Paylaş
Eğer vücudunuzda dövme varsa THY’de kabin memuru olarak işe giremiyorsunuz.
Geçenlerde hosteslik için THY’ye başvuran bir arkadaşımın başına geldi bu...
Belirtilen tüm kriterlere uyuyor kız...
TC uyruklu...
Boyu 160-180 cm arasında...
İngilizce dışında Almanca, Arapça, Bulgarca, Çince, Danimarkaca, Farsça, Flemenkçe, Fransızca, Gürcüce, Hintçe, Hollandaca, İspanyolca, İtalyanca, Japonca, Korece, Lehçe, Macarca, Rumence, Ukraynaca, Portekizce, Rusça, Sırpça, Yunanca dillerinden en az birini biliyor...
Sağlık durumu uçuşa müsait...
Belirtilen tüm kıstaslara uyduğu için görüşmeye çağırıyorlar.
Görüşmede herkese sorulan ilk soru şu; “Vücudunda dövme var mı?”
Kız sol ayak bileğindeki melek figürünü gösteriyor.
“Kusura bakmayın sizi işe alamayız” diyerek anında eliyorlar kızı...
İşin ilginci THY’nin kendi açıkladığı başvuru koşullarının hiçbirinde böyle bir madde yok.
“Vücudunuzda dövme olmayacak” diye yazılı bir kıstas yok ama uygulamada ilk baktıkları şey o...
Aslında bu konuda bir kriter olması gerekiyor.
Kolları boydan boya dövmeli bir hostesin uçakta servis yaptığını düşünün... Sadece havayolu şirketleri değil, pek çok şirket kendi markasının yüzü olarak böyle birini kullanmak istemez...
Pek çok müşteri de bundan rahatsız olur. Ama diğer yandan ayak bileğindeki küçük bir motifin de kimseyi rahatsız edeceğini düşünmüyorum.
THY’nin hatası bu konudaki tavrını açıkça belli etmemesi.
“Vücudunuzun görünen yerlerinde dövme olamaz” dese iş bitecek ama bu konuda da bir esneklik gerekiyor.
Mesela yurtdışında küpe takan erkek kabin memuru gördüm ben, THY’de olması imkansız değil mi?..
AKM bilmecesi
Fatih Altaylı’nın, “Medyada benim dışımda AKM yıkılsın diyen yok” sözüne “Herhalde beni okumuyorsun” diyerek Hıncal Uluç itiraz etti.
Bir itiraz da benden...
İlk 2005 Eylül’de yazmışım, “AKM’yle birlikte Taksim’i de yıkalım” diye...
Ancak biz ne kadar yıkalım desek de sonuç değişmiyor.
İş yine arapsaçına döndü.
Başbakan’ın “Yıkılmalı” demesi bile bir şeyi değiştirmedi, AKM’nin yıkılması yerine tadilat yapılmasına karar verildi.
Madem tadilat yapılacaktı öyleyse 1,5 yıldır neden kapalı?..
Tadilat sekiz ay sürecekmiş, sonra 2010 Kültür Başkenti’nin yarısına yetiştirilecek, sergiler, konserler derken 2010’dan sonra yeniden başlayacak yıkalım mı yıkmayalım mı tartışması.
5 yıldır tartışıyoruz bu konuyu...
Bu basiretsizlikle
bir 5 yıl daha tartışırız.
SİYAH DOMATES
Siyah domates yediniz mi?
İtiraf edeyim görüntü olarak çok iştah açıcı değil...
Kıpkırmızı domatese alışmış bize, siyaha çalan kahve rengindeki bu domates ilk başta çürümüş izlenimi veriyor...
Hele ki GDO tartışmalarının olduğu şu dönemde insanın gözünü korkutuyor.
Ama lezzeti müthiş...
Artık unuttuğumuz bahçe domatesinin kokusu, tadı bu siyah domates de var işte...
Daha önce yurtdışından ithal edilen bu domates bir süredir Türkiye’de yetiştiriliyor. İnternette Siyah Kırım Domatesi olarak geçiyor ama bizde yetişenin menşei Kanada...
Yaz sonunda ekilmeye başlanıp, seralarda kış boyunca yetiştiriliyor.
Kontrollü Tarım Ürünü deniyor buna, genetiğiyle oynanmış falan değil yani...
Nerede gördüm bu domatesi.
İstinye Park’taki Uzmanlar Manavı’nda...
Seradan canlı yayın yapacaklar
Ne yiyeceğimizi bilemediğimiz bir dönemde mahalle manavı konseptini yeniden yaratan bir yer burası.
Mudanya’da sezonun son kalan 8 ağacından incirleri toplatıyor, İzmir’den cevizi getiriyor, Tarsus’tan kıvırcığı...
Şimdi her ürünün üzerine bir TV ekranı koymaya ve seralardan canlı yayın yapmaya hazırlanıyorlar. Yani aldığınız salatalığın nasıl yetiştiğini, nasıl sulanıp, toplandığını canlı izleyeceksiniz.
İstinye Park’ta o kadar ilgi gördü ki Uzmanlar Manavı, ünlülerin, işadamlarının çoğu sebze meyve alışverişini buradan yapıyor artık.
Aynı konsepti Avrupa’nın en yüksek binası olarak hizmete girecek Sapphire’e taşıyacaklar şimdi.
Makro’nun meyve sebze reyonlarını işleten, Migros’a Kiler’e mal veren Uzmanlar, İstinye Park’tan sonra ikinci parekende dükkanlarını Sapphire’de açacaklar.
Hızla eskiye dönüyoruz, güvendiğimiz mahalle kasabı, mahalle manavı hayatımızda yeniden önem kazanıyor.
Mahalle balıkçısını da unutmadan ekleyeyim. İstinye Park’ta bizim Çetin’in işlettiği Balıkev gibi. Taze balıkları tezgahtan seçiyor, ister eve götürüyor ister hemen orada yiyorsun.
Paylaş