Paylaş
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a bu konuyu sordum.
Bakın neler söyledi:
? İki kişinin arasında yaşanmış bir olay. O gece evde üçüncü bir şahıs yok. Dolayısıyla iki kişinin arasında ne yaşandığına baktık öncelikle biz.
? Yaptığımız incelemelerde olay gecesi taraflar arasında herhangi bir şiddet bulgusuna rastlamadık. Darp, bıçaklama, boğuşmadan kaynaklı yaralanma gibi bir durum söz konusu değil.
? Şimdi olay Adli Tıp Kurumu’nda, onların yapacağı araştırma ve verecekleri kararla durum netlik kazanacak. Ölümün astım mı kalp krizi mi yoksa başka bir nedenden mi kaynaklandığını Adli Tıp Kurumu’nun çalışması sonucu öğreneceğiz.
Erdal Beşikçioğlu’nun (Behzat Ç.) ve Arka Sokaklar’ın Rıza Baba’sı Zafer Ergin’in yer aldığı Star TV’deki “Full Ekran”a katılmasını rica etmiştim Hüseyin Çapkın’dan. İstanbul Emniyet Müdürü’nün dizilerdeki polis karakterlerini nasıl bulduğunu merak ediyordum. Çapkın’ın iş yoğunluğundan dolayı o programa katılıp söyleyemediklerini burada aktarayım:
? Bizim bunlardan şikayetimiz yok. Zaten çoğu dizi ekibi teşkilatımızla dirsek teması halinde çalışıyor. Bunların içinde en farklısı Behzat Ç. karakteri zaten.
? Behzat Ç. ile ilgili bazen arkadaşlarımız içinden yakınmalar geliyor, “Böyle polis olur mu” diye... Onlara hep aynı şeyi söylüyorum... Bu bir dizi karakteri. Diziler polisin içinden her türlü karakteri alıp yeniden şekillendirerek ekrana aktarıyor. Behzat Ç.’yi de böyle değerlendirmek lazım.
? Arka Sokaklar’daki polisler Behzat Ç.’den daha farklı mesela. Zaten o dizinin ekibi sürekli bizimle birlikte çalışıyor. Bu dizilerin polisleri sevdirdiğini de düşünüyorum.
? Behzat Ç., Ankara polisiyesi olduğu için çok mesaimiz yok onlarla. Polislerin yer aldığı dizileri fırsat buldukça izlemeye çalışıyorum.
? Cem Yılmaz ve Şener Şen’in oynadığı “Av Mevsimi” filmini de sevdim. Oradaki polis karakterleri ve anlatılan hikayeyi de beğendim. O film için de bizimle sürekli bilgi alışverişinde bulundular zaten.
Böyle de olurmuş
Neyse ki;
Bitmiş bir ilişkinin ardından konuşmadan...
Kamuoyu önünde kavga dövüş yapmadan...
Hakaretler etmeden...
Birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeden...
Ayrılabilen bir çifte tanık olduk.
Hatta Cem Özer bir adım öteye gidip, “Nurgül’ü gülerken görmek hoşuma gitti” dedi...
“Toza bulanırım toz kondurmam” diyerek eski eşine, çocuğunun annesine sahip çıktı.
Biz de böylece görmüş olduk...
Demek bir evlilik saygı çerçevesinde de bitebiliyormuş.
Cep telefonuna ahize
Şehrin son modası; cep telefonlarına eski model telefon ahizesi takmak.
Eskiden ev telefonlarının kocaman ahizesi vardı ya, işte onu bir aparatla cep telefonuna takıyorlar ve öyle konuşuyorlar.
Modern kulaklıkların işlevini eski model ahizeler yerine getiriyor.
Radyasyondan korunmak için yapılan ama daha çok görüntüsüyle ilgili çekici bir durum.
Tabii koca ahizeyi çantalarında taşıyabildikleri için bunu sadece kadınlar kullanıyor, erkekler kullanamıyor.
Dün gazeteler bunun yaratıcısının Nur Yerlitaş olduğunu yazmış.
Nur böyle bir şey söylememiş ama böyle bir yakıştırma yapılmış.
Kanyon’da satılıyor bu ahizeler. Şu sıralarda da bütün kadınlar kapış kapış alıyor.
Bizim evde de makara olsun diye kullanıldığı için, bu ahizelerin restoranda falan herkesin fena halde ilgisini çektiğini iyi biliyorum.
Paylaş