Paylaş
Allah şaşırtmasın denir ya, 71 yaşındaki adamı şaşırtmış işte Halis Toprak gitti 17’lik kıza ‘gönlünü kaptırdı’...
Şimdi hepimiz biliyoruz ki 17 yaşındaki bir kızın 71 yaşındaki adamı sevmesi olacak iş değil.
Böyle bir şeyi yapması için iki neden var:
Ya adamın parası için evlenmiştir ya da ailesinin baskısı sonucu...
Oysa bizim medeni kanununumuz 18 yaşından gün almayanlara evlenme izni vermiyor.
Ancak “olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple” hakim izniyle 18 yaş altındakilere evlenme izni çıkıyor.
Olağanüstü durum ve pek önemli sebebin ne olduğu ise meçhul...
Yani medeni kanun bir yandan yasaklıyor bir yandan bu ibareyle açık kapı bırakıyor.
Halis Toprak tanınmış bir işadamı olduğu için bu kadar gürültü kopardı hikaye, yoksa Güneydoğu’da her gün yaşanan olay bu...
13-14 yaşındaki kızlar parası için yaşlı adamlara zorla veriliyor.
71 yaşındaki adamın 17 yaşındaki kızla evlenmesi kamunun vicdanını rahatsız eden bir olaydır.
Bu yüzden de sadece aile izninin olması yetmez yetmemeli, bu tür yaş farkının aşırı uçlarda gezindiği evliliklerde “olağanüstü durum ve pek önemli sebebin” ne olduğu araştırılmalı. Merak ediyorum Halis Toprak’ın ne önemli sebebi vardı acaba?
17 yaşındaki çocuk aile izniyle ehliyet alabiliyor mu, ailesinin izniyle seçimlerde oy kullanabiliyor mu da, hayatının en önemli kararını evliliği ailesinin izniyle hem de
71 yaşındaki bir adamla yapabiliyor?..
Devlet çok önemli sebeplere bakmadan ailenin verdiği kararın da yanlış olduğunu söyleyebilmeli.
Söylemesem olmaz
Sağlık Bakanlığı domuz gribi işini abarttıkça abarttı, uçaklarda dağıtılan formları ansiklopedi boyutuna getirmişler, 2 saatlik bir uçuşta ancak doldurulacak kadar çok madde var.
Hakkı Devrim’in kaybettiğim cep telefonlarımı bulup bana gönderdiği şehir efsanesi değil, doğrudur. Bir kez de bütçeme sağladığı katkılardan dolayı saygılarımı sunarım kendisine...
Sibel Can’ın havuz içinde şeker kız Candy’ye dönen photosop’lu fotoğrafı ne kadar kötüyse, tek parça çiçekli elbiseli fotoğrafı gördüğüm en iyi Sibel Can fotoğrafıydı...
Her ne kadar Hande Yener çok istese de, ben Eurovision’da Şebnem Ferah’çıyım. Kıstasım müzik değil, Hande Yener cıbıldak haliyle Norveç’te üşüsün istemedim...
Bu arada İsmail Türüt’ün Eurovision’a gitmek istemesine kaç puan veriyorsunuz?.. Ben bunu iki yıl önce yazınca televizyondan küfretmişti bana...
Madem oylarımız açıklanıyor jüri üyesi olarak en seksi 100 listesinde benim üç kadın (Beren Saat, Tuba Büyüküstün, Hadise), iki de erkek (Kıvanç Tatlıtuğ, Murat Boz) adayım ilk 10’a girmiştir, gerisinin sorumluluğu bende değildir...
Vedat Okyar’lı bir anı...
Vedat Abi’yle ilgili bir anı:
Yıllar önce Ertuğrul Özkök, gazetenin spor yazarlarını toplamış Boğaz’a karşı yemek veriyor...
O dönem Hürriyet’e yeni gelen Ahmet Hakan, ben gibi spor yazarları dışında üç-beş yazar daha yemekte bulunuyoruz.
Özkök anlatıyor:
Spor sayfaları kendini yenilemeli...
Yazarlar daha interaktif olmalı...
Transfer haberleri şöyle verilmeli, maç yorumları böyle yapılmalı...
Amerika’da NBA yazarları şöyle, İngiltere’de Premier Lig yorumcuları böyle... O dönem Hürriyet’te yazan Vedat Okyar dayanamadı söz aldı; Abicim iyi güzel
diyorsun da, ben bilgisayarın tuşuna basmayı bilmem.
Ben yazıyı elle yazıp göndersem, işin diğer kısımlarıyla arkadaşlar ilgilense...
Böyle dobra bir adamdı Vedat Abi, içinden geldiği gibi konuşur içinden geldiği gibi yazardı.
Bu sıcaklığı yüzünden de sadece Beşiktaşlılar’ın değil, yıllar boyunca herkesin sevgilisi oldu...
Toprağı bol olsun, onun samimiyetini özleyeceğiz.
Damat diyor ki...
Okurlar soruyor, kendi düğünün hakkında neden yazmıyorsun başkalarının köşelerinde okuyoruz diye...;
Söyleyeyim.
Ben ne kadar sessiz sedasız şekilde damat olmak istedimse kontrolüm dışında iş o kadar büyüdü.
Ben ne kadar gürültüsüz düğün olsun dedimse, tam tersi oldu.
Ben ne kadar yazılmasın çizilmesin istedimse, her gün bir yerlerde okudum.
Bu durumdan şikayetçi miyim?
Hiç değilim.
Bütün gelen dostlara, tebrik maili atan bütün okurlara, değer verip kalem oynatan bütün meslektaşlara teşekkür ederim.
Ayrı bir teşekkür Güneri Cıvaoğlu’na; bana beyaz ceket, normal yaka bir gömlek ve elle bağlanan siyah papyon önerip damatlık kreasyonumu bizzat yarattığı için...
Ama hiç değilse kendi köşemde planladığım gibi olsun şu düğün işi, sessiz sedasız bu kadarcık bir yazıyla bitsin...
Paylaş