Paylaş
Meğer o da iyi bir ‘hoşkin’ oyuncusuymuş.
Çok kimselerin bilmediği karmaşık bir iskambil oyunudur bu. Artık ‘dışarıdan oyuncu’ olarak bizim kadroda Sırrı da var anlayacağınız.
Zeytinburnu’ndaki olayları...
Yemin krizini...
DTP’nin içindeki havayı konuştuk... Bunun yanı sıra yeminini etmemiş ama mazbatasını almış ‘taze bir milletvekili’ olarak karşılaştığı komik olayları anlattı bize...
Daha adımlarını atmadılar ya Meclis’e...
Ertuğrul Kürkçü’yle birbirlerine takılıyorlarmış, “Gece kimseler görmeden gidip gezsek mi Meclis’i, ne menem bir yerdir görsek” diye...
Bu muhabbet sırasında atladığımız bir konuyu burada açmalıyım...
Sırrı’ya BDP’nin kadına karşı şiddet konusunda neden daha güçlü bir politika yapmadığını soracaktım.
Doğu’da töre cinayetleri bitmiyor, öldürülen, dövülen, evinden atılan, aile meclisi kararlarıyla katledilen gencecik kadınlar sanki bir tek ülkenin batısında sorunmuş gibi duruyor.
Batı’daki kadınlar, sivil toplum örgütleri ayağa kalkıp, seslerini yükseltirken Doğu’da bu işleri öncelikle yapması gereken BDP’den güçlü bir ses çıkmıyor.
Kadına yönelik şiddet ve töre cinayetleriyle ilgili uzun vadeli politikalar üretmedi, üretmiyor Kürt siyasetçiler...
BDP’de Sırrı’dan önce bu işi yapması gereken başka isimler var elbette...
Onlar beni ilgilendirmez...
Bizim buranın bağımsız adayı Sırrı’ydı... O yüzden sevgili ‘hoşkin’ arkadaşım:
Kadına karşı şiddet, töre cinayeti konusunda kafa yormaz, parti içi mekanizmaları tetiklemez, BDP’yi buna zorlamaz ve taşın altına elini koymazsan...
Haberin olsun, sana verdiğim oyu helal etmeyeceğim!
GS forması neden kötü anlaşıldı...
Bu sezon Nike’la anlaşan Galatasaray’ın yeni sezon formalarını beğenmediğimi, yaratıcılıktan uzak bulduğumu yazmıştım.
Dün Hürriyet’te Demet Cengiz Bilgin’e konuşan Nike Türkiye Genel Müdürü Matthijs Visch, satır arasında verdiği bilgiyle haklılığımı onayladı.
Genellikle bir futbol kulübü için forma hazırlamak 12-18 ay sürüyormuş.
Galatasaray içinse neredeyse ışık hızında çalışarak 5 ayda formaların tasarımlarını hazırlamış Nike.
Galatasaray gibi bir dünya kulübünün formasını tasarımcılar en az 1 yıl çalışması gerekirken böyle aceleye getiriliyor...
Işık hızıyla yapılan forma da bu kadar oluyor işte!
Aslında bu sezonki kötü formaların sorumlusu Nike değil, Nike’ın iki ayağını bir pabuca sokan Galatasaray yönetimidir...
Sigorta şirketleri haklı çıktı
İstanbul’daki konseri iptal olunca organizasyonu yapan Pozitif’e, “Konseri sigortalatmadınız mı” diye sormuştum...
“Dünyada sigorta şirketlerinin kara listesinde olan 4-5 sanatçıdan biri Amy Winehouse” demişlerdi.
Hiçbir sigorta şirketi Amy Winehouse’la ilgili bir konuyu sigortalamaya yanaşmıyormuş.
Bu konuşmanın üzerinden bir ay geçmeden ne yazık ki sigorta şirketleri haklı çıktı.
Aslında yolun sonu, Amy Winehouse’un ayakta duramadığı, şarkı sözlerini unuttuğu, sahnede düştüğü ve yuhalandığı Belgrad konserinde belli olmuştu.
İptal ettiği İstanbul’da günlerce aramamıza rağmen bulamamıştık Amy’i...
Otel odasından dışarı hiç çıkmadı çünkü.
Meğer o bambaşka bir yola çıkmış!
Gerçekleşmeyen İstanbul konserinden sonra menajerleri Amy Winehouse’un müzik kariyerine süresiz ara verdiğini açıklamışlardı.
Onlar da haklı çıktılar.
En kötüsü de babasının haklı çıkması...
Israrla ne diyordu endişeli baba, “Böyle giderse kızım ölecek...”
Ne eğlence sektörü dinledi babanın sözlerini ne de Amy’nin kendisi...
Kendi suyunu yaptı...
Restoranlarda cam şişede su diyorum başka da bir şey demiyorum son bir yıldır...
Neyse ki çağrılarımız karşılığını buluyor. Cam şişede su isteyenlerin sayısı artıyor, Radyo D bu konuda ciddi bir kampanya başlattı. Pek çok restoran bu sezon cam şişede su vermeye başladı, su firmaları cam şişeye daha çok yatırım yapıyor.
Reina bir adım daha öteye gitti, kendi suyunu yarattı.
Reina’nın sahibi Memet Koçarslan, Koçbey Grup’la ortak olarak 27 milyon euroluk bir yatırım yapmış Sapanca’ya...
Tabii ki sadece Reina’da satılmayacak bu su...
Reina Sapanca adıyla üretilen suyun şişesi düz bir tasarıma sahip.
En önemlisi de ph derecesi 7.7. Uzmanlar 7’nin altını içmeyin diyor.
Cam şişede su üreten firma, satan restoran sayısı ne kadar artarsa o kadar daha sağlıklı suya kavuşacağız demektir.
Bu yüzden kendi cam şişe suyunu yaratana da, cam şişede su satana da alkışlar...
Paylaş