Paylaş
“Hayal kırıklığı”, “Tanıtımda İstanbul’un i’si bile geçmiyor” yorumları çıktı gazetelerde.
Şaşırdım... Çünkü Ben Affleck’in “Argo”su bir İstanbul filmi değil ki...
Neden İstanbul’un i’si geçsin?
1970’li yıllarda İran’da esir alınan altı Amerikalı diplomatın kurtarılma hikayesini anlatıyor film.
Zaten başından beri bu filmde yer alan İran sahnelerinin İstanbul’da çekileceği biliniyordu.
Arapça yazılar, yürüyüşler İran’da çekilemediği için İstanbul’da çekildi...
Yani filmde İstanbul, İran’mış gibi anlatılmıyor.
İstanbul’da kurulan platolarda İran canlandırılıyor.
Öyleyse neden İstanbul’un i’si geçsin?
Kaldı ki fragmanda bence bir hoşluk yapmışlar; hikayede geçen ‘İran’da sahte film çekme’ olayında “Bize egzotik yerler lazım” derken İstanbul manzaralarını kullanmışlar.
Ben bu filmde İstanbul’un nasıl kullanıldığını merak bile etmiyorum.
Çünkü bir İstanbul hikayesi değil bu...
Asıl merak ettiğim, bu filmde İran’ın nasıl gösterildiği...
Amerika’yla İran arasındaki iplerin gerildiği bir dönemde nasıl bir İran portresi çizecek film bize?
Ve İran filme kızıp İstanbul’da çekilmesine izin verdiği için Türkiye’ye gönül koyarsa Dışişleri ne diyecek?
Not: Asıl Ben Affleck’in filminde değil, ekim sonunda vizyona girecek James Bond’da İstanbul’un nasıl kullanıldığına bakacağız. Asıl o film bizim için hayal kırıklığı olabilir...
Tablet için reklam
Gazeteleri iPad’den de takip ediyorum.
Ancak reklamveren bu mecrayı başarılı şekilde kullanamıyor hâlâ bizde.
Bazı otomobil ve moda markaları dışında ilanların tablet versiyonları hazırlanmıyor.
Kağıda basılı ilanın aynısını kullanıyor şirketler tabletlerde de...
Oysa tablet yayıncılığı editoryal olarak gazetecilere olduğu kadar, reklam olarak şirketlere de inanılmaz imkanlar tanıyor.
Dünyada örnekleri çok fazla, tablet ilan üzerinden şirket sitelerine linkler veriliyor, doğrudan satış yapılıyor, reklamlar yayınlanıyor...
Bizde de şirketler verdikleri ilanın mutlaka tablet versiyonunu da düşünmek zorunda artık.
Seti tinerciler bastı
Medyaya yansımayan bir set haberi... “Uçurum” dizisinin önceki gece yapılan çekimlerinde seti tinerciler bastı.
Gece geç saatte Aksaray’da yapılan çekimler sırasında sete gelen tinerciler, önce set ekibiyle sürtüşme yaşamış, daha sonra taraflar sopalı, yumruklu kavgaya tutuşmuş.
Set çalışanları ve oyuncular zor anlar yaşamışlar.
Bu durum da bize gösteriyor ki;
1- İstanbul’da tinerciler hâlâ ciddi bir problem olarak önümüzde durmakta...
2- “Zor koşullarda çalışıyoruz” diyen set çalışanlarının zaman zaman can güvenliği bile tehlikede...
İyidir iyidir
- Havaların bir güneşli bir yağmurlu olması, ortalığın cayır cayır yanmasından iyidir... Keyfini çıkarın, 20 gün sonra bu havaları çok özlersiniz.
- Can Bonomo’nun ilk 5’e girmesi birinci olmasından iyidir... Yoksa Eurovison’u yeniden çok ciddiye almaya başlarız ki, bu en kötüsü.
- Aziz Yıldırım’ın tek aday olması, bütün camianın cezaevindeki başkanına böyle sahip çıkması Fenerbahçe’nin şampiyonluğundan önemlidir.
- 19 Mayıs’ların statlarda göstermelik törenlerle kutlanmasındansa sokaklarda coşkuyla kutlanması Cumhuriyet adına sevindiricidir.
- Meryem Uzerli’nin Hürrem sanılmasındansa, sevgilisiyle balıkçıdan çıkarken görüntülenmesi daha sahicidir...
El Clasico
Olgun Şimşek’in deyimiyle “Yalan Dünya” Barcelona gibi bir takımsa “Muhteşem Yüzyıl”a ne diyeceğiz?
Real Madrid mi?
Paylaş