Antalya’da CHP’li yönetimin koltuğa oturur oturmaz Altın Portakal’a karşı takındığı ‘geçmişi inkar’ politikasını eleştirmiştim. Hele hele Başkan Mustafa Akaydın’ın “Halkın festivali olacak” türünden popülist yaklaşımları beni karamsarlığa itmişti.
Önceki gün festivalin Genel Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar’ın, “Altın Portakal tatil festivali olmayacak” sözlerini duyunca ‘eyvah’ dedim, Vecdi Sayar da böyle yapıyorsa festival hepten hapı yuttu demektir... Tam bunu yazmaya hazırlanıyordum ki, Vecdi Sayar’la önceki akşam bir davette karşılaştık. Yazacaklarımı, yüzüne söyledim... O da her zamanki gibi sakin sakin anlattı:
- Ben tatil festivali olmayacak diye bir şey söylemedim. Sinemanın daha çok konuşulacağı, yaşanacağı bir festival yapmak istediğimizi anlatmaya çalıştım.
Başkan’ın dediği gibi ‘halkçı festival’ mi? - Otellere kapanmayan, daha çok sokakta yaşayan bir festival hedefliyoruz. Kavramlara takılmayalım. Zaten dikkat ettim, Başkan da NTV’ye verdiği son röportajında ‘halkçı festival’ diye bir şeyi kullanmadı.
Geçmişte yapılanları reddeder gibisiniz... - Bu bir yanlış anlaşılma. Tam aksine TÜRSAK, dört yıl boyunca çok iyi işler yaptı ve Altın Portakal’ı uluslararası bir kaliteye çıkarmayı başardı. Biz onların yaptığı iyi şeylerin tamamını koruyacağız, eksik olan şeyleri gidererek festivali daha da zenginleştireceğiz.
Yabancı starlar yine gelecek mi yani? - Elbette gelecek, getirmek istiyoruz. Ancak bu yıl için biraz geç kaldık. Biz göreve geldiğimizde starlar yıllık festival programlarını çoktan yapmışlardı. Amerika’dan çok Avrupa starlarını getirmeyi hedefliyoruz... Bu yıl bir de çok zamanımız yok, asıl yapmak istediklerimizi seneye gerçekleştirebileceğiz.
Anlaştığınız star var mı? - Görüştüğümüz var ama henüz el sıkışmadık. Bu gece de Nastassja Kinski’yle görüşmek için buradayım zaten.
Bütçe kısıldı ama... - Demek ki daha sıkı pazarlık yapacağız.
Peki Türk starların ilgisi nasıl? - Biz beş yıllık bir plan yaptık, dört yıl sonra 50’nci yaşını kutlayacak Altın Portakal. Bu yıl 60’ların ünlü isimleri onur konuğumuz olacak, seneye 70’lerin, sonra 80 ve 90’ların... 50’nci yılda da 2000’lerin. Bunları da kitaplaştıracağız. Bu yıl 60’ların Türk sinemasından aklınıza kim geliyorsa Antalya’da olacak...
Popüler filmlere yaklaşımı nasıl olacak festivalin? - “Altın Portakal popüler filmlere ödül vermez” gibi bir anlayış var son yıllarda. Bu bir parça doğru, bunun kırılması gerekiyor.
Yani Recep İvedik de Altın Portakal alabilecek mi artık? - O kadar da uç değil. Dünyanın hiçbir festivalinde böyle bir şey olamaz, Altın Portakal’da da olmaz. Buraya bir kısmını aktardığım Vecdi Sayar’la sohbetimiz sonrasında yüreğime su serpildi... Özellikle de yeni yönetimin, Menderes Türel döneminde yapılan iyi şeylere sahip çıkacak olması sevindirdi beni. 10-17 Ekim’de yapılacak festivalden açıkçası fazla umudum yoktu, şimdi yeniden umutlandım...
Ortaköy’deki okul otel olurken
Ortaköy’de köprünün ayakları dibinde yedi yıldır yanmış ve izbe halde duran Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu’nun geçtiğimiz günlerde etrafı yüksek paravanlarla çevrildi ve inşaat çalışmaları başladı...
110 yıllık Hatice Sultan Yalısı’ydı burası. 2002 yılına kadar da eğitime hizmet verdi, öğrenciler yetiştirdi.
Ben buranın yeniden eğitime kazandırılması gerektiğini yazmıştım. Ne var ki, buranın yeniden okul olması için tüm yollar kapandı artık. Çünkü binanın yapım ve restorasyon maliyetinin Milli Eğitim’in bütçesinden karşılanamayacağı anlaşıldı.
THY’nin ikram şirketi Do&Co geçen yıl ihaleyi kazanmış ve burayı 25 yıllığına kiralamıştı zaten.
Yıllık 5 milyon 400 bin lira ödeyecek Do&Co...
Şirketin sahibi Atilla Doğudan’la konuştum, bu paranın doğrudan eğitime aktarılacağını söyledi:
“Bire bir yeniden yapacağız Hatice Sultan Yalısı’nı. Şimdi tek tek rölyefler çıkarılıyor. Elde olan tüm orijinal parçalar kullanılacak, yok olanlar ise aslına sadık kalınarak aynen yapılacak. Tavanlardan avizelere her şey aynı olacak.”
Atilla Doğudan’la geçen yıl Viyana’da tanışmıştık. Çok başarılı bir işadamı. En alttan başladığı iş hayatında bugün Formula 1’lerin, Şampiyonlar Ligi’nin ve pek çok havayolu şirketinin yemeklerini hazırlıyor.
“İşadamlığınızı bir kenara bırakın, siz oranın okul olarak kalmasını istemez miydiniz” diye sordum. “Bu gerçekçi değil. O paraların sadece bir okul yapmak için ayrılıp o enkazın aslına uygun yeniden yapılması mümkün değil. Zaten mümkün olsaydı, yedi yıldır kaderine terk edilmezdi” yanıtını verdi. Tarihi bina 2011’de otel olarak hizmete açılacak.