesini elimize yüzümüze bulaştırmamak için...
Yolsuzluk bombalarının patlamaması için...
En iyi formül bulunmalı.
Bunun en iyi formülü Çolakoğlu’yla yola devam etmek ama bu zor görünüyor.
Hatta Çolakoğlu olayı kafasında o kadar bitirmiş ki, Fenerbahçe TV’de program yapmaya başlıyor şimdi.
Haftada bir yapacağı programın adı Futbolla Karışık olacak ve ilki bu cumartesi yayınlanacak.
2010’da ne olacak biz onu düşünelim şimdi...
Yıldız’ın hakkıydı onlar
Yıldız Tilbe, İbrahim Tatlıses’le yaşadığı kavganın ardından programa çıkmak için aldığı eşyaları geri gönderdi.
Gereksiz bir şov.
Gereksiz bir kahramanlık gösterisi.
Jilet hariç her şeyi iade etmiş Yıldız Tilbe, 5’i bir yerde altını, aksesuvarları, elbiseleri...
Oysa bunu ne için almıştı Yıldız? Programa katılma ve emeği karşılığında...
Programa da çıktı ve şarkılarını söyledi, yani yapması gerekeni yaptı.
Dolayısıyla aldıklarını fazlasıyla hak etti.
Hatta İbo Show’a son zamanların en fazla ratingi kazandırdığı için fazlasını talep etse yeridir.
Programınıza davet ettiğiniz sanatçı para isteyebilir, hediye isteyebilir bunu kabul edersiniz ya da etmezsiniz.
Tatlıses da bunu kabul etmiş, çıkıp söylemesi hataydı zaten.
Bu üslup karşısında yapılacak en iyi şey, eşyaların tamamını tutup sadece jileti iade etmek olabilirdi.
Paylaş