Salı akşamı devlerin düet gecesiydi. TRT 1 ekranlarında Bülent Ersoy-Ahmet Özhan varken, Kanal D’de Ajda Pekkan-Müslüm Gürses ekranda az rastlanır gecelerden birini yaşattılar.
Ajda Pekkan’ı ekranda izlemek keyif verici.
En güzeli de bu düetleri.
Geçen hafta Nil ve Yalın’la, bu hafta Teoman ve Müslüm Gürses’le... Müslüm Gürses’le Ajda Pekan’ı yanyana izlemek 40 yılda bir olur. Bu bile Süperstar Show’u izlemek ve alkışlamak için yeterli nedendi.
Ancak bazen gelen konuklar Ajda’nın şarkılarına, bazen de Ajda konukların şarkısına eşlik etmek de zorlanıyor.
Tıpkı Teoman’ın Kadınım şarkısında olduğu gibi...
Şarkı boyunca ne Müslüm Gürses ne de Ajda Pekkan eşlik edebildi Teoman’a.
Bant çekim olduğu için daha önceden neden yeterli prova yapılmıyor?
Kral’ın tarifesi yüksek
Kral TV ülkede yayın yapan pek çok kanaldan daha değerli. Bu değer boşuna oluşmuyor. Kral TV, ulusal yayın hakkı olan ve ülkede her yerden izlenebilen tek müzik kanalı. Uydu, kablo ve Digitürk’ün yanı sıra normal antenle de izlenebiliyor. Üstelik 2.7’lik (nisan ayı ortalaması) tüm gün izlenme payıyla, NTV, CNN Türk, TV8, CNBC-e’den çok daha fazla izleyiciye ulaşıyor.
Ne var ki, bir türlü işler rayına oturmuyor kanalda.
TMSF yönetimi, ‘en büyük yolsuzluğun’ burada yapıldığını iddia ediyor. Klip yayınlamak için el altından paraların verildiği de her dönem sektörde çok konuşuldu. TMSF bir süre önce başlayan ‘ücretsiz klip yayınlamanın’ yolsuzluğu daha da artırdığını söylüyor.
Şimdi yeniden eski yönteme dönüldü, üstelik tarife daha da yüksek. 15.000 dolar veren klibini 15 gün dönebilecek. Eskiden klibi günde iki-üç kez yayınlama karşılığı alınıyordu bu para. Şimdi günde bir kez için yani yayın başı 1.000 dolar.
Ben kliplerin ücretsiz olmasına başından beri itiraz ettim. Çünkü Kral TV’nin kaybedeceği geliri reklamla karşılaması imkansızdı.
Şimdi doğru yola dönüldü ancak bu kez de tarife yüksek. Tarife makul seviyeye çekilir, kategoriler doğru yapılırsa problem çıkacağını sanmıyorum.
Aksi durumda Orhan Gencebay bir kez daha Başbakan’a şikayete gidecektir.
Bozkurt’tan sonra Yazıcı da yayından kalktı
Kadın programlarında fatura Yasemin Bozkurt’a çıktı. Aynı şey Show TV’de Serap Ezgü’nün, atv’de Ayşenur Yazıcı’nın ya da TGRT’de İnci Ertuğrul’un başına da gelebilirdi.
Daha geçen hafta Serap Ezgü’nün programında canlı yayında bayıldı kadın.
Sonuçta böyle olacağı belliydi. Cinayetler, kurşunlamalar aylardır bangır bangır ‘ben geliyorum’ diye bağırıyordu bu programlarda.
Yaşanan son olaydan sonra RTÜK’ten önce Kanal D cezalandırdı Yasemin Bozkurt’u ve Kadının Sesi’ni yayından kaldırdı.
Peki Kadının Sesi yayından kalktı, problem çözüldü mü?
Yazının sonunu ‘Diğer kanallar nasıl bir önlem alacak?’ diye bitirecektim ki, atv de Ayşenur Yazıcı’nın Yalnız Değilsin programını kaldırdı. Yazıcı dünkü programda gözyaşları içinde veda etti. atv zaten rating almadığı için kaldıracaktı bu programı son olay vesile oldu. Şimdi gözler Show TV’de. Sezonun en yüksek transferini yapan Serap Ezgü de...
Bülent Hanım bir de TRT ekranında olmasaydı
Hıncal Uluç’un ‘TRT’de sanat müziği yok. Devlet kanalı alaturkaya önem vermiyor’ diye yazdığı salı gününün akşamında TRT ekranında canlı yayında Bülent Ersoy-Ahmet Özhan düeti vardı. En harbisinden sanat müziği konseri ya da Hıncal Uluç’un söylemeyi sevdiği şekliyle ‘Türk musikisi’.
Belki Uluç’un gözünden kaçmıştır ama Ahmet Özhan her salı Gönül Penceresinden adlı programı yapıyor.
TRT 1’de geçen sezon ayda bir yapılan muhteşem konserlerde Uluç’un görmediği Muazzez Abacı’yı da izledik, Bülent Ersoy’u da, Emel Sayın’ı da, Müzeyyen Senar’ı da...
TRT1’de halen başka sanat müziği programları da var, TRT 2’dekiler de cabası. Dolayısıyla TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz’ün en son eleştirileceği konu bu.
Şenol Demiröz’ün genel müdürlüğü dönemi, belki de TSM’ye en fazla ağırlık verildiği dönem oldu. Yeni besteciler ve yorumcular kazandırmak için, geçen sezon çok eleştirilen TSM yarışması bile düzenledi Şenol Demiröz.
Neyse, gelelim programa. Yarım saat geçmişti ki Ahmet Özhan hala programa katıldığı için Bülent Ersoy’a teşekkür ediyordu. Karşılıklı iltifatlardan ve kurulan tumturaklı cümlelerden sohbetin ilerlemesi imkansızdı, ilerleyemedi de zaten.
Bülent Ersoy’dan muhteşem yorumunun yanı sıra, ‘Sesiniz fevkaledenin fevk’inde, yorumunuz fevkaledenin fevk’inde’ gibi inciler de dinledik.
Bülent Hanım bir de TRT ekranında olmasaydı... Rakıyı içip, en güzelinden fasıl yapacaktı. Kendisine su uzatan Ahmet Özhan’a ‘Suyu sen iç, burası TRT olmasaydı bir duble içerdim şimdi’ diyerek durumu özetledi.
Gerçekten bir özel kanala çıksa da, rakısıyla sazıyla sözüyle tam teşekkül izlesek Bülent Hanım’ı...
Ama bildiğim kadarıyla Bülent Hanım canlı yayında giyeceği kostüm ücretinin ödenmesini istiyor ki, o da 4-5 milyar maliyeti olduğu için özel televizyoncular yanaşamıyor. Belki İbrahim Tatlıses rica etse onu kırmaz. Sezon bitmeden Bülent Ersoy ve İbrahim Tatlıses’i İbo Show’da izlesek güzel olmaz mı? Bu ikiliyi bir kez Laila’da canlı izlemiştim ki, tadına doyulmuyor!.. Ama İbo Show da TMSF’deki Star’da... Bülent Hanım, ‘Getir oğlum bir kadeh’ dese getirirler mi acaba?..