Cumhuriyet...

Ben Cumhuriyet’in yarı yaşındayım neredeyse, Cumhuriyet de benim iki katım yaşında.
Aslında koca bir ülke için çok kısa bir zaman...
Ben hiçbir zaman karamsar olmadım.
En kötü anlarda bile, politikacıların en berbat açıklamalarında, en yenilmiş, en çok kaybetmiş hissettiğim anlarda bile...
Bundan 20 yıl sonra birbirimizi çok daha iyi anladığımız, kutuplaşmaları törpülenmiş güzel bir ülke olacağımıza inancım hiç azalmadı.
Bu temelleri sapasağlam Cumhuriyet’e güvenimi hiç kaybetmedim.
Siz de kaybetmeyin...
Cumhuriyet Bayramı’nız kutlu olsun...

F..k off küfür mü?

Rakibine “f..k off” dediği için kırmızı kart gören Beşiktaşlı Gökhan Töre, “Bu söz İngiltere ve Almanya’da ‘hadi oradan’ manasında kullanılır. Bundan dolayı atılmak bana koyuyor” dedi.
Beşiktaş Teknik Direktörü Bilic de “F..k küfür değil ki” dedi...
Valla f…k’ın küfür olup olmadığı nerede kullandığınıza bağlı.
Arkadaş ortamında, muhabbette kullanıyorsanız Gökhan’ın dediği gibi ‘hadi oradan’ manasına gelebilir.
Dizilerde, filmlerde Amerikan kültüründe o kadar sık rastlıyoruz ki, ‘f..k off’ günlük konuşma dilinin ayrılmaz parçası olarak görülüyor.
Ama İngiltere’de, Amerika’da bir de gidip polise ‘f..k off’ deyin bakalım...
Küfür olup olmadığını o zaman anlarsınız.
Dolayısıyla bu kelimenin küfür olup olmadığı kullanıldığı yerle, ortamla, kişiyle alakalı...
Gökhan’ın kullandığı yer de hakem yorumuna açık.
Hakem bunu kırmızı kart olarak yorumlamış.
Ama ana avrat küfürlerin uçuştuğu sahalarımızda ben olsam bunu masum bir tepki olarak görür, kırmızı vermezdim Gökhan’a...

Yine ağlattı!

Merak ediyorum, Çağan Irmak seyirciyi ağlatan yönetmen olarak anılmaktan ne kadar memnun acaba...
Son filmi “Unutursam Fısılda”nın galası da “Yine ağlattı” başlıklarıyla haber oldu gazetelere.
Seyircinin gözyaşlarına boğulduğu...
Mendilleri hazırlamak gerektiği yazıldı.
Eminim, “Unutursam Fısılda”nın sadece seyirciyi ağlatması değil, çok daha fazla şeyi konuşulacaktır.
Ama Çağan Irmak için sürekli ‘yine ağlattı’ demek, Çağan Irmak’a yapılmış en büyük haksızlık gibi geliyor bana.
“Filmi görüp bir ağlayalım”, ondan sonra konuşuruz yine...

Evli Beren, bekar Beren…

* Bekar Beren daha salaş giyiniyordu, evli Beren çok daha usturuplu giyiniyor...
* Bekar Beren daha uçarıydı, evli Beren daha ağırbaşlı...
* Bekar Beren arada geceleri dağıtırdı, evli Beren geceleri ortalarda gözükmüyor...
* Bekar Beren’in eski giyim tarzını ben daha çok beğeniyordum, evli Beren’in tarzını çok ağır buldum...
* Bekar Beren daha hızlıydı, evli Beren daha olgun...
Kenan gibi eğlenceli bir adamla evlenip de bu değişimi yaşamasına ihtimal vermiyorum.
O zaman geriye tek bir seçenek kalıyor;
Yoksa Beren hamile mi... Yoksa anneliğe mi hazırlanıyor?..

İmamların itirazı

Türk Diyanet Vakıf-Sen’in Van şubesi, “Kertenkele” dizisinde başroldeki imam karakteri kötü gösteriliyor diye RTÜK’e şikayette bulunmuş.
İmamlar dizinin yayından kaldırılmasını istiyormuş.
Diziyi izlemedim, konusuna bakılırsa türlü çakallıklara bulaşan sahte bir imamın maceraları anlatılıyor.
İmamların buna itiraz etmesine hiç şaşırmadım.
Bir Türkiye klasiğidir bu...
Hamamcılar, polisler, hemşireler, öğretmenler, muhtarlar kısacası bütün meslek örgütleri dizilerde kendilerini beğenmezler.
Hemen itiraz ederler, ayaklanırlar, “Bu karakter bizi yansıtmıyor” diye RTÜK’e şikayette bulunurlar.
Merak ediyorum, bütün mesleklerin üyeleri bu kadar yüksek ahlaklı, bu kadar dürüst ve namusluysa bu ülkede bunca sahtekârlık nasıl yapılıyor?