Paylaş
Anlatmış, anlatmış, sonra da eklemiş:
“İnternetten bulun ve görün...”
Sabah’ın internetine girdim, Hıncal Abi’nin sayfasına, orada da yok...
Nereden bulacağım bu fotoğrafı Hıncal Abi?
Sen ki resimaltında bile herkesin ismi yazılmalı diyen birisin, okura en kolay ve anlaşılır şekilde haberi sunmayı savunan birisin... Köşende kullanmadığın fotoğrafı tarif etmek de nereden çıktı? Nasıl ve nereden bulacak okur bu fotoğrafı bir izah eder misin bana?
Sakın benim köşemde fotoğraf yayınlanmaz deme...
O zaman böyle bir yazıyı da hiç yazma!
Neyse uğraştım, ben senin yerine buldum Tülin’le Memet’in fotoğrafını Hıncal Abi, merak eden varsa internete girmelerine gerek kalmasın diye...
Gazetede bulabilsinler diye...
Seda Sayan’ın etrafında aklını karıştıranlar var
Etiler Şamdan’ın kapanmasıyla ilgili mal sahibi Seda Sayan’ın haklı olduğunu yazdım...
Başta Hıncal Uluç olmak üzere Şamdan’ın işletmecisi Mehmet Tuna’yı tanıyanlar, yanlı yazı yazdığım konusunda
beni eleştirdiler...
“Neden olayı bir de Mehmet Tuna’dan dinlemiyorsun?” dediler.
Oysa ben Seda Sayan’dan da dinlemedim olayı, gündemdeki konuyla ilgili fikrimi yazdım.
Kirasını ödemeyen bir işletmenin tahliyesinin normal olduğuna, Şamdan fırtınasının bir avuç gazeteci ve cemiyet hayatı mensubu tarafından kopartıldığına inandığım için...
Ama sonuçta 42 yıllık bir mekan kapandı, bu nedenle Mehmet Tuna’ya geçmiş olsun diyerek telefon açtım...
Şunları anlattı bana...
◊ Faruk Süren binayı 2010’da satılığa çıkardığında, “Şamdan’ın ve senin kalmanı şart koşuyorum” dedi. Sinan Engin aracı oldu, binayı satın alan Seda Sayan’la da 5,5 senelik anlaşma yaptık...
◊ Kontratta kira artışı 25, 30, 35 bin dolar olarak belirlendi.
Sözleşme yaptığımız tarihte dolar 1.38 iken ben 1.60 olarak fikslenmesini talep ettim, öyle de gitti...
◊ Girişte Homestore vardı, Erdal Acar sattıktan sonra bize kirasını ödeyemedi ama ben Seda Sayan’a yansıtmadım bunu... Krizin de etkisiyle ağustostan bu yana kira ödeyemez olduk.
◊ Alt kata kiracı olarak Divan’ı buldum.
Seda Sayan, Divan’ın istediği 10 senelik kontratı kabul etmeyince o iş de yattı...
Ben sana Divan gibi bir kurumu getirmişim, daha ne yapabilirim? Daha sonra alta Big Chefs gelmek istedi, Gamze Cizreli’yle de anlaşamadılar.
◊ Mal sahibi olarak her defasında başka şahıslarla muhatap olduk. Seda Sayan’la hiç karşılaşmadım, 63 yaşındayım, işçi girmişim patron olmuşum, 40 senedir bu binadayım ben, insan hiç değilse buna saygı gösterir.
◊ “Bize 1 Haziran’a kadar müsaade edin, tahliye edelim” dedik, tamam deyip söz verdiler. Ancak sonra 15 Mart’ta tahliye etmemiz gerektiğini bildirdiler. Kirayı ödeyemediğimiz gerekçesiyle haciz işlemi başlattılar.
◊ Perşembe günü kalbim durdu, pil devreye girip çalıştırdı. Ben hastanedeyken, eşim Şehnaz “Üç-beş gün bekleyin” demiş. Buna rağmen mutfaktaki kepçeye, tencereye kadar götürmüşler.
Dükkanı açamadık.
◊ Benim hastaneye yatışım haciz işleminden önce oldu.
Duygu sömürüsü yaptığım söylendi ki, ağır durumda birinin hakkında konuşulması çok ayıp... Seda Sayan’ın etrafında aklını karıştıran bir sürü insan var...
◊ “6 aylık borcunu sildim” diye haber gönderdi. 40 senedir buradayım ben, devrederken hava parası da istemiyorum. Hava parası hakkım var, sildiği kirayı ona saysın... İstenmediğim bir yerde kalmam...
◊ Seda Sayan’la aramızda iletişim bozukluğu yaşandığına inanıyorum. Tahliye ettik binayı, bir-iki parça eşya daha var, boşaltıp tamamen bırakacağız. Hastaneden çıktıktan sonra bir ay tatil yapacağım, Şamdan’la ilgili bir sürü yerden teklif geliyor.
◊ Bir sürü sevenim varmış, bu olay sayesinde gördüm, en çok ona sevindim. O kadar çok telefon açıp hatır soran oldu ki, çok mutlu oldum. Bak geç de olsa sen bile aradın, teşekkür ederim...
Son söz:
Pazartesi Magazin Konseyi’nde de “Seda Sayan 3-4 ay daha idare etseydi daha şık olurdu” diye söyledim...
Mehmet Tuna’yla konuştuktan sonra Seda Sayan için asla vicdansız demiyorum yine.
Bu devirde onun yerinde kim olsa bu kadar bile idare etmezdi olayı...
Ancak bir-iki kira daha feda edilip, daha kavgasız-gürültüsüz çözülebilirdi bu olay...
Herkese geçmiş olsun, Şamdancılara da...
42-0... Bozmayın moralinizi gençler
Türkiye, Rusya’ya buz hokeyinde 42-0 yenilmese, Erzurum’da 2017 Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali yapıldığından haberi olmayacaklar kalkmış skorla dalga geçiyor...
Tamam hezimet desem hezimet değil... Tamam mağlubiyet desem hafif
kalır da...
Bu çocuklar ne yapsın, karşılarında bu sporu en iyi yapan ülkelerden biri var.
Rusya dünya sıralamasında erkeklerde 2’nci, kadınlarda 6’ncı...
Bizimkilerin ne seyircileri var, ne ilgi göstereni, ne yeterli imkanları, ne sahaları...
Tabii durum 42-0 olunca mevzu makaraya müsait hale geliyor.
Aslında bu skor, 25 yılda iki ülkenin bu spora verdiği önemi ve geldikleri noktayı gösteriyor...
Rusya Buz Hokeyi Federasyonu da, Türkiye Buz Hokeyi Federasyonu da aynı tarihte kuruldu; 1991 yılında...
Hatta biz daha bile önce başladık bu işe; bizimki 1 Mayıs, onların federasyonu 12 Kasım 1991’de kuruldu.
25 yılda 42 sayılık fark...
Paylaş