Aman ‘Bosphoruswood’ olmasın!

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, dünyanın en büyük stüdyolarıyla birlikte, İstanbul’un Avrupa yakasında büyük bir film stüdyosu kurulacağını açıkladı.

Haberin Devamı

Entertainment Development Partners 3 milyar dolarlık bir proje sunmuş.

Harika bir haber bu.

Türk sinemasının ve TV sektörünün daha da büyümesi için kesinlikle bu yatırım hayata geçmeli.

Ama aynı haberden öğrendik ki, Bakan Çağlayan bu stüdyonun adı olarak ‘Bosphoruswood’ ismini düşünüyormuş.

Aman Sayın Bakan, lütfen yapmayın. Çünkü dünyada sonu ‘wood’la biten Hollywood özentisi o kadar çok ülke sineması var ki..

Hollywood (Amerika)...

Bollywood (Hindistan)...

Nollywood (Nijerya)...

Lollywood (Pakistan)...

Tallywood (Tayland)...

Dhallywood (Bangladeş)...

Lütfen bir de bunlara Bosphoruswood’u eklemeyin (Ayrıca hece sayısı fazla olduğu için söylemesi zor).

Kapı gibi bize özgün Yeşilçam dururken.

İlla İngilizce olsun istiyorsanız, “Green Pine”a bile razıyız!

Haberin Devamı

Zamanlama hatası

Ah şu reklamlar yok mu?

Kolay para oyuncuların aklını öyle çeliyor ki, kılıktan kılığa giriyorlar. Parayı bastırırsan burnundan kıl aldırmayan oyunculara reklamlarda yaptırmayacağın yok.

Oynadığı reklam filminde karizmayı çizdirmese de Kıvanç için bile aynı durum söz konusu.

İlker Ayrık’la Zıt Kardeşler’i canlandırıyor banka reklamında.

Sevgili dostum Kıvanç...

Sen oyunculuk konusunda ustalardan bile takdir almışken...

Kendi kuşağının en iyisi olarak gösterilirken...

Oyunculuk konusunda emeğin ve çaban alkışlanırken... Kelebeğin Rüyası gibi bir filmde herkese ‘Kıvanç tamamdır’ dedirtmişken...

Ne gerek vardı şimdi bir reklam kampanyasında rol almaya...

Bence ünlülerin Tarkan’dan öğrenmesi gereken çok şey var. Önüne milyonlarca dolar koyuyorlar ama reklamda oynamayı kabul etmiyor.

Paraf reklamı için ilk teklifin Tarkan’a gittiğini ben biliyorum.

“Böyle bir reklamda oynamam” diyerek nazikçe reddedince Murat Boz’la anlaştılar.

Sorarım size;

Banka reklamında Tarkan’ı izleseydik, Tarkan aynı Tarkan olur muydu?

Dorsay dönmeli

Emek yoksa ben de yokum dedi Atilla Dorsay...

Ve istifanın hiçbir kademede hayata geçmediği bu topraklarda, sırf bu sözü verdiği için, Emek’in olmadığının ilan edildiği gün Sabah’taki yazılarına son verdi.

“Artık kitaplarda buluşuruz” diyerek...

Haberin Devamı

İşin açıkçası Dorsay’ın bu sözü, sırf Emek’e dikkat çekmek için yazdığını sanmıştım ben.

Meğer ciddiymiş, gazete yazılarını bıraktı işte...

Ama bence bırakmamalı, Sabah yönetimi de bizler de Dorsay’ın dönmesi için her türlü çağrıyı yapmalıyız.

Bırakıp gitmek en kolayı...

Zor olan Dorsay’ın yıllardır yaptığı gibi yanlışlarla mücadele etmek.

Benim için Dorsay’ın şehir ve kültür hayatı yazıları, sinema eleştiri yazılarından çok daha kıymetliydi.

Onsuz çok eksik kalırız.

Dorsay mutlaka dönmeli.

Bülent Ersoy’u tanımamışsınız!

Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’deki “Kürk giymek vicdansızlık” sözleri üzerine hepimizin aklına ilk Bülent Ersoy geldi doğal olarak.

Ancak ben pek çok sanatçı gibi, Bülent Ersoy’un Başbakan’ın bir sözü karşısında yerlere eğileceğine ihtimal vermiyorum.

Haberin Devamı

Dolayısıyla Ahmet Hakan’ın dediği gibi Bülent Hanım’ın kürklerini hemen satışa çıkarması falan söz konusu değildir.

Unutmayın Bülent Ersoy daha 2008’de...

Her gün şehit haberleri gelirken...

Bugünkünün aksine Türk-Kürt meselesinde rüzgarlar çok sert eserken...

“Oğlum olsa askere göndermem” çıkışını yapacak kadar gözü karadır.

Hatta kendisine dava açıldıktan sonra; “Bugün aynı lafı yine söylerim” diyecek kadar sözünün arkasındadır.

Ne darbe süreçlerinden geçmiştir, neler görmüştür...

Dolayısıyla kendisini hafife almayınız.

Yazarın Tüm Yazıları