Paylaş
Belli ki seyircilerden biri cep telefonu ya da ses kayıt cihazıyla çaktırmadan baştan sona kaydetmiş gösteriyi.
Ne büyük haksızlık...
Ne büyük saygısızlık...
Adamın son model arabasını çalmaktan ne farkı var bunun.
Sanki başına geleceği bilmiş gibi her oyunundan önce defalarca uyarıyor seyirciyi Cem Yılmaz...
“Lütfen kayıt almayın, indirin artık şu cep telefonlarını” diye...
Ama dinleyen kim, bir ya da birkaç kendini bilmez yine çıkmış işte.
Cem Yılmaz bundan bir ay önce gösteriye gelen seyircilerden cep telefonlarını dışarıda bırakmasını istese ne derdik?
Oyununa, “Salona cep telefonuyla girilmez” kuralı koysa neler söylerdik?..
Emin olun ne kendini beğenmişliği kalırdı...
Ne seyirciye terbiyesizliği...
Ne de poposunun kalkmışlığı...
“Müzeye mi giriyoruz birader” denirdi...
Bunların hepsi yazılır, gösteri öncesi seyircinin cep telefonlarını topladığı için sinir olunurdu Cem Yılmaz’a.
Buyrun toplamadı da ne oldu?..
2,5 saatlik gösterinin ses kaydı internette yayınlanıyor.
Şimdi Cem Yılmaz hakkını arayıp bu sitelere dava açsa...
Mahkeme de sadece suçluya ceza vermek yerine (Youtube, blog her neyse) siteyi toptan kapatsa Cem Yılmaz’ı mı eleştireceğiz.
Cem Yılmaz’ı internet sitelerini kapatan sansürcü mü ilan edeceğiz.
Digiturk öyle ilan edilmeye çalışıldı.
Bu ülkede çarpıklık bir değil ki...
Deve gibi, her yerimiz eğri...
Kolpaçino Bomba
TRT Müzik Ödülleri’ne geç gitmemin sebebi aynı gece “Kolpaçino Bomba”nın bizim için yapılan özel gösterimiydi.
8-10 kişilik bir gazeteci grubuyduk.
Bu hafta sonu vizyona girecek filmle ilgili izlenimlerimi de yazayım:
Şafak Sezer’in ilk yönetmenlik denemesi bu. Filmi yönetmekten bu sefer senaryoya yeterli zamanı ayırmamış anlaşılan, espriler zayıf.
Şafak Sezer en büyük müşterisi çocukları ıskalamış. Bu filmde çocukları eğlendirecek çok şey yok.
Hapishane sahnesinde Tarkan’ın belgesel sesini kullandıkları için National Geographic’e telif ödediler mi bilmiyorum. Ama tam yerine denk düşmüş, en sevdiğim sahneydi...
Arzu Yanardağ da olmasa film tam bir ‘çirkin erkekler geçidi’ olacakmış.
Özel gösterimleri bu yüzden sevmiyorum işte... Olumsuz bir şey yazınca eve giden kötü misafir gibi hissediyorum kendimi.
Şimdi sulandı!
Ergenekon’u sulandırmayın deniyordu ya... Son tutuklamalarla tam sulandı.
Her yerde Ergenekon esprisi yapılıyor, galalarda, oyunlarda, yemeklerde, kahvede...
Olmayan Güneri Cıvaoğlu-Nazlı Ilıcak ilişkisine kadar gitti olay.
Tam bir geyik mevzusuna döndü Ergenekon. Tut ki Güneri Cıvaoğlu ile Nazlı Ilıcak arasında geçmişte bir ilişki yaşandı, ne olacak?..
Bundan devlete ne...
Bu haftaki Leman’ın kapağı son noktayı koydu zaten:
“Buraya çöp döken Ergenekon’dur” diyerek.
TRT Müzik Ödülleri
TRT Müzik Ödülleri’ne geç gidebildim, salona girmemle ilk izlenimlerim şu oldu
Muhteşem bir sahne. Hem ekranda hem de salonda çok etkileyici görünüyordu, bu tür geceleri görkemli kılan da en başta sahnesidir.
Sanatçı katılımı dışarıdaki buz gibi havaya ve kara rağmen hiç fena değildi. Galiba bu tür organizasyonları biraz daha sıcak günlerde yapmakta fayda var.
Tarkan, Sıla, Mustafa Ceceli, Emre Aydın, Gripin... Ödüller tartışılmayacak isimlere gitti, yani TRT Müzik hakkaniyetliydi.
TRT Müzik’in ilk ödül töreni olmasına rağmen eli yüzü düzgün organizasyon ilerisi için ümit verdi. Birkaç yıl içinde daha da oturacak ve müzik sektörü Kral TV’den sonra iyi bir ödül törenine daha kavuşacaktır.
Paylaş