Paylaş
Mail ya da mesajın sonunda kullanılan ‘xoxo’ ifadesinin sarılarak öpmek anlamına geldiğini söylemiştim.
Bakan Yıldız’ın basın müşaviri Kerem Eskigün aradı...
O gün Erciyes’te Bakan Yıldız buz gibi soğukta dışarı çıkarken, kendisini takip eden muhabirlerden biri yanındaki atkıyı vermiş.
Bakan da alıp boynuna takmış.
Yine de bu tür olaylara dikkat etmek lazım.
Ya atkının daha iddialı bir deseni olsaydı?
Ata’nın baklavaları
Kıvanç Tatlıtuğ’un baklavaları olur da Ata Demirer’in olmaz mı! Ata da “Berlin Kaplanı”nda bolca sergiliyor ‘baklavalarını’...
Önceki gün galasında izledim filmi... Ata çok heyecanlıydı...
Ata Demirer’in “Eyyvah Eyvah” filmindeki Hüseyin Badem bambaşka bir karakter, Ayhan Kaplan bambaşka...
Ata Demirer bu filmle karakter yaratmada ne kadar başarılı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Eski televizyon programlarından, sahne şovlarından sonra Hüseyin Badem’le bunu sinemada gördük.
Ayhan Kaplan’la zirveye çıktı.
Kırık Türkçe’si, olaylara yarı Alman yarı Türk bakışıyla Ayhan Kaplan çok komik bir karakter.
Filmin yan rollerindeki oyuncular da gayet başarılı. Özellikle küçük çocuğu oynayan Mert Aran çok iyi götürüyor işi.
Yıllar sonra geri dönen Necati Bilgiç, Ayhan Kaplan’ın eniştesi rolünde...
Bence iyi bir dönüş olmuş Bilgiç için.
“Eyyvah Eyvah”ta Salih Kalyon’un yarattığı dede tiplemesine ve esprilerine seyirci çok gülmüştü.
Bu filmde Necati Bilgiç’in yarattığı enişte tiplemesi de aynı etkiyi yaratıyor. Ayhan Kaplan’ın yardım almak için gittiği hoca ve teknik direktör bile tek sahneleri olmasına rağmen güldürüyor.
Ata Demirer ise one man show yapıyor. Sadece Ayhan Kaplan karakteriyle tanışmak için bile bu film izlenir.
Bu arada filmde mizahın bel altına inmediğini de söylemeliyim.
Somestr tatilinde ailece gidip, keyifli zaman geçireceğiniz bir film yapmış Ata Demirer...
Başkan’a duyurulur: Cihangir, dünyanın en iyi 5’inci semti
Kar kış olunca, Beyoğlu’ndaki masa-sandalye yasağı gündemden düştü...
Ancak iki ay sonra havalar ısınmaya başladığında konu yeniden gündeme gelecek.
Bu konuda ileriye dönük ne plan yapılıyor, Başkan Ahmet Misbah Demircan’a sormak istiyorum. Bakın önceki gün İngilizler’in saygın gazetesi Guardian, dünyanın yaşanacak en iyi beş semtini seçti.
Birinci sırada Oregon’un Portland semti var... (Amerika)
İkinci sırada Hamburg’un St. Pauli semti yer almış... (Almanya)
Üçüncü sırada Hawaii’nin Maui adası, dördüncü sırada Tenerife’nin Santa Cruz semti (İspanya) var...
Beşinci sıraya Cihangir’i koymuş Guardian...
Gazete “Orhan Pamuk tarzı bir mahalle” dedikten sonra, doğuyla batının birleştiği bir semt olarak tanımlıyor Cihangir’i...
Susam’ı gidilecek en iyi kafe olarak gösteriyor. Barları, ekonomik büyümesi, toplu taşımanın gelişmesi gibi nedenleri de alt alta koyarak beşinci sıraya yerleştiriyor Cihangir’i... Bu semtin en iyi dokularından biri kafeleri, restoranlarıydı.
Hakkında diziler yapılmasını geçtim, dünyada marka olmuş Cihangir’i Asmalı’dan ayırarak semte özel projeler geliştirmenin zamanının geldiğine inanıyorum.
Carvalhal’ı seviyorum
Geçici diye bakıldı, emanetçi diye görüldü ama Beşiktaş Teknik Direktörü Carlos Carvalhal bu gidişle uzun süre kalıcı olacak. En önemlisi de taraflı tarafsız herkesin kalbini kazanmayı başardı.
Sıcak, sevimli ve en önemlisi içten...
Beşiktaş-Gaziantep maçında uzatmada atılan gol sonrası sevinçten 60 metre koşup oyuncularına sarılması bile bunun göstergesi. Abartısız, içinden geldiği gibi bir hoca...
Seviyorum bu Carvalhal’ı...
Paylaş