Ceppiği çal neşeye bağ İbrahim Tatlıses...

İbrahim Tatlıses, 7 Haziran 2015 seçimleri için Şanlıurfa’da AKP’den adaylığını koyup liste dışı kalınca yazmıştım: “Tatlıses yıllardır siyaseti bu kadar istemesine rağmen neden bugüne kadar bağımsız adaylığını koymadı? Urfalılara mı güvenmiyor, kendine mi...”

Haberin Devamı

Ben olsam iki kez reddedildiğim kapıya (2011 seçimlerinde de AKP’den aday olmuş ama listeye konmamıştı) üçüncü kez öldürseler gitmezdim ama Tatlıses üçüncü kez de gitti...
1 Kasım 2015 seçimleri için yine AKP’den adaylığını koydu...
Üçüncü kez İbo’ya kapıyı gösterdi AKP...
“İstemiyoruz kardeşim seni, daha neyi anlamıyorsun” dediler...
Buna karşılık Tatlıses ne yaptı?
Gitti Şanlıurfa’dan bağımsız adaylığını koydu...
Tam, “Helal olsun İbo’ya be, sonunda hem kendine güvendi hem Urfalılar’a... AKP’ye karşı gurur bayrağını açtı” diyordum...
2009 yerel seçimlerinde “Ceketimi koysam kazanır” diyenlere pabuç bırakmayarak belediye başkanlığını kazananan Fakıbaba’nın yaptığını yaptı diyordum ki...
(Hoş Fakıbaba da 7 Haziran’da Şanlıurfa’da AKP’nin 7’nci sırasını kabul etti ve son anda kapağı meclise attı.
1 Kasım için de ne yapıp edip 4’üncü sıradan yerini garantiledi.)
O da ne?
İbrahim Tatlıses ortada hiçbir şey yokken Şanlıurfa Bağımsız Milletvekilliği Adaylığı’ndan çekildi...
“Gizli bir el devreye girdi” gibi şüphelere mahal bırakacak bir durum da yok ortada...
Olay çok açık ve net...
1 Kasım seçimlerinde AKP’nin Şanlıurfa 1. Sıra Adayı olan, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik aradı İbrahim Tatlıses’i...
Ben Anadolu Ajansı’nın yalancısıyım...
Bilin bakalım sonra ne oldu?
Bu görüşmeden sonra İbrahim Tatlıses, aniden bağımsız adaylıktan çekildi!

BU ADAYLIK KİMİN ALEYHİNE OLACAKTI

Peki Tatlıses’in bağımsız adaylığı kime daha fazla zarar verirdi Şanlıurfa’da...
Bu sorunun yanıtı için 7 Haziran sonuçlarına bakalım...
CHP ve MHP’nin esamesi okunmuyor Şanlıurfa’da...
7 Haziran seçimlerinde AKP yüzde 46.1, HDP yüzde 39.2 oy aldı burada...
12 milletvekilliğinin 7’sini AKP, 5’ini HDP kazandı...
Osman Baydemir, Dilek Öcalan, İbrahim Ayhan, Leyla Güven ve Ziya Çalışkan’ın HDP adayı olarak meclise girdiği yer Şanlıurfa...
Şimdi böyle kritik bir denklemde İbrahim Tatlıses, Urfa’dan bağımsız aday olsa ne olur...
AKP aleyhine dengeleri bozacağı çok açık...
Tatlıses aday olsa alacağı oyların çoğunu AKP’den çalacak, büyük olasılıkla da yeterli oyu alıp bağımsız aday olarak seçilemeyeceği için:
7 Haziran’da Urfa’da “AKP: 7 – HDP: 5” olan sonuç...
1 Kasım seçimlerinde “AKP: 6 - HDP: 6” olarak değişecek...
İşte bu yüzden AKP’nin Şanlıurfa birinci sıra adayı eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İbrahim Tatlıses’i arayarak münasip bir dille durumu izah etti!
Cem Uzan’la 2007’den beri Meclis’e girmeye çalışan İbrahim Tatlıses de bağımsız adaylığından hemen vazgeçti...
Üç defa kovulduğun AKP kapısının bir ricasıyla bağımsızık adaylıktan bile çekil...
Tatlıses’in 10 yıldır yalpalayan politik macerasından vardığım sonuç şudur: Siyaset yapacak ne bir harç ne bir güç var kendisinde...
Bundan ötesini daha fazla zorlamadan şu Urfa sözüne kulak vermeli Tatlıses: “Büyüğlerimiz ne demiş ceppiği çal neşeye bağ... O vakıt sen neşeye bağ sesiyde etme...”
Bu yazının sözlüğü:
Çepik: Kürtçe alkış/alkışlamak demektir.
Cümle de şu manaya geliyor:
“Büyüklerimiz ne demiş; alkışla, neşene bak... Öyleyse sen de eğlenmene bak, sesini de çıkarma...”
Benim İbrahim Tatlıses’e söylediğim de bu Urfa sözünden başka bir şey değildir...

Haberin Devamı

Futbolda vicdan sahibi olmak...

Haberin Devamı

Hayatta ne iş yaparsanız yapın, önce vicdanlı olun...
Vicdanımızı kaybettiğimiz an insanlığımızı kaybederiz...
Önceki akşam Kasımpaşa-Rizespor maçında iki vicdanlı insana şahit oldu Türkiye kamuoyu...
Maçı yöneten hakem Deniz Çoban, canlı yayında Rıza Çalımbay’la konuşan Lig TV muhabirinin yanına geldi, verdiği penaltı ve kırmızı kartların hatalı olduğunu söyleyerek herkesten özür diledi...
Hakemlerin bırakın canlı yayına çıkıp böyle bir laf etmesini, maç hakkında en ufak yorum yapmaları, konuşmaları bile yasaktır...
Deniz Çoban buna rağmen, “Yanlış bir şey yaptığımı biliyorum... Federasyon ve Merkez Hakem Kurulu yöneticileri beni affetsin. Ama yanlış kararlar verdim. Kariyerimi noktalayacak bir şey bu belki... Yarın kendimle ilgili karar da vereceğim. Her iki takımdan da özür diliyorum” dedi.
Çünkü vicdan sahibiydi... Oraya çıkıp o özrü dilemese gece, hatta geceler boyu uyuyamayacaktı...
Peki Rıza Çalımbay ne yaptı?
O da vicdan sahibiydi...
Takımı Kasımpaşa 1-0 öndeyken hakem Deniz Çoban 95’inci dakikada penaltı vermese, maç 1-1 bitmese 3 puan alacak, ligde 3’üncü sıraya yükselecekti...
Ona rağmen canlı yayında vicdanı ağır bastı;
“Olur böyle şeyler hocam. Hepimiz hata yapıyoruz. Sizin gibi hakemlere bizim ihtiyacımız var” diyerek 2 puanını istemeden gaspeden hakem Deniz Çoban’ı teselli etmeye çalıştı...
Basın toplantısında da “Puanlardan geçtim, Deniz Çoban’a üzülüyorum. Umarım hakemliği bırakmak gibi bir karar almaz” dedi...
Bence de umarım almaz ve umarım federasyon ve MHK hakemlikten ihraç etmez Deniz Çoban’ı...
Çünkü Türk futbolunu geçtim, Türkiye’nin böyle vicdanlı insanlara çok ihtiyacı var...

Haberin Devamı

Ha gayret! 150 dakikaya az kaldı

Televizyon sektörü battı batıyor, gitti gidiyor... Kanalların hepsinin zarar ettiği bir sistem böyle devam edemez...
Sektörde herkes dizilerin süresi kısalsın dedikçe, dizilerin süresi habire uzuyor...
90 dakikadan 100-110 dakikaya çıktılar... Sonra 120 dakikaya uzadı...
Ve yeni sezonla birlikte yeni rekor da kırıldı; 135-140 dakika oldu diziler...
Nedeni şu;
Bir dizi 100 dakika, karşısındaki rakibi 110 dakikaysa; sondaki 10 dakikalık bölümde rakipsiz kalan uzun dizi daha çok reyting topluyor...
Bu durumda 100 dakikalık dizi de rakibine boş alan bırakmamak için 110 dakikaya çıkıyor...
Herkes karşılıklı el yükseltiyor...
110 dakikalık 120’ye...
120 dakikalık 130’a derken...
Bugün 135-140 dakikaya dayandı diziler...
Artık iki yönetmen, iki set, iki montaj ekibi de yetişemez oldu...
Ha gayret beyler, 150 dakikaya az kaldı...
Bakalım “2,5 saati aşan dizi saçmalığı” rekorunu ilk kıran yapım hangisi olacak...

Yazarın Tüm Yazıları