Paylaş
Benim yıllardır hayal ettiğim bir şey bu, kanal yöneticisi dostlarıma da hep söylüyorum.
“Ben olsam sizin yerinizde şu ana haber bültenlerini hemen kaldırırım” diye...
İlla haber verecekseniz, Show TV’nin ilk yıllarındaki gibi 5 dakikalık, spikersiz verin geçin haberi...
Ama bunu yapacak cesaret kimsede yok.
Çünkü hepimize, haber merkezinin dokunulmazlığı, haberin kutsallığı, kanallarda en önemli şeyi onlar yapıyormuş havası öğretildi...
Büyük anchorman’lerin varlığı bunu perçinledi.
Reha Muhtar’lar, Ali Kırca’lar, Mehmet Ali Birand’lar, Uğur Dündar’lar ana haberin televizyonda en önemli şey olduğu algısını oturttular.
Hayır efendim, değil...
Hem de hiç değil...
O devir bitti!
Mehmet Ali Birand’la büyük ana haber merkezleri defteri de kapandı.
Eskiden bu kadar haber kanalı yoktu, internet, cep telefonları, tabletler, sosyal medya hayatımızda değildi...
Bu yüzden ana haberler önemliydi.
Şimdi seyirci artık neden izlesin ana haberleri?
Gün boyu haber kanallarında anlatılandan, internette verilenden farklı ne haber veriyorlar?
Hiçbir şey.
Ama hâlâ izleniyor diyeceksiniz...
Evet izleniyorlar çünkü en iyi saatte ekrandalar ve izlenmek için haber değil “haber şov” yapıyorlar.
Dramlar, cinayetler, tecavüzler, ağlamalar, sızlanmalar üzerine kurulu haber şov...
Bana son iki yıldır ana haber bültenlerinin patlattığı, gazetelere manşet olan ve günlerce konuşulan tek bir haber gösteren çıkar mı?
Bütün haber bültenleri gazetelerin, internetin peşine takılmış gidiyor...
Bu yüzden ben bir kanal yapsaydım, ana haber yayınlamazdım...
Acun kanal sahibi oldu ve bunu hayata geçirdi.
Kendisini bu cesur kararı için samimiyetle tebrik ediyorum.
Not: Aman kapatılan TV8 Ana Haber’ci dostlar bu yazıyı üzerine alınmasın. Oradaki arkadaşlarımla son 2 yıl boyunca yan yana çalıştım ve nasıl tarafsız, dürüst habercilik yaptıklarını iyi bilirim. Benim sözüm Türk televizyonlarındaki bütün ana haber bültenlerine...
8 bin lira verin ben sizi zayıflatırım...
Şeyda Coşkun iyi bir meslek kapısı buldu kendine; yaşam koçluğu...
Ünlüleri, parası olanları Bebek sahilinde aşağı yukarı yürütüyor...
Onlara hedef koyuyor.
Şu kadar sürede şu kadar kilo vereceksin diye...
Yemelerine içmelerine dikkat etmelerini istiyor.
Sonra yollara düşüyorlar.
Yürüyorlar, yürüyorlar...
Bu kadar yürümeye zaten zayıflamamak imkansız.
Bunun karşılığında da 8 bin lira alıyor Şeyda Hanım...
Kendisi de form tutuyor.
Vallahi helal olsun...
Modern zaman meslekleri bunlar.
Çare yellow rose!
Mustafa Sarıgül’ün kendi ekibi tarafından mı yapılıyor bilmiyorum ama sosyal medya hesapları güzel bir internet kafasıyla yönetiliyor.
Gotham bile Çare’yi Batman’de aramıyormuş artık...
(Fotoğrafta Sarıgül yazıyor Gotham semalarında)
Baba filminin afişini Çare Sarıgül’e uyarlamışlar.
Morgan Freeman bile “yellow rose is the cure”
(Çare Sarıgül) diyormuş...
Orhan Pamuk en güzel eserlerini Mustafa Sarıgül yönetimindeki Nişantaşı’nda yazıp Nobel almış...
Sarıgül’e Ümraniye’de gösterilen sevgi seli, Ümraniye halkının Nişantaşı gibi olma isteğini açıkça göstermiş...
Böyle twitlerle dolu @teamsarigul hesabı...
İlginç bir kafa, ilginç bir hava...
Madrid deplasmanı
Daha 8 ay önce, nisan başında Madrid deplasmanındaydık...
Ronaldo, Benzema ve Higuain’in golleriyle 3-0 yenilmiştik Bernabeu’da...
Şimdi bir kez daha Madrid yollarındayız...
Galatasaray’ın peşinde Bernabeu’dayız.
Tamam rakip Real Madrid...
Yeneriz diyecek halimiz yok.
Madrid maçını izlemenin keyfi bile yeter...
Ha bir de puan kaparsak, seyreyle sen Bernabeu’yu...
Paylaş