Paylaş
Peki gazetelerin bu ifadeleri doğruluğunu dahi bilmeden çarşaf çarşaf kullanması özel hayata müdahale değil mi?
Emin olun Timuçin Esen’in yerlerde sürüklenmesinden, Uğur Yücel’in kamera tacizine uğramasından, Levent Kırca’nın çıldırtılmasından daha fazla özel hayata müdahale bu...
Bu magazin haberlerinden dolayı kimsenin hayatı kaymadı...
Ama basına sızdırılan bu ifadeler yüzünden her gün hayatlar altüst oluyor.
Katil zanlısı, “Arabanın arkasında birlikte olduk” diyor, öldürülen kadının “Sen diğer erkeklerden daha iyi çıktın” dediğini iddia ediyor...
Gazeteler de bunları doğruluğuna bakmadan basıyor...
Nasıl inanıyorsunuz bir katilin sözlerine?
O sözlere inanıp yapılan haberler sonrasında öldürülen kadının kafamızdaki imajının ne olduğunu yazmama gerek yok herhalde?
Katile dayanarak yapılan bu haberler, öldürülen kadının yakınlarının özel hayatına müdahale değil mi?
Asıl özel hayat bu!
Öldürülen kadının 20 yaşında kızı, 22 yaşında oğlu okul değiştiriyor, mahalle değiştiriyor şimdi... Buna kimin hakkı var?
Timuçin Esen’in yerlerde sürüklenmesini bu kadar tartışan medya, 20 yaşındaki çocukların hayatının medya eliyle altüst edilmesini neden tartışmıyor?
Levent Kırca’nın özel hayatına giren magazinciler kötü...
Boğularak öldürülen kadının ve ailesinin özel hayatını mahveden istihbaratçılar, haberciler ise büyük gazeteci öyle mi?
İkiyüzlü olmayalım...
Biz köşe yazarları sadece magazincileri döverek vicdanımızı rahatlatmayalım, bu verdiğim örnek yanında magazincilerin yaptığı özel hayata müdahale falan hiç değildir...
Altın Portakal son sözler
Bir yarışmanın iki birincisi olur mu? En iyi film ödülünün Kosmos ve Bornova Bornova arasında bölüştürülmesi jürinin basiretsizliğidir. Bornova Bornova’ya kıyamamakla, Reha Erdem’i bu yıl da görmezden gelmek arasına sıkışıp kaldılar, orta yolcu bir çözüm buldular. 46 yıllık festivalin tarihine geçti bu jüri...
Tüm çağrılarımıza rağmen beklenen oldu ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, ödül törenine gelmedi. Oysa Menderes Türel döneminde her kapanış töreninde vardı. Zaten Deniz Baykal da önceki törenlerde yoktu. Şu Altın Portakal siyaset üstü bir duruma gelmediği sürece ne yapsak boş...
Okurlar soruyor, “Dekoru, organizasyonu, milletin kılık kıyafetini neden eleştirmiyorsun?” diye... Onları yazmaktan, söylemekten dilimizde tüy bitti.
Biz bu organizasyon işini beceremiyoruz... Ödül töreni yayın akışı yapmayı, dekor kurmayı, sahne ışığı yapmayı ucuza çözmeye kalkınca ortaya komik durumlar çıkıyor. Geceye jüri üyeleri dışında özenli giyinip gelen neredeyse kimse yoktu... Ama hiç değilse sahnede kimin ödül alacağını, kimin vereceğini önceden bilen birileri olsun yahu...
Biz Altın Kelebek töreninde ödül alacak ismi, ödül verecek ismi listeler halinde sıralıyoruz, önceden sahne kenarına oturtuyoruz ve sistem tıkır tıkır işliyor. Bu kadar zor mu bunu yapmak?
Demode
Bakın magazin sayfalarına haber olmak için ünlüler neler yapıyor...
Hilal Cebeci’nin basın danışmanından mailler geliyor.
Geçen hafta Hülya Avşar’a çattı, “Haddini aşıyor” falan diyerek... Bir iki gazeteye de haber oldu bu...
Dün bir başka mail; “Cem Yılmaz’la yatmak, sabah birlikte uyanmak istiyorum” diyormuş Hilal Cebeci. Başlığı da kendi atmış; “Hilal’den Cansu Dere’yi
kızdıracak sözler”...
Magazin sayfaları bu tür demode pr çalışmalarına izin vermemeli artık.
Hilal’e de bir tavsiye; ya basın danışmanını değiştir ya da bu kafayı...
Bana kızan magazincilere
Bir haftadır magazinciler televizyon programlarına çıkıp röportajlar verip hakkımda sallıyorlar, magazin programlarında beni eleştirip duruyorlar...
Neden; Magazin programları yayından kaldırılsın dediğim için.
Hâlâ sözümün arkasındayım; kendilerine çeki düzen vermeyeceklerse, magazini 10 yıl öncesinin modası geçmiş tarzıyla böyle hoyratça yapmaya devam edeceklerse yayından kaldırılsın.
Ben zamanında Özel Hat kaldırıldığında, kaldırılmasın demişim...
Altın Kelebek’i neden magazin programlarına vermişim...
Sanki Hürriyet okurları değil de, ben veriyormuşum gibi ödülleri...
Eleştirimin altında hiç başka nedenler aramayın arkadaşlar, sadece sizi eleştirmiyorum bakın, yandaki yazıda olduğu gibi savunuyorum da...
Paylaş