Bir federasyon seçimi

Hafta sonunda bu sporun bağlı olduğu federasyonda, TSSF’de (Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu) başkanlık seçimleri var.

Son seçim 2004 Kasım ayında yapılmış, 30 yıldır profesyonel sualtı sporları ile ilgilenen Yüksek Mimar İnkılap Obruk başkan seçilmişti.

Bir önceki yönetim 12 yıldır görevdeydi.

Obruk’un başkan seçilmesi dalış camiasında sevinçle karşılandı.

Dört yıllık başkan seçilmesine rağmen, Obruk’un ilk işi Federasyon’u özerkleştirmek ve 6 ay içinde yeniden seçime gitmek oldu.

Dört yıl koltukta oturmak yerine, 2 yılda seçime yeniden gitmeyi göze aldı.

Şimdi hafta sonu seçim var.

Obruk’un karşısına, 12 yıldır görev yapan bir önceki yönetim yeniden çıkıyor.

Diğer bir adayın da, 12 yıllık yönetim gibi hiçbir dalış tecrübesi ve sualtı sporları geçmişi yok.

Gündeme sık gelmeyen pek çok spor dalının federasyon yönetimlerinde ne yazık ki benzer durumlar yaşanıyor.

O sporu gerçekten bilenler yönetimde söz sahibi olamıyor.

TSSF’deki seçimlerde bu kural değişecek mi merakla bekliyorum.

Hırsız gelmiş neyime

Son yıllarda vakalar artalı beri, herkesin hırsızlıkla ilgili bir hikayesi var.

Ben 1.5 yıldır oturuyorum ama bizim görevli söyledi, apartmana 20 yıldır hırsız girmiyormuş.

Geçen gece girdi.

Daha doğrusu girmiş!

Apartmanı yerinden sökseler ben duymam.

Üst komşu Rutkay Aziz benden beter.

Onun kapıyı açmışlar, neyse ki zinciri sökemedikleri için daireye girememişler...

Rutkay Bey’in hala olaydan haberi olduğunu sanmıyorum.

Bu yazı sayesinde öğrenirse şaşırmam.

Ne yalan söyleyeyim, apartmana hırsız girdiğinden benim de bir gün sonra haberim oldu.

Hırsızlar katları gezip, kapıları zorlamışlar, sonunda apartman görevlisinin evine girmişler.

Evin çocuğu çığlık çığlığa bağırınca millet uyanmış.

Ellerinde kolum gibi bıçakla apartman içinde iki hırsız önde, bizim Şükrü arkada...

Sonra polisler gelmiş, apartman önünde sirenler çalıyor.

Bu tantana sabahın 5’inden 7’sine kadar sürmüş.

Mahalle ayakta, bir bizim haberimiz yok.

Üst katta Rutkay Bey, alt katta ben mışıl mışıl uyuyoruz.

"Ev alma komşu al" denir ya demek ki yetmiyormuş, komşunun da uykusu hafif olanını bulmak lazımmış.

Ama hırsızlar bu yazıdan sonra heveslenmesin.

Öyle alarmlar taktırdık ki, değil ben ve Rutkay Bey, "Yedi Uyuyanlar" olsa o siren sesine kalkarlar artık.

Pınar gibisi çok!

International Business Times’ın haberine göre Avrupalı internet kullanıcıları online arkadaşlık konusunda Kuzey Amerikalı kullanıcıları geçmiş.

Avrupa’da internet kullanıcılarının yüzde 18’i (38 milyon kullanıcıdan fazla) temmuz ayı içinde en az bir kez online arkadaşlık sitesini ziyaret ederken, Amerika’da bu oran yüzde 17...

Kuzey Amerika’nın en büyük arkadaşlık siteleri match.com ve Yahoo Personals hala sıralamada yukarıdalar.

Fakat bunların büyümesi geçen yıla göre yavaşlarken Avrupalı arkadaşlık sitelerinin büyümesi hızla devam ediyor.

Temmuz ayında en fazla büyüme gösteren Avrupalı siteler arasında Fransa’da meetic.com, Almanya’da ilove.com, Polonya’da metrodate.com, İngiltere’de match.com var...

Biz Pınar Altuğ’un internet aşklarını tartışıyoruz ama bu araştırmalar da gösteriyor ki, dünyada artık insanlar sevgilisini internetten buluyor.

İnsanları yalnızlığa ittiği, asosyalleştirdiği söylenen bilgisayar artık sosyalleşmenin en önemli aracı haline geldi...

Baksanıza Pınar gibiler Türkiye’de de dünyada da çok fazla.

Hani biraz daha zorlasam Pınar’ın gerçekten öncü olduğuna inanacağım.

Şarkılar Piriler’e

Dün Seçkin Piriler’le Duman’ın solisti Kaan’ın aşkını, "Karizma duman oldu" diye yazınca grubun hayranları mail yağmuruna tuttu beni.

Özellikle de kadın hayranları...

"Kaan hem karizmayı hem de bizleri duman etti" diyorlar.

"Artık şarkılarını Seçkin Hanım’a yazacağını düşünmek bile, o şarkılara ısınmamak için geçerli sebep" diyorlar.

İster kadın kıskançlığı deyin, ister klasik hayran tepkisi ama durum böyle. Duman’a duyurulur!