Paylaş
Haklılar itiraz etmekte çünkü iş hayatları boyunca evlerinin önünden alınıp işyerlerinin önüne bırakılmaya alışmışlar...
Dünyanın hiçbir yerinde bu lüks yok...
Sözünü ettiğim yer İstanbul’un en fazla iş yoğunluğu ve çalışanın olduğu bölge...
Bu yoğunluk yüzünden akşamları 16.30’dan sonra Maslak’tan Zincirlikuya’ya gidebilmek mümkün değil...
Yüzlerce servis üç sıra park yapıyor, bütün trafik kilit...
Oysa bu güzergahta İstanbul’un en yoğun çalışan metrosu var.
Üç dakikada bir her yöne metro gidiyor ama hiçbir çalışan 100 metre yürüyüp metroya binmiyor...
İlla işyerinin kapısının önünden servise binecek...
Şirketler bu servisleri kaldırdığı takdirde, büyük bir servis maliyetinden kurtulacaklar...
Bu parayı da çalışanlarına yol ücreti, zam olarak versin...
Servis kullanmayan çalışanlar zamla ödüllendirilsin bakalım, şehirde servis çilesi kalıyor mu...
Diğer yandan şirketler servis yerine ring seferleri koyabilir metro duraklarına...
Benim çalıştığım dönemde TV8 yapıyordu bunu, Ayazağa’dan Maslak metro durağına gün içinde belli saatlerde ring seferleri vardı...
Metro durağına uzak şirketler için akıllıca bir çözüm...
Büyükdere Caddesi’nde servislerin girmesi yasaklanmalı ve çalışanlar metro kullanmaya teşvik edilmeli...
Şirketler kapı önüne değil, metro duraklarına servis yapmayı geliştirmeli...
Bir şehrin göbeğindeki en önemli ana arter böylesine servis işgali altında bırakılamaz...
Eden bulur...
Habertürk’te Tayfun Topal yazdı, eğlence sektörünün en kötü günü yılbaşı oldu diye...
“Bu kadar kötü bir yılbaşı hiç görmemişti sektör” dedi.
Mekanlar boş kalmış, normal cirolarını bile yapamamış...
Tabii bunu sadece havanın karlı olmasına bağlamak doğru değil Tayfun... Eden bulur hesabı...
Yıllarca yılbaşı gecesini müşteriyi kazıklamak için fırsat olarak gören mekanları kendisi hazırladı bu sonu...
Sonunda yılbaşında kötü kalite, yüksek fiyat politikası iflas etti...
Ben yıllardır yılbaşında dışarı çıkmıyorum, etrafımda çıkan da görmüyorum artık... Eminim senin de ilgi alanin eğlence sektörü olmasa sen de evde oturursun...
Arda sevinci...
Arda sevincimizi çok mu abartıyoruz, az mı?
Bir Türk’ün Barcelona’da oynaması karşısında yaşanan sevincin dozu biraz fazla mı kaçtı?
Boşverin ya bırakın kaçsın...
Sevinç yaşayacağımız, gurur duyacağımız o kadar az şey oluyor ki hayatımızda, onu da doya doya yaşamayı çok görmeyin...
Arda’lı Barcelona’yı izlemeye devam edin...
Kimse konuşmuyor bir tek o konuşuyor
Ortada bir ihanet, aldatma, dağılması muhtemel bir yuva var...Kaan Tangöze bu konuyla ilgili konuşmuyor...Seçkin Piriler konuşmuyor...Kıvılcım Ural bir kez bizim Zelal’a (Özalp) konuştu, o da artık konuşmuyor...Peki bu üç ayaklı ilişkiyle ilgili konuşan kim var?..Bir tek Meral Kaplan...Seçkin Piriler’in yakın arkadaşı sıfatıyla medyaya bütün bilgileri aktarıyor, televizyonlara bağlanıyor, röportajlar veriyor...Boşanacaklarını anlatıyor, Seçkin Piriler’in iki ay içinde hayatındaki erkekleri (baba ve eş) kaybettiğini söylüyor...Anlatıyor da anlatıyor...Bir olsa iki olsa tamam diyeceğim de, olay yakın arkadaşlık durumunu geçti...Dış kapının mandalı olayına döndü...Üç vakte kadar Seçkin Piriler’le Meral Kaplan kavga ederse, şaşırmayın...
Çalışanların servis hakkı!
Servisler kalksın önerime itiraz edenlerden biri de Gülay Avşar, üstelik her akşam Maslak NTV’ye canlı yayına yetişme stresi yaşamasına rağmen...
Çalışanların servis hakkını sonuna kadar savunuyorum ama düzenleme yapılmalı diyor...
Bu hak nereden çıkmış sevgili Gülay?
Zorunluluktan...
İstanbul’da gelişkin bir toplu taşıma ağı olmadığı yıllardan kalan bir uygulama...
Londra’nın merkezine sokabilir misin bu kadar servisi ya da New York’un, Paris’in merkezine?
Bugün İstanbul’da da gelişmiş bir toplu taşıma ağı var...
Senin çalıştığın Doğuş Grubu’nun binası metro durağına 200 metre mesafede sevgili Gülay...
NTV Radyo’da program yaparken hep metroyla gittim geldim o binaya...
Şimdi oradaki arkadaşların metroyla işe gidip gelmesi mi daha doğru, servis kullanmaları mı?
Rahatımıza düşkün bir millet olduğumuz için servis diyecek herkes ama unutma o servisler yüzünden bütün şehrin rahatı kaçıyor...
Paylaş