Paylaş
Cihangir’de son bir haftada yaşanan olaylara karşı önlem almanız için illa birilerinin ölmesi mi gerekiyor?
Son bir haftada çok ilginç şeyler olmaya başladı Cihangir sokaklarında...
Tophane’den çıkan 30 kişilik grup, ellerinde davullar “Ya Allah Bismillah Allahuekber” diye bağırarak Cihangir sokaklarını geziyorlar...
Kafelerde oturanlara sataşıyorlar, sağa sola laf atıyorlar...
Cihangir merdivenlerinde oturanlarla kavga ediyorlar...
İki gün önce yaşandı ilk olarak, kafelerin önünde oturan insanlar, turistler korkudan içeri kaçtılar.
“Neler oluyor” diyerek...
Asker uğurlama olduğu söyleniyor ama ortada uğurlanan bir asker falan yok...
Olsa da böyle bütün mahalleyi tedirgin ederek asker uğurlanmaz...
Salı akşamı 21.30’da aynı grup yeniden çıktı Tophane’den Cihangir’e...
Sokaklarda sloganlar atarak, davullar çalarak yürüdüler, merdivenlerde oturanlara laf attılar...
Sonunda kavga çıktı, şişeler havada uçuştu, genç kadınlar sinir krizi
geçirdi...
Ben son olayın bizzat şahidiyim...
Apartmanlardan çıkanlar 30 kişilik gruba bağırmaya başladı...
Ben de 155 Polis
İmdat’ı aradım...
Mahallenin huzurunu kaçıranlara karşı kimi arayacağız ki...
Sadece ben değil pencerelere çıkanlardan da biliyorum en az 10 ihbar yapıldı, Cihangir’in huzurunu bozan 30 kişilik grup şikayet edildi...
Ne oldu biliyor musunuz? Tek bir polis ekibi gelmedi...
Kavgalar, bağrışmalar 15-20 dakika sürdü... Tophaneli grup sağa sola hakaretler yağdırarak geldiği gibi gitti...
Cihangir merdivenlerini boşalttılar!
Yeniden aradım 155’i, “Birinin ölmesi mi gerekiyor gelmeniz için, neden polis ekibi gelmedi?” dedim...
“Ekipler meşgul, İstanbul’un başka yerlerinde de olaylar var” yanıtını verdiler...
Beyoğlu’na üç ay önce atanan Sayın Müdürüm İsmail Kılıç, olacak şey mi bu?
Ben o saatte çocuklarımla, ailemle bir yerden dönüyor olabilirdim...
Kafede oturanlardan biri gruba laf atsa, önlenemeyecek olaylar yaşanabilirdi...
Zaten turizm açısından itibarımız yerlerde, yabancıların en çok bulunduğu semtlerden birinde bunların yaşanması olacak şey mi?
Lütfen bir yetkili çıkıp söyler mi, polisin bile dönüp bakmadığı şehrin orta yerinde bir yerde can güvenliğimizi nasıl sağlayacağız?
N’aptın Hande ‘Hener’
Orijinal liste
Hande Yener, ocak ayında magazin ve sanat dünyasının en çok konuşulan isimlerini paylaştı Instagram sayfasında...
Ayın en çok konuşulan ismi olarak bir numarada kendisi var...
İki numarada Beyazıt Öztürk...
Oysa daha salı günü çıkan haberi hatırlıyorum, listenin başında Beyazıt Öztürk vardı...
Hande listeyi değiştirmiş olamaz herhalde diyerek listeleri karşılaştırmaya başladım...
Yanılmışım!
Resmen oynamış listeyle... İlk 5 sıradaki isimleri birer sıra aşağıya kaydırmış Hande...
6’ncı sıradaki Demet Akalın’ı tamamen atmış...
İlk sıraya da kendini yerleştirmiş...
Oysa ocak ayının en çok konuşulan ilk 20 ismi içinde Hande Yener’in adı bile yok...
Üstelik listenin başına adını bile doğru yazamamış, Hande Hener diye yazmış...
Şaka gibi...
Sonra baktım ‘handeyenerhaber’ diye bir adresten repost yapmış bunu Hande...
Ya biri çok fena trollemiş Hande’yi ya da kendisini zirvede görmek isteyen bir çılgın hayranının rüyasına kurban gitmiş... Ama insan repost etmeden haberin doğruluğuna bir bakar değil mi sevgili Hande...
Belki de Hande de böyle olmasını isteyip duruma göz yumdu...
Birileri uyanana kadar zirvede kalayım dedi...
Değişen liste
Bu maç oynanmaz!
Sporun birleştirici, barıştırıcı gücünü kullanamayarak bir büyük fırsatı daha kaçırıyor Türkiye...
Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe’yle Amedspor eşleştiği anda; “Bu maç oynanmaz” dedim... Zaten Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) da, kura çekiminden 3 saat sonra 1 maç seyircisiz oynama cezası verdi Amedspor’a...
Diyarbakır’daki Fenerbahçe maçı seyircisiz oynanacak.
Bunun üzerine de Amed Asbaşkanı Nurullah Edemen, “Fenerbahçe’yle eşleşmeseydik bu ceza verilmezdi. Ceza kalkmazsa Fenerbahçe maçına çıkmayız” dedi...
Olacağına bak...
Sonuçta bu maç hiç oynanmaz ve Fenerbahçe 3-0 hükmen turu geçerse kimse için sürpriz olmaz herhalde...
Emniyet kemeri takmayan çalışanı işten atan şirket
Rüzgar Çetin’in karıştığı trafik kazasından sonra emniyet kemeri takmayan polis memurlarına disiplin cezası verilmesi gerektiğini yazmıştım. Avustralya’ya beraber gittiğimiz Bora Koçak “Bunu yapan özel bir şirket var biliyor musun?” dedi... Castrol ve BP’nin Genel Müdürü Kamuran Yazganoğlu’nun telefonunu verdi bana... Aradım, gerçekten doğruymuş...
“Trafik güvenliği hem Türkiye hem de çalışanlarımız açısından çok önem verdiğimiz bir şey...
Emniyet kemeri takmayan ve araç sürerken cep telefonuyla konuşan tüm çalışanlarımız için disiplin cezasından başlayıp işten atmaya kadar uzanan yaptırımlarımız var” dedi... Hatta tüm şirket araçlarına hız limitleri, takip ve kontrol sistemleri koymuşlar...
BP’nin çalışanlarına yönelik bu uygulamasını çok sevdim... Trafik güvenliği için tüm şirketlerin örnek alması gerekiyor...
Paylaş