Paylaş
Daha önce Amerika’daki galalara katılan bloggerlar görmüştüm. Ama otomobillerle Alpler’in aşıldığı böyle güçlü bir lansmana bloggerların davet edilmesi yeni medyanın gücünü göstermesi açısından çarpıcı bir gelişme...
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen 25 kişilik gazeteci grubunda, ıtalya, Fransa, ısviçre, Almanya ve ıspanya’dan gelen 5 blogger da yer alıyor...
Bu bloggerlar otomobil, test sürüşleri ve lastik konusunda uzmanlar...
Türkiye’de henüz bu iş emekleme aşamasında olduğundan ne yazık ki uluslararası bir lansmana davet edilecek bloggerlar yok henüz...
Ama eminim bizde de çıkacak...
Türkiye içindeki lansmanlara davet edilmeye başladıklarını duyuyorum artık...
UNO ekmek geçenlerde, gazetecilere değil sadece bloggerlara nasıl ekmek yapıldığını anlatan bir lansman yaptı...
Renault da bloggerların önemini keşfedip test sürüşleri yaptıran firmalardan...
Tabii bloggerların sitesinde gazeteciliğin temel kuralları işlemiyor...
Halkla ilişkilerci arkadaşların en büyük şikayeti bu... Bir konuyla ilgili yazan 10 bloggerdan 2’si davet edildiğinde, geri kalan 8’i “Biz neden davet edilmedik” diye firma hakkında karalama kampanyasına başlatıyormuş hemen...
Bu yüzden blogger davet etmeye çekiniyoruz diyorlar... Tabii biz gazetecilerin bloggerları meslekten görme zamanı da geldi...
Gazeteciler, bloggerları “internete takılan işsizler” olarak görmekten vazgeçmek zorunda...
Hatta bir adım daha öteye gideyim, onlar da bizle aynı haklardan yararlanmalı, mesela belli bir süre sonra sarı basın kartı sahibi olabilmeliler...
Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü bu konuda yeni düzenlemeler yapmalı.
Bakın Pirelli, gazeteciler kadar bloggerların da önemli olduğunu keşfetmiş...
Bizde de donanımlı yazarlarla bloggerlar hak ettiği ilgiyi yakında görecektir...
Dizi izlememek züppelik mi?
Medyatava yazarı Neslihan Acu yerli dizileri izlemediği için züppece davranmakla eleştirildi Rahşan Gülşan ve Mesut Yar tarafından Habertürk ekranında...
Neslihan Acu, son dönemin en dikkat çekici yazarlarından...
Yukarıda bloggerların önemini anlattım ya, işte Neslihan Acu da internet sitesinde yazıp, pek çok yazardan fazla etkili olmaya başlayan isimlerden.
“Yerli dizi izlememek” gerçekten de ilk bakışta züppece gibi duruyor.
Çünkü son dönemde yerli dizileri aşağılayan, onları izlemeyi küçültücü bir eğlence olarak gören bir anlayış hakim beyaz Türkler arasında...
Ama izlemem diyen de izliyor o ayrı...
Ben de yerli dizi izlemeyenlerdenim...
Bunu marifet olarak, beni yücelten bir şey olarak söylemiyorum, sadece tercihim bu...
Rahşan ve Mesut’a göre züppe kategorisindeyim yani.
Ancak yerli diziler kötü olduğu için izlemiyor değilim, sadece takipçisi olamıyorum...
Bu noktada Neslihan Acu’yla ayrılıyoruz işte; o kötü işler yapıldığını, bu yüzden izlemediğini söylüyor...
Ben çok çok iyi işlerin çıktığına inanıyorum...
Züppeden züppeye fark var yani...
Oteller ve yıldızları
Bu otellere yıldızların nasıl verildiğini anlamış değilim...
Neye göre 4 yıldız, neye göre 5 yıldız?
Bu işte uluslararası bir standart olmadığına eminim artık.
Yatak kapasitesi, havuz var mı yok mu gibi genel geçer yıldız verme kriterlerinden bahsetmiyorum.
Konfor, temizlik, hizmet gibi temel kriterler önemli değil mi?..
Milano Havaalanı yakınında Hotel Villa Malpensa’da konakladım bir gece...
Dışarıdan bakılınca 4 yıldızı hak ediyor görünüyor ama içi ve odalar dökülüyor.
Bu otel nasıl 4 yıldızlı olur?
O otel 4 yıldızlıysa bizim Çırağan’ın falan 100 yıldız olması gerekiyor...
Bu işin uluslararası gerçek bir standartı olmadıkça yıldıza bakarak otel tercih edenleri her seferinde kötü bir sürpriz bekliyor olacak.
Paylaş