Dünyayı kadınlar kurtaracak

Şu an Mehmetçik’in operasyon yürüttüğü İdlib kentinde doğmuş, çocukluğu orada geçmiş.

Ailesi Türkiye’ye ilk göç edenlerden, 2011’de Suriye savaşının patlak vermesinin hemen ardından aynı yılın sonunda anne-babası ve 9 kardeşiyle birlikte Türkiye’ye gelmişler...

Kampa yerleşmişler ve 14 yaşından itibaren Türkiye macerası başlamış Ravda’nın...

Üç ayda Türkçeyi öğrenince dönemin Kilis Valisi Süleyman Tapsız’ın dikkatini çekmiş...

Konferanslara davet edilmeye başlamış, Abdullah Gül’e yazdığı şiirle Ankara’nın dikkatini çekmiş...

TRT’de belgeseli bile yapılmış...

Sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla geçen yıl Türk vatandaşlığına alınmış.

Dün 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ydü...

Aydın Doğan Vakfı, UNFPA, UNICEF ve UN Women’ın düzenlediği konferans öncesinde verilen yemekte aynı masaya düştüm Ravda Nur’la...

Hikayesini o kadar merak ettim ki sormaya başladım.

“Güçlü kızlar, güçlü yarınlar” sloganıyla yola çıkan etkinliğe bu kadar denk düşen bir hikayeyle karşılaşacağımı tahmin etmiyordum...

Hızla çürüyen dünyanın tek şansının kadınlar olduğunu düşünüyorum ben.

Dünyayı kadınların kurtaracağına inanıyorum.

Günün birinde onlar söz sahibi olacak, bizden sonraki kuşaklar yaşanabilir bir dünyayı inşa edecekler...

Ravda gibileri, etrafımda ne istediğini bilerek yetişen genç kızları gördükçe buna olan inancım daha da artıyor.

Güçlü kızlar, güçlü yarınlar

Ne kadar doğru bir slogan...

Kızlarımızı ne kadar güçlü yetiştirirsek, yarınlarımız o kadar güçlü olacak.

Aydın Doğan Vakfı, UNFPA, UNICEF ve UN Women işbirliğiyle düzenlenen organizasyonda 8-9 Ekim’de bir çalıştay düzenlendi...

Dün sabah da Dünya Kız Çocukları Günü konferansı vardı...

Aydın Doğan Vakfı, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkıda bulunan çalışmalar yapıyor...

Baba Beni Okula Gönder müthiş bir projeydi...

Bir kız babası olarak diyorum ki, Güçlü Kızlar Güçlü Yarınlar da en az onun kadar müthiş bir çalışma...

Cengiz Semercioğlu, Hilton Otel’de düzenlenen “Dünya Kız Çocukları Konferansı”nda Ravda Nur’la konuştu.

Özgürlüğü Türkiye’de öğrendim

Ravda Nur, Suriyeli göçmenler içinde nasıl pırıltılar olduğunun en güzel kanıtı. Henüz 20 yaşında olmasına rağmen hedefleri çok büyük.

Genç kızların kendi güçlerini keşfetmesine yardımcı olacak.. Bu amaçla kendi adını taşıyan Ravda Nur Derneği’ni kurdu... Ben de merak ettiklerimi sordum:

◊ 14 yaşında geldin ve 3 ayda Türkçeyi nasıl öğrendin, nasıl bu kadar aksansız konuşuyorsun?

- Dile yatkınlığım var ve çalıştım. Kısa sürede öğrendim. Hatta öğrendikten sonra kampta herkes bana şaşırmaya başladı. Ben diğer çocukların da Türkçe öğrenmesini istedim. Önce aileler bana tepki gösterdi. Çocuklarını benimle görüştürmek istemediler...

◊ Sonra...

- Kilis Valisi Süleyman Tapsız’la tanışınca hayatım değişti. Ona ne kadar teşekkür etsem azdır. Bana kol kanat gerdi, hep ilgilendi, derslerin nasıl gidiyor diye sordu, hep yanımda oldu... Konferanslara gitmeye başladım. Neden sonra aileler benimle çocuklarını görüştürmeye başladılar. 14-15 yaşımda babama ‘Evlendir artık bu kızı’ diyenler bile, 1-2 yıl sonra beni takdir etmeye başladı...

◊ Ankara’ya yolun nasıl çıktı?

- Abdullah Gül’e şiir yazmıştım, sonra Ankara’ya davet ettiler. Pek çok siyasetçiyle tanıştım. Kız çocuklarının okuması, Türkçe öğrenmesi için kamplarda çalışmaya başladım. TRT belgeselimi çekti.

Sonra da Cumhurbaşkanımız Erdoğan beni davet etti ve “Sadece Suriyeli olarak değil Türk olarak da seninle gurur duymak istiyorum” diyerek bana vatandaşlık verdi... Çok mutlu oldum...

◊ Türkiye’de olmaktan memnun musun?

- Türkiye’nin bize yaptığı iyiliği dünyanın hiçbir ulusu başka bir ulusa yapmamıştır. Nasıl memnun olmam. Burada olmaktan çok mutluyum. Ben çalışacağım, sadece Türkiye’de de değil dünyada kız çocuklarının okuması, güçlü kızlar yetişmesi için mücadele edeceğim...

◊ 17-18 yaşında genç bir göçmen kız olarak Türkiye’de zorluklar, erkek baskısının yarattığı olaylar yaşadın mı?

- Bir genç kız olarak elbette zor zamanlar yaşadım ama Türkiye’nin bize verdikleri yanında bu tatsız olayların esamesi bile okunmaz. Ben o zorlukları değil, Türkiye’nin bize kattığı güzellikleri hatırlıyorum...

◊ İdlib’i özlemiyor musun?

Özlüyorum tabii, günün birinde eski güzel günleri göreceğiz orada. Savaş başladığı zaman bombardımanda okul üzerimize çöktü, arkadaşlarımı kaybettim ben orada.

Ondan sonra Türkiye’ye göç etmeye karar verdik. Şimdi de burada kız çocukları erken evlenmesinler, gelecekleri olsun diye çalışacağım...

◊ Okuyor musun şimdi?

- Gaziantep’te Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okuyorum... Pakistan’ın Malala’sı var, mücadele ediyor ben de Suriye’nin Ravda’sı olarak mücadele edeceğim. Bunun için de Ravda Nur Derneği’ni kurdum...

◊ Ne zaman kurdun ve ne yapıyorsun dernekte?

- 22 Haziran’da kuruldu. Amerika’ya konuşma yapmaya gideceğim... Oradan okul daveti aldım... Ülkesini bırakıp çadır kentte yetişen bir genç kızın bunları yapabileceğini gösterdim. Dernek, genç kızların okuması, güçlü birey olmaları, çocuk yaşta evlenmemeleri için çalışacak...

◊ Türkiye ne öğretti sana?

Türkiye bana özgürlük öğretti. Özgürlüklerle neler yapılabileceğini gösterdi. Ben özgürlüğün ne olduğunu burada gördüm. Ben de bunu değerlendirmek istiyorum.