Cem Yılmaz’ın gişesi 1 Kasım seçimlerine bağlı

Cem Yılmaz’ın gişesi 1 Kasım seçimlerine bağlı

Cem Yılmaz’ın yeni filmi “Ali Baba ve 7 Cüceler”, 1 Kasım seçimlerinden hemen sonraki hafta vizyona giriyor.
Film, 13 Kasım’da seyirciyle buluşacak.
Fragmanını izledim; Cem Yılmaz giderek fantastik bir kafada sinema yapmayı sever bir hâl aldı.
Karakterler, konular, makyajlar, kostümler çizgi romanlardan fırlamış gibi...
Çizgi roman tadında filmler yapıyor Cem Yılmaz.
Tabii her zaman seyirci bu tarzı rekorlar kırdıracak kadar satın almıyor.
6-7 milyonlara çıkarmıyor Cem Yılmaz’ın gişesini.
“Ali Baba ve 7 Cüceler” de bu anlamda zor film gibi geldi bana.
Ama Cem Yılmaz bunu umursamıyor, bu tarzı seviyor ve bildiği yolda ilerliyor.
Son filminin gişesi biraz da 1 Kasım seçimlerine bağlı olacak.
Ya çok gülerek izleyeceğiz filmi... Ya da çok komik olsa bile somurtarak...
Tabii bunun Cem Yılmaz’la ilgisi yok. Ülkenin ruh hali doğrudan etkileyecek “Ali Baba ve 7 Cüceler”in gişesini...

Havalimanı taksi

Atatürk Havalimanı çıkışındaki taksi durağı karmaşasını defalarca yazmıştım.
“Dünyanın hiçbir havaalanında çıkışta böyle bir taksi durağı kaosu yok” diyerek...
“Bu kadar mı zor şuraya insanların sıraya gireceği iki demir koymak?” diye de bir öneride bulunmuştum.
TAV, uzun bir süre önce çözdü bu olayı. Artık insanlar medeni bir şekilde sıraya girip taksisine biniyor. Peki çok sıra olduğunda buraya dışarıdan taksi neden alınmıyor hâlâ?
İlla Atatürk Havalimanı durağına kayıtlı taksi olacak, diğerleri giremiyor...
İnsanlar sırada, öte taraftan boş taksiler geçiyor ama yok, çevirip bindirmiyorlar insanları.
Bunu da çözerlerse, havalimanında taksi sorunu hallolacak...

Cihangir’in en iyisi: Journey

Yemeklerini, her daim bir ünlünün oturduğu kapı önü muhabbetini, yıllardır verdiği kaliteli hizmetini bir kenara koyuyorum...
Neden Journey’e, Cihangir’in en iyisi diyorum biliyor musunuz?
Çevreye ve insana en saygılı kafe olduğu için.
Çöplerini asla sokağa atmıyorlar.
Söylediğim şaka gibi değil mi? Marka olmuş bir semtte hâlâ çöpünü köşe başına, sokağa atan kafeler ve dükkanlar var...
En başta kafelerin Cihangir’i güzelleştirmesi gerekirken, onlar hâlâ 50 metre ilerideki konteynere değil, sokağa çöp atıyorlar, şaka gibi...
Journey ise çevreyi kirletmiyor. Şişelerini ve çöplerini ayırıp, ayrı ayrı kutulara atıyorlar.
Ve en önemlisi hâlâ belediyenin gösterdiği kurallara uyuyorlar.
Ne arkadan dolanıyorlar, ne ihlal ne de uyanıklık yapıyorlar.
Dükkanın önü yıllardır neyse o.
Onlar daha çok para kazanmak istemez mi, onlar durumu abartamaz mı? İnatla yapmıyorlar...
Saygılılar.
Bu yüzden de Cihangir’in en iyisi Journey.

Filler

Fil, çok güzel ve karakterli hayvandır. Benim de en sevdiğim hayvanlar arasında gelir.
6-7 yıl önce ben de yapmıştım; filin önce altından sonra ön ayaklarıyla hortumunun arasından üç kez geçersen, bunun sana şans getireceğine inanılır...
Peki son durumları ne?
Orman fillerinin sayısı 2002-2011 yılları arasında yüzde 62 oranında azaldı. Kalanlar da kendi coğrafi alanlarının yüzde 30’unu kaybetti.
Sadece üç yıl içinde; 2010-2012 yılları arasında Afrika genelinde fil sayısı 100 bin düştü.
En çok etkilenen ülkelerden biri olan Tanzanya’da, 2009 yılından bu yana fillerin nüfusu 50 bin azaldı.
Bu da ülkedeki fil popülasyonunun yüzde 60’ına denk geliyor.
Mozambik’te fil nüfusunun yarısı; yani 7 bin 500 fil hayatını kaybetti.
Milli parklarda av yasaktır ama Gabon’da son 10 yılda Minkebe Milli Parkı’nda 2 bin fil hayatını kaybetti...
Bizde kimseyi ilgilendirmeyen bu bilgileri neden verdim? Sadece filleri sevdiğim ve çok yakın zamanda doğada çocuklarımıza göstereceğimiz fil bile kalmayacağı için...
Arılar yok olunca insanlık yok olur deniyor ya...
Merak ediyorum filler yok olunca insanlık ne olacak...