Neden Can Tanrıyar birden ortalığa atlayıp, AGB ve rating eleştirileri yapmaya başladı?..
Ratinglerle oynandığını iddia edenlerin sözcüsü olmaya soyundu Tanrıyar?
Geçen sezon farklı bir sistem yoktu ki, keşke Show TV’ye magazin programı yaparken de söyleseydi bunları.
Halen program yapan Kurtlar Vadisi ekibinin, İbrahim Tatlıses’in serzenişlerini anlarım da, Tanrıyar neden kanal kanal dolaşıp, gazetelere manşet olmaya başladı.
Belli ki rating sistemini eleştiren kanallara ve gruplara yakın durmaya çalışıyor.
Oysa yaptığı tehlikeli. Ölçümlerin RTÜK’ün denetiminde yapılmasını savunanların ekmeğine yağ sürüyor.
Ratingi tartışalım, ölçümleri masaya yatıralım, herkes şikayetini söylesin...
Ancak bu eleştiriler sistemi yıkmaya yönelik değil, iyileştirmeye yönelik olmalı.
Dünyanın her yerinde geçerli olan sistemi kullanıyor AGB Türkiye’de de ölçüm yaparken.
Ancak sistemde bazı açıklar olduğu iddiaları giderek güçlendi.
AGB hálá niye susuyor?
Bu konuda neden hızlı adımlar atılmıyor da hálá suyun bulandırılmasına seyirci kalıyor?..
AGB’nin gelinen noktada iyi bir denetim mekanizmasına ihtiyacı olduğu açık...
Yoksa aklına esenin "ratinglerle oynanıyor" dediği bir kaos ortamı doğacak ki, sektör için en tehlikelisi bu.
RTÜK, ratingleri ölçmek için aportta bekliyor. TRT yönetimi AGB’yi yüksek sesle eleştiriyor ve sonuçlara inanmadığını söylüyor.
Rating ölçümlerinin RTÜK gibi hükümetlerin kontrolündeki bir yapıya geçmesi ne demek?..
Giderek muhafazakar programların ratinginin yükselmesi, bu tür kanalların izlenme payının artması demek...
Çünkü denekler onlara göre seçilecek.
Bir süre sonra bu tür programların rating aldığını gören yapımcılar ve büyük kanallar, muhafazakar programlar yapmak için birbirleriyle yarışacak. İran’dan dizi almakla Türk televizyonları İran’laşmaz ama işte bu sistemle İran’laşır...
Sadece bu hükümet için demiyorum, yarın öbür gün başka bir hükümet geldiğinde de kendine göre deneklerle ratingi ölçmeye başlar.
Dolayısıyla RTÜK’ün bu işe elini bile sürmemesi gerekiyor.
Bugünkü sistem en doğru sistemdir.
Yanlışları, eksikleri olabilir. Bunları hep birlikte düzeltmek yerine, yıkıp yerine başka şeyler koymaya kalkarsak çıkmaz sokağa gireriz.
AGB bu tartışma ortamını, bağımsız denetçileri devreye sokarak, soru işareti kalmayacak şekilde hemen bitirmeli.
Tecavüz haberleri
Dün ben medyayı, oyuncuya tecavüz haberini dengeli verdi diye tebrik ederken Ertuğrul Özkök, Hürriyet’in bu konudaki haberini sorgulayan bir yazı yazdı.
Okur durur mu?
Dün bütün gün, "Bak, genel yayın yönetmenin bile eleştirirken sen savunuyorsun" bombardımanı sürdü...
Ben genel olarak medyanın da, özel olarak Hürriyet’in de bu tecavüz haberinden yüzünün akıyla çıktığını düşünüyorum.
Geçmişte olsa birinci sayfadan büyük haber olurdu pek çok gazeteye bu... İlk gün herkes duyarlı davrandı, iç sayfalarda kullandı.
Sonraki günlerde belki biraz kantarın topuzu kaçmış olabilir...
Bunda da internetin etkisi büyük. İsmi açıkça yazıldı, fotoğrafları buzlanmadan basıldı sitelerde oyuncunun...
Gazete ve televizyonlar da bu kadar aleni dolanan haberi, ellerinden geldiğince ’etik’ vermeye çalıştılar. Buna rağmen bu haberlerde çok yol kat etti medya...
Bizim "kadın lobisine" katılıyorum, alacak yolumuz da var daha...
Ama hiçbir zaman vardığımız nokta, tecavüz haberlerini görmemek olmamalı...
Oyuncuya tecavüz haber değilse, sokaktaki sıradan insana tecavüz hiç haber değil o zaman...