Engin Abi, “Atatürk rahibeleri” konusunda hemfikiriz.
Senin karikatürize ettiğin kadar olanlar bir elin parmaklarını geçmese de, başı kapalı birini gördüğünde kimyası bozulanların sayısı hiç az değil. Mini etekli gördüğünde kimyası bozulanlar konusunda da aynı hassasiyeti göstermeni bekliyoruz. Ama yanıldığın bir nokta var: “Atatürk rahibeleri” bayrak yaptığı için Türkan Saylan’ın hayatı dizi olmadı. Türkan Saylan’ın hikayesi doktorluktan deri ve zührevi hastalıklar uzmanlığına, cüzzamla savaştan çocuk okutmaya kadar ilginçtir... Hayatının son yıllarında ise Ergenekon tartışmalarının göbeğinde kalacak kadar, fazlasıyla medyatiktir. Bu yüzden bir dizi konusu olabilecek malzeme Saylan’ın hayatında mevcuttur. “Dizi tutmadı, reyting meyting almadı, ancak 74’üncü sırada” demişsin... Külliyen yanlış. Açtım reyting listelerine baktım. (İnternet siteleri yayınlıyor, kolayca bulabilirsin.) Dizinin 23 Eylül’de yayınlanan ilk bölümü AB grubunda 3’üncü, tüm izleyicide 4’üncüolmuş. Rapid Wien-Beşiktaş maçının olduğu 30 Eylül’de yayınlanan ikinci bölümü AB’de 5’inci, tüm izleyicide 7’nci sıraya yerleşmiş. Türkan dizisi üzerinden Kemalizm’e çakacaksın diye rakamları bu kadar değiştirmek nasıl izah edilir? 74’üncülük nerede, 3’üncülük nerede... Bu arada diziyi hiç izlemiş değilim, internetten bazı sahnelerine baktım. Fena çekilmiş gözükmüyordu... Böyle iyi çekilirse, sadece Türkan Saylan’ın değil herkesin hayatı dizi olur... Fatmagül’ün de, hatta Engin Ardıç’ın da... Sonuçta evde, işte, sokakta her gün bir şekilde hepimiz tecavüze uğruyoruz...
Ünlülerin imtiyazı bitti
Alkollü araç kullandığı için ehliyetine el konulan ünlüler kervanına son olarak Sinan Çetin katıldı. 1.33 promil alkollü çıkınca Çetin’in ehliyetine altı ay el konuldu ve 548 lira para cezası kesildi. Ben bu haberleri duyunca seviniyorum. Çünkü trafik polisleri normal vatandaşa nasıl davranıyorsa ünlülere de öyle davranmayı öğreniyor artık... Kimseye iltimas geçmiyorlar. Doğrusu da bu. Yakın zamana kadar nüfuzlu işadamları, emniyet amirlerine telefon açan kodamanlar, şarkıcılar, oyuncular, gazeteciler trafik polislerinden torpilliydi. Polis, çevirdiği sanatçının, gazetecinin alkollü araç kullanmasına çoğunlukla göz yumardı. O günler bitti artık. Şimdi şak diye ehliyete 6 ay el koyuyorlar, para cezasını kesiyorlar. Kimsenin gözünün yaşına bakmak yok. Son bir yılda ehliyetine el konulan ne çok ünlü haberi okuduk; Deniz Seki, Nehir Erdoğan, Özge Özpirinçci, Tuğba Ekinci, Merve Terim, Deniz Akkaya, Cansu Dere, Halil Ergün ve son olarak Sinan Çetin... Modern toplumlarda böyledir; kurallar herkes için geçerlidir. Oyuncuya, gazeteciye, şarkıcıya göre esneklik göstermez. Şimdi bu zümre de imtiyaz sahibi olmadığını öğrenmeye başladı. Bakıyorum da çevremde gece taksiyle dışarı çıkanların, şoför kullananların sayısı her geçen gün artıyor.
Kıbrıs’taki Telsim
Geçenlerde Tarkan’ı izlemeye Kıbrıs’a gittiğimde sağda solda Telsim ilanlarını görünce Cem Yılmaz’lı, Ajda Pekkan’lı reklamlara, Cem Uzan’lı Telsim yıllarına uzandım. “Telsim kırmızısı” nostalji yaptırdı bende. Ben saf saf Telsim mi kaldı, eski ilanlar neden buralarda derken uyardılar beni... “Vodafone o” dediler, “burada hâlâ Telsim adını kullanıyor”. Uluslararası ambargolardan dolayı Vodafone, kendi adıyla KKTC’ye yatırım yapamıyor. Düşünün KKTC, Türkiye için “yavru vatan” ama Türkiye’de çalışan markalar bile oraya yatırım yapamıyor. Vodafone Türkiye, KKTC’ye girmiyor... Bu konuda bir Rum baskısı var mı, yoksa sadece uluslararası ambargoya mı takılıyor Vodafone merak ediyorum... Çünkü diğer yandan Turkcell de uluslararası marka olmasına rağmen adını “Kuzey Kıbrıs Turkcell” olarak veriyor KKTC’ye... Fransız Accor Grubu benzer sıkıntıyı yaşamıştı bir süre önce. KKTC’ye ambargoyu delip otel açan Accor, daha sonra baskı yiyince ortağı Hamdi Akın’ın Mercure Otel ismini kullanmaya başladı. Diyeceğim o ki, Kıbrıs deyince yangında kül bırakmayan Türkiye elinin altındaki markaların yatırım yapmasını bile sağlayamıyor KKTC’ye... Her konuda geriden gelen KKTC de ne yapsın, hâlâ Telsim’li yılları yaşıyor...