Paylaş
O ilk piyasaya çıktığında 15-25 yaş arasında olanlar, bugün 35-45 yaşlarında...
Bizim kuşağımız, 20 yılda onunla beraber büyüdü.
Belki de bu yüzden bugün 30 yaş üzerinde olup da Tarkan’ı sevmeyen kadın görmedim ben.
Açıkhava’da beş gece üst üste verdiği konserlerin sonuncusuna gittim.
Gördüm ki, Tarkan bizim kuşağın çocuklarının da kalbini çalmış.
İkinci kuşağı da kendine hayran bırakmayı başarmış.
14-15 yaşındaki kızlar, çığlık çığlığa Tarkan’ın her şarkısını söylüyor.
Açıkhava yine tıklım tıklım...
Geçen gün yazdım, beş değil 10 gece üst üste konser verse, yine tıklım tıklım olur Açıkhava...
Bunu da yapabilecek başka sanatçı yok Türkiye’de.
O yüzden Tarkan tek...
Ve bu sanatçının bir “dava adamı” olması, işin en sevindirici yanı...
Onun davası doğayla...
Doğayı, çevreyi, hayvanı, insanı yok edenlerle...
“Bize katılın... Yan yana yürüyelim... Gerekirse bu uğurda öleceğiz ama dönmeyeceğiz” diyecek kadar bu işe gönül vermiş bir dava adamı.
Bunun için müthiş bir mücadele veriyor.
Açıkhava’daki beşinci konserini tamamen bu konsept üzerine kurmuştu. Doğa Derneği’nin Seferihisar’da kurduğu okula bağışladı konserin bütün gelirini.
Şarkıları, fonda gösterdiği görüntüleri, konuşmaları, hatta giydiği ağaç, kırlangıç motifli kıyafetler bile doğa konsepti üzerineydi.
Videodaki görüntüler arasında Gezi Parkı olayları da vardı.
Pek çok sanatçı bu konuda tornistan yaparken o ilk günkü duruşunu bozmadı.
Seyirci durur mu, görüntüleri görünce başladı “Her yer Taksim her yer direniş” sloganını atmaya...
Tarkan bir doğa direnişçisi...
Bu haliyle ikinci kuşak hayranlarını da etkiliyor.
Bu adam hem çok güzel şarkılar, hem çok güzel şeyler söylüyor...
İyi ki söylemiş
Tarkan, Açıkhava’daki beş konserini de “Firuze”yle başlayıp “Firuze”yle bitirdi...
Oysa çok gönülsüzdü Aysel Gürel albümünde yer almaya...
“Aysel Gürel, Orhan Gencebay’dan daha mı değersiz?” dedik, son anda fikrini değiştirdi “Firuze”yi okudu...
İyi ki değiştirmiş fikrini, iyi ki bu şarkıyı okumuş.
“Firuze”, Tarkan’la yeni bir şarkı oldu...
Aynı zamanda Aysel Gürel’in de hiçbir zaman eskimeyeceğini kanıtladı.
Açıkhava’da binlerce kişiyle “Firuze”yi iki kez söylerken, “İyi ki Tarkan’ı bu işe itmişiz” dedim kendi kendime...
Hıncal Abi’ye davetiye var
Aman kimse benden Tarkan davetiyesi istemesin” diye yazdığım gün Hıncal Uluç aradı.
“Ben istiyorum, fazla davetiyen varsa beraber gidelim mi konsere?” dedi...
“Abi bunu yazarken senin arayacağın hiç aklıma gelmemişti, sana hemen bulurum” dedim...
Buldum da.
Konser öncesi Hünkar’da buluştuk.
(Hıncal Abi benim randevuya 45 dakika geç kaldığımı iddia ediyor, ben 15 dakika... Ama fark etmez, ‘Evde çocuk bırakmadı’ mazeretleri yemez. Ondan önce eşekliğimi kendim ilan edeyim de belki yırtarım...)
Sahnenin hemen önünde Hıncal Abi’yle birlikte izledik konseri.
Nereden bileyim ben önümüze jimmy jib geleceğini?
Tarkan’la aramıza konser boyunca girip durdu kamera, Tarkan’a bile illallah dedirtti.
Neyse ki geldiğimiz gibi kulisten çıkardım Hıncal Abi’yi...
Durumu bir nebze de olsa kurtardığımı düşünüyorum.
Paylaş