Paylaş
3 ay kalacak Amerika’da ve tedavisini tamamladıktan sonra yurda dönecek...
Tatlıses’in geçtiğimiz hafta gergin ve stresli olduğunu öğrenmiştim bu yolculuk öncesinde...
Çünkü gerçekleşecek operasyonun kendi içinde riskler taşıdığı söyleniyor.
Herkes ilk operasyonda karın boşluğuna konulan kafatası parçasının yerine yerleştirileceğini sanıyor ama doğrusu o değil...
Tatlıses’in Amerika’ya gitme nedeni, saldırı sonrası sanatçının kafatasının iç tarafında bulunan ve o dönem temizlenemeyen kıymık gibi bir parçanın alınacak olması...
Ünlü sanatçıyı psikolojik olarak da rahatlatacak bir operasyon bu...
Çünkü Tatlıses o temizlik yapıldıktan sonra eskisi gibi yürüyüp sol kolunu daha rahat hareket ettireceğine inanıyor...
Doktorlar da bu konuda iyileşme olabileceğini söylüyor.
Ama sonuçta bir kafatası ameliyatı ve bu yüzden ‘gitmek var dönmek yok’ diyerek yakın dostlarına ve ailesine bir veda yemeği verdi Tatlıses...
En yakınlarından, kendisini sevenlerden helallik istedi...
Akla hiç kötü şeyleri getirmeye gerek yok sevgili Tatlıses...
Eminim ki aslan gibi gidip, çok daha iyi döneceksin Amerika’dan...
3 ay sonra aramıza katılacak, albümü tamamlayacak, yine en güzel şarkıları en güzel sesinle dinleteceksin bize...
Daha çok uzun yolları Elif Ada’yla el ele yürüyeceksin...
Bu yüzden hiç kötü şeyleri getirme aklına...
Amerika’ya yalnız değil, kocaman bir ülkenin sevgisini arkana alarak gidiyorsun...
Milyonların duası seninle, unutma...
Üstün Hoca haksız mı?
Türkiye Özel Okullar Birliği’nin düzenlediği sempozyumda Üstün Dökmen bir konuşma yaptı.
“Ülkemde ya bilgide ya da ölçme değerlendirmede hata var. Herkesin din dersi 5’tir.
Ama bunca hırsız uğursuz nereden çıkıyor?
Örneğin Van depreminde din ve ahlak dersinden herkes 5 aldı. Ama kolonları kesen hırsızlar da 5 aldı” dedi...
Haksız mı? Tabii Bakan’a, iktidara, siyasi güce yaranmak isteyen Özel Okullar Birliği yöneticileri hemen yüklendiler Üstün Hoca’ya...
Bu eleştiriden, “Demek ki bu kadar din dersi yeterli değil, daha da artırılmalı” çıkarımını yaptılar...
İsterseniz bütün müfredatı değiştirip sadece din dersi verin, doğru bilgiyi vermedikten ahlaklı bir insan olmayı öğretmedikten sonra neye yarar...
Üstün Dökmen’in ‘ya bilgide ya ölçmede hata var’ derken söylemeye çalıştığı da bu...
Kız babası Teoman
Teoman’ın Ot Dergisi’ne yaptığı açıklamayı çok sevdim...
Kız babası olmayı şöyle anlatmış:
“Çocuğumun kız olacağını duyunca hafiften bozuldum.
Tipik Türk erkeği reaksiyonu.
Saçma tabii. Çünkü doğar doğmaz aşık oluyorsun...”
Evet tipik bir Türk erkeği reaksiyonudur bu!
Benim etrafımdaki arkadaşlarımın neredeyse tamamının çocuğu kız...
İçimizde tek bir arkadaşımızın oğlu var, görseniz havasından geçilmiyor...
Oysa bilmiyor ki, şu erkek öküzlüğümüzün kız çocukları sayesinde nasıl törpülendiğini...
Kız çocuğu olsa bambaşka duygular besleyeceğini...
Kızım doğduğunda bizim otoparkçı, “Baba olmuşsun, hayırlı olsun kız mı erkek mi” diye sormuş...
Benden “kız” yanıtını alınca, “Olsun be abi, üzülme” demişti.
Ne üzülmesi, oysa ben çok mutluydum...
Sen de biliyorsun ki dünyanın en şanslı insanları biziz Teoman.
Kız çocuğu babaları!..
Üstelik iki ay sonra erkek babası olmaya hazırlanan biri olarak söylüyorum bunu...
Alkol yasak dinlemedi
Vergi zamları yapıldı, reklam yapmaları yasaklandı, gece 22.00’den sonra satış yapmaları engellendi...
Eee ne oldu?
İçen yine içkisini içti...
Türkiye’de 2014’te alkollü içki tüketimi 2013 yılına göre yüzde 6.5 arttı.
2013’te bira tüketimi 879 bin litreyken, 2014’te 943 bin litre olmuş...
Viski tüketimi 4.902 litreden, 6.097 litreye çıkmış...
Votka 14.908 litreden, 16.000’e yükselmiş...
Son yıllarda çok iyi yerli şaraplar üretilmesine rağmen şarap tüketimine şaşırdım ben, yerinde saymış:
62.240 litreden sadece 62.858 litreye yükselmiş...
Tüketimi tek düşen içki rakı, 42.336 litreden, 40.267 litreye düşmüş.
Toplam içki tüketimi ise 1 milyar 77 milyon litre olarak gerçekleşmiş...
Alkol tüketimini özendirmeyi savunacak halimiz yok...
Alkolün konrollü tüketilmesini, gençlerin alkolden uzak tutulmasını elbette destekliyoruz.
Ancak bitmeyen yasaklarla bir sektörün boğulup yok edilmeye çalışılmasına itirazım benim...
Görüldüğü gibi yasakların Türkiye’de alkol tüketimini düşürmediği ortada...
Paylaş