Paylaş
Eskiden Nova-Baran’ın olduğu binada onlarca dükkan var ve çok ucuza mallar satılıyor.
Geçtiğimiz yıl da et işine girmişti Petekkaya, kasap dükkanı açmıştı.
Halen iyi iş yapıyor dükkanı...
Oyuncuların çoğu kendi paralarının ekonomisini bilmezler, ticaretten anlamazlar.
Erkan’da ise tam bir yatırımcı/işadamı kafası var.
İyi yatırımları kolluyor, farklı sektörlere giriyor.
Oyunculuktan kazandığını bankada tutmuyor ya da gayrimenkule yatırmıyor. Ticaret yapıyor.
Belki de “Öyle Bir Geçer Zaman ki” gibi reyting rekorları kıran bir işten ayrılmasına, “Dila Hanım” gibi yeni bir maceraya atılmasına neden olan da bu ticaret merakı...
Yoksa insan en iyi erkek oyuncu ödülleri aldığı Ali Kaptan rolünü niye bıraksın? Bu yüzden ben kendisini şimdi de “en girişimci oyuncu” ödülüne aday gösteriyorum.
Karaköy Lokantası 10 üzerinden 10
Öyle bir mekân ki, rezervas-yonsuz yer bulmak imkansız...
Her gece her masası dolu...
Tarihi bir binada, tarzıyla Avrupa’daki muadillerine pabucunu ters giydirecek bir restoran.
Bu kadar kalabalığa, bu kadar popülariteye rağmen tek bir falsosu yok.
Mezeler, tatlılar, yemekler harika...
Hijyen desen eksiksiz.
Personel güler yüzlü, işinin ehli...
Üstelik bakın böyle bir restoran şarabı kaç liradan satıyor...
Sarafin 95 lira...
Umurbey 90 lira...
Bu şarapları diğer restoranlarda 120-130 liradan aşağı içemezsiniz...
Demek ki istenince oluyormuş.
Karaköy Lokantası 10 üzerinden 9 değil, 10 üzerinden 10’luk bir yer...
Tek dileğimiz şehirde böyle işletmelerin sayısının artması...
Hafta sonu bunları öğrendim...
- Devlet Tiyatroları oyuncusu olan Erdal Beşikçioğlu nam-ı diğer Behzat Ç.’nin “Ben 657’ye tabi devlet memuruyum, sağda solda abuk fotoğraflarım çıkıyor sonra” diyerek fotoğrafını çektirmediğini...
(Vatan, Şule Türker röportajı)
- 19 yıldan bu yana AB sınırlarına girmeye çalışırken ölen 16 bin mültecinin isimlerinin İstanbul’da otobüs duraklarında ve metroda sergilendiğini. Bunun Banu Cennetoğlu’nun çalışması olduğunu, ilk olarak Amsterdam’da sergilendiğini...
(Milliyet, Yasemin Bay röportajı)
- Jennifer Lopez’in İstanbul konserine 150 kişilik ekibiyle geleceğini, çocuklarını da yanında getirmeyi düşündüğünü...
(Habertürk, Aysun Öz Kaşi röportajı)
- Diyarbakırlı ressam İhsan Oturmak’ın eserlerini Paris’te “Espace Culturel Louis Vuitton”da sergilediğini, “Paris’ten döndüğümde evde sular kesikti” dediğini...
(Sabah, Fisun Yalçınkaya’nın röportajı)
- Eşek sütünün kalp ve damar hastalıklarına iyi geldiğini, doku yenileyici olduğunu, üretimi için Bulgaristan sınırına yakın bir yerde eşek çiftliği kurulduğunu...
(Hürriyet, Gülden Aydın röportajı)
Velhasıl pazar günleri bir tomar gazeteyi alıp okumak büyük keyiftir.
Özcan Deniz Woody Allen
Özcan Deniz’in “Öyle bir İstanbul filmi çekeceğim ki Woody Allen bile kıskanacak” sözüyle kafa bulunuyor...
Doğru, kafa bulmaya müsait bir söz söylemiş Özcan... Çıtayı çok yükseğe koymuş... Daha ikinci filmi vizyona girmemiş bir yönetmen olarak çok iddialı konuşmuş.
Ama sanat tam da bu iddialara en müsait alandır arkadaşlar.
Yaratıcılıkta kimse kimsenin elini kolunu bağlayamaz.
Bu topraklardan Oscar kazanan da çıkar, Grammy kazanan da...
Nobel kazanının çıktığı gibi...
İddialı olmak iyidir...
Dozunda iddialı olmak en iyisidir...
Paylaş