Bir tuğla da ben koydum

Bugüne kadar binlerce çocuğu hayata döndüren Lösemili Çocuklar Vakfı, Türkiye’nin en donanımlı onkoloji kentini yaratmak için büyük bir işe girişti...

Haberin Devamı

Ankara’da Avrupa’nın ilk onkoloji kenti kurulacak...
Dev bir inşaat, büyük bir yatırım.
Bunun için de paraya ihtiyaç var.
Cem Yılmaz’ın basın toplantısına katılması ve 10 bin tuğla bağışlamasıyla (1 tuğla 10 lira, Cem Yılmaz’ın bağışı 100 bin lira) geniş kitleler LÖSEV’in bu kampanyasından haberdar oldu.
Cem Yılmaz’ın 100 bin lira vermesinden daha önemli bu.
Şimdi iş bize düşüyor...
Size, bana, eşimize, dostumuza, arkadaşımıza herkese...
3406’a boş bir mesaj atmanız yeterli...
Her mesaj 1 tuğla koyacak LÖSEV’in onkoloji kentine...
Çocukların tedavisi, kanserli hastaların şifa bulması için bu binanın temelinde sizin de payınız olmalı.
Ben dün hemen 3406’a mesaj atarak 1 tuğla katkıda bulundum. Neden tek bir mesajda 2 ya da 3 tuğla katkı yapılamıyor. 5 tuğla için 5 mesaj atmama gerek olmamalı. Çünkü operatör de her mesaj için 0.6 kuruş alıyor...
O yüzden 3-5 tuğla katkıda bulunacaksanız interneti kullanın...
Ama tek bir tuğla bile yeter.
Tabii bir de devletin üzerine düşen görev var. LÖSEV’den vergi almamalı devlet.
LÖSEV Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer, “Hiçbir holding ya da başka bir kuruluşun büyük yardımlarını almadan, halkın küçük bağışlarıyla, öğrencilerin topladığı harçlıklarla bugünlere geldik. 14 senedir tamamen parasız hizmet verdiğimiz bir hastanemiz var. Devlet bizden vergi almasa daha çok insanı yaşatabiliriz” diyor...
Hükümet bu çağrıyı duyar mı acaba?

Sorumluluk

Haberin Devamı

Dün Hürriyet’te H&M mağazasının bir ilanı vardı.
1,5-3 yaş kız çocuklarına pantolanla birlikte satılan kusurlu kemerleri geri çağırıyordu firma... Bugüne kadar tek bir şikayet gelmiş kemerle ilgili.
Kemeri birarada tutan metal parçaların daha küçük parçalara bölünme ve bu küçük parçaları 3 yaş altı çocukların yutma riski varmış.
Tek bir şikayet gelmesine rağmen firma bütün ürünleri geri toplamaya karar vermiş.
Kemeri ve pantalonu iade edenlere parasının geri verileceği duyuruluyordu ilanda.
Hem tüketiciye saygı hem çocukları koruma adına çok şık bir hareket.
Eskiden bu tür şeyleri görmezdik.
Artık bizde de tüketici haklarının, firma sorumluluklarının yavaş yavaş oturmaya başlaması sevindirici.

Kutlu olsun

Haberin Devamı

Umarım kazasız belasız, en az hasarla, kan dökülmeden güzel bir 1 Mayıs kutlaması yaşarız.
Ancak bütün göstergeler bu temenninin bugün boşa çıkacağını gösteriyor. Günlerdir tırmanan gerilimle bu sabaha uyanıyoruz.
Umarım bugünün sonunda yeni acıları tartışmak zorunda kalmayız.
Herkesin 1 Mayıs’ı kutlu olsun.

Sansasyon olsun!

Bu yılın Eurovision kahramanı Conchita Wurst...
Kadın kılığında sakallı bir drug queen...
Avusturya adına yarışıyor.
Her sene böyle bir şarkıcıya alıştık artık.
Her sene bir ülke ilgi çekmek, konuşturmak, puan almak, sansasyon yaratmak için böyle bir yolu seçiyor.
Ben Conchita Wurst’ün kılığına, kıyafetine, görüntüsüne takılmıyorum.
Benim takıldığım ülkelerin bunu sırf sansasyon için yapması.
Çünkü bugüne kadar böyle iddialı yarışmacıların sesleriyle yarışmada bir başarı elde ettiğini görmedik....

Haberin Devamı

En değerli şey futbol yayını olacak

Bizde de çeşitli platformlarda dizi ve program yayınları tekrar tekrar yayınlanıyor, yani dizi kaçırdım, program kaçırdım derdiniz yok artık.
Geçenlerde yazdım Netflix, Türkiye’ye girseydi bambaşka bir hale dönüşecekti bu iş. Yayıncılık anlayışı değişecekti.
Klasik televizyon izleme alışkanlıkları ters yüz olacaktı. Çünkü artık bir diziyi, bir programı saatinde televizyonda izlemek hızla demode olmaya başladı.
Yani Kurtlar Vadisi’nin yıllardır kullandığı “kendi gününde kendi saatinde” sloganı hızla tarihe karışıyor.
İnterneti açıp isteyen istediğini izliyor.
Bu iş daha da yaygınlaşacak...
Ve yakın bir gelecekte en önemli televizyonculuk malzemesi canlı yayınlanan organizasyonlar, şovlar ve maçlar olacak.
Amerika neden futbolu sevdirmeye uğraşıyor sanıyorsunuz.
Bugüne kadar Amerikan halkının futboldan anladığı Amerikan futbolundan ibaret, ‘soccer’ denilen bizim anladığımız ‘ayak topu’yla kimse ilgilenmezdi.
Son 20 yıldır Amerika futbola büyük yatırım yaptı.
1954’le 86 arası elemeleri bile geçemeyen Amerikan milli fútbol takımı, 1990’dan beri bütün dünya kupalarına katıldı. 2002’de 8’inci, son dünya kupasında 12’inci oldular.
Brezilya’da da mücadele edecekler.
Amerikan televizyonları futbolu, tıpkı NBA ve NFL (Amerikan futbol ligi) gibi büyük bir canlı yayın pazarına dönüştürmek için uğraşıyorlar.
Yakın gelecekte en değerli şey futbol yayınları olacak.

Yazarın Tüm Yazıları