Bu yılbaşı partiye gelecek mi

31 Ekim Halloween ya (Cadılar Bayramı), dergi düşünmüş taşınmış ekim sayısında en tatlı cadı olarak Banu Güven’i kapağa taşımış.

2006 Aralık’ında İKSV’nin düzenlediği kostümlü yılbaşı partisine de Zorro kıyafetiyle katılıp olay yaratmıştı Banu Güven...

Elinde kılıcı, yüzünde maskesi, pelerini ve şapkasıyla Medyatava’da fotoğrafları yayınlanınca günlerce konuşulmuş, hakkında onlarca makale yazılmıştı.

Bir sene sonra 2007’deki partide de gözler Banu’yu aradı ama yoktu.

Belki Zorro kıyafetinin gördüğü ilginin yüksek olması nedeniyle katılmak istemedi, partinin yankısı da zayıf kaldı zaten...

Zorro’dan bu yana Banu’yu ilk kez kostümlü hem de cadı olarak Yüxexes’in kapağında görünce acaba İKSV’nin bu yılki partisine katılacak mı diye düşündüm...

İKSV bu ay içinde İstiklal Caddesi’ndeki yerinden Şişhane’deki yeni binasına Deniz Palas’a taşınacak...

Yeni yerleri muhteşem ve bu aralıkta yılbaşı partisini de yeni binalarında yapacaklar...

Gözler Banu Güven’i arayacak...

Edebiyat, sanat dergilerinin cesareti

Müzik, edebiyat dergilerinin, popüler isimleri çarpıcı fotoğraflarla kapaklarına taşımaları son dönemde moda oldu...

Karakalem dergisi kanlı küvette Pelin (Batu), vampir Deniz (Akkaya), Alien Hayko (Cepkin) gibi neredeyse her sayıda ses getirecek bir prodüksiyona imza atıyor...

Yüxexes adlı müzik dergisinin NTV spikeri Banu Güven’i cadı olarak kapağına taşıması son örnek oldu.

Aslında dergilerin bu yöntemi kullanmaları çok normal.

Çünkü 2-3 bin satan bu dergiler için bulunmaz bir reklam fırsatı bu.

Bu dergilerde yer alan ünlülerin ilginç fotoğraflarını biz alıp manşet yapıyoruz, bu sayede dergi de yüzbinlerce insan tarafından bilinir hale geliyor, daha çok satıyor.

Karakalem dergisini kendi okurları dışında bilen mi vardı?..

Edebiyat, sanat dergileri içinde bu cesur adımları atanların çıkması, okuyucularından gelecek tepkilere aldırmadan popüler kimlikleri kapaklarına taşımaları yayıncılık açısından önemli...

Tirajda son nokta

Zaman okurlarından sonra gazetenin genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı da eleştirdi beni, CNN Türk’te Zaman’ın tirajlarını vermediğim için... Ben dedim ki; "Gazetelerin sadece bayi satışlarını veriyorum".

Dumanlı dedi ki; "Abone satışı satış değil mi, görmezden gelemezsin"...

Benim de haklı olduğum yan var, Dumanlı’nın da...

Aradım, "Öyleyse orta yolu bulalım" dedim.

Bu cumadan itibaren Zaman’ın tirajlarını vermeye başlayacağız Full Ekran’da, abone satışı ve bayi satışı ayrı ayrı olarak...

Çocuk da yaparım evde de bakarım

Bizde 90’ların başında kadının mottosu olan "çocuk da yaparım kariyer de" son yıllarda yerini geleneksel anlayışa bırakmaya başladı.

Bugün 40’lı yaşlardaki kadın yöneticilerin 20’li yaşlardaki halini hatırlayın...

İyi pozisyon, mutlak başarı ve para hırsıyla başladılar kariyerlerine.

Bu uğurda yeri geldi özel hayatlarını yok ettiler, sevgililerini, çocuklarını, evlerini ihmal ettiler.

Geç yaşta anne oldular...

Karınları burunlarında son ana kadar çalışıp, iki ay sonra işlerine döndüler.

Ama genç kuşak kadınlara bakıyorum da ablalarının hırsı hiç yok onlarda.

Genç yaşta anne olup, çocuklarını gönlünce büyütebilecekleri bir hayatı istiyorlar.

Bugün iş dünyasında 30 yaş civarı kadınlara sorsak, "kariyer mi, ev mi" diye, evde çocuk büyütmeyi isteyeceklerin sayısı hiç az çıkmaz.