Belek’te golf sahaları yapılmasını savundum, hatta bu yüzden Pelin Batu, Harun Tekin gibi çevreci sanatçılarla, TEMA gibi derneklerle karşı karşıya geldim...
Golf çevreci bir spordur; golf sahalarının olduğu yerde yangın, pislik, kaçak inşaat olmaz...
Golf dünyanın en çok para getiren turizm koludur.
Golf sahaları için kesilen ağaçların yerine yenileri dikilir.
vs...vs...
Hatta bu yüzden "Keşke ağaçlar otopark mafyasına, çevre katliamlarına, yangınlara, tarım arazisi açmaya kurban gitmese de sırf golf için kesilse" diye yazmıştım geçmişte...
Ama günlerdir gazetelerde bir fotoğraf yayınlanıyor.
Bu fotoğrafı görünce dehşete kapıldım!
Antalya Belek’teki orman alanlarının golf sahaları yapmadan önce ve sonra çekilmiş fotoğrafları bunlar.
Yemyeşil ormanlık alan talan edilmiş, kıraç topraklar çıkmış, neredeyse ormanın yarısından fazlası yok edilmiş.
Gözlerime inanamadım.
Bölgede 500 binin üzerinde ağaç kesildiği söyleniyor.
Hemen açtım Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu’nu aradım;
"Hani böyle olmayacaktı... Belek’te orman kalmamış...
Fotoğrafları gördün mü? Felaket" diye, sanki ihanete uğramış gibi konuşuyorum.
"Dur, sakin ol! O gördüğün fotoğraflar, photoshop’lu" dedi.
Hiç beklemediğim bir yanıt! Kalakaldım!
Yani?
Yanisi, fotoğrafların üzerinde oynandığını, ağaç olan bölgelerin ağaç yokmuş gibi gösterildiğini söylüyor Ağaoğlu.
Hem gazeteleri, hem fotoğrafı çekenleri zan altında bırakacak bir açıklama.
Belek’teki 8 golf sahası için söylendiği gibi 500 binin üzerinde değil, 140 bin ağaç kesildiğini söylüyor Ağaoğlu.
"Bu golf işinde kantarın topuzu kaçtı mı" diye sordum.
"Kantarın topuzunun kaçtığı falan yok. 1986’da Turgut Özal zamanında imara açılan alanlar bunlar, onun dışında tek bir çivi çakılmadı bölgeye" dedi.
"İnanmam" dedim, "Ortada fotoğraflar var".
Aynı iddiayı yineledi; "Onlar photoshop’lu"...
Sonra da ekledi;
"Makinanı da al gel öyleyse, kendi gözlerinle gör." Hafta sonu Belek ormanları üzerinde helikopterle turlamak için sözleştik...
Yayınlanan fotoğraflar gerçek mi yalan mı göreceğiz.
Çektiklerimi de söz, photoshop’suz yayınlayacağım.
Kevin Costner bize uğramadı
Dün gazetede üç sütuna 10 santim küçük bir ilan gördüm, "Kevin Costner geçen hafta İstanbul’daydı ama bize uğramadı" yazıyor ilanda.
Nedir bu diye baktım.
Kötü bir Türkçe’yle yazılmış metnini görünce daha da merak ettim.
Bir tekstil firmasının ürünlerinden bahsediyor ilan, firmanın adını da küçücük yazmışlar.
Şaka mı bu ilan diyerek, telefon açtım sordum...
"Bizim reklam stratejimiz bu" dedi firmadakiler. Daha önce de Michael Jackson, Madonna gibi isimleri ilanlarında kullanmışlar.
"Kim sizin reklam ajansınız" dedim.
"Patron" dediler...
"Metinleri kim yazıyor" dedim. "Patron" dediler.
Bir yandan ünlülerin isimleri böyle istenildiği gibi kullanılabilir mi diye düşünürken, diğer yandan dünkü gazeteden aklımda kalan en çarpıcı ilanın bu olmasına şaşırdım.