ÇALIŞTIĞIM bütün işlerden mutlaka bir veda yazısı yazarak ayrıldım.
Ayrılıklarım, ortak olduğum kararlardı.
Bu ayrılık da benim kararım.
Hürriyet'e veda etmek çok zor.
Okumayı bu gazeteyle "söktüm".
Hatırlayabildiğim çocukluk günlerimden beri evimizde.
Sonraları yanına Kemal Ilıcak'ın Tercüman'ı da eklendi.
Elinizdeki gazeteyi "ayrıcalıklı" ve "özel" kılan ilkeler var.
Bunlar hepimizi bağlayan, saygı duyduğumuz ilkeler.
Hürriyet'te yazmaya veda ediyor olmamın sebebi de işte bu ilkeler.
Bir yılı aşkın zamandır bu köşede yazdıklarımı biliyorsunuz.
Star Medya Grup Başkanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürlüğü görevlerimi ve yaptıklarımı da biliyorsunuz.
Miniaturk - Minyatür Türkiye Parkı'nı ülkemize kazandıran heyecanımı da...
"O heyecan" beni rahat bırakmadı.
Sadece o değil tabii ki...
Rahatlığımdan rahatsız olan dostlarım var!
Bunların başında Sevgili Sunay Akın geliyor.
Gıyabımdaki sözleri yetmezmiş gibi, her karşılaştığımızda, "Sorumluluğunu yazarak savabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun" siteminden bıktım!
Artık, o rahat olsun ki, bundan böyle "yazmaya" değil "yapmaya" talibim.
Hayatımda ilk defa bir siyasi partiye üye oluyorum.
Bundan böyle Doğru Yol Partisi'nde siyaset yapacağım.
DYP bizim kuşağımız için "baba ocağı"dır.
Ama bu nostaljik tarafını, "çağın ritmini" yakalayarak zenginleştirmek zorundadır.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın bu konudaki gayretlerini biliyorum.
Verdiğim kararın en önemli dayanağı, tanık olduğum bu gayretlerdir.
* * *
Neden şimdi derseniz...
Siyaset, iddia ve inanç işidir.
Önemli olan, böyle bir dönemde tavır almaktır.
Hiç ilgisi olmayan en basit bir iş için bile, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini bekleyenlerin olduğu bu günlerde sorumluluk alıyorum ki, tarlada izim olsun.
Bana göre doğru olan, kurulmasına katkımın olmadığı bir sofraya oturmak yerine, bugünden "omuzdaş" olmaktır.
* * *
Neresi derseniz...
Siyaseti, ilk gençlik yıllarımda Türk Milli Takımı formasıyla temsil ettiğim memleketimde yapacağım.
Doğum yerim Hereke'de, memleketim Kocaeli'nde yapacağım.
On beş yılı Türkiye dışında, bir o kadarı ülkemin en büyük kurumlarında edinilmiş kültür, sanat ve medya alanındaki öğrenim, birikim ve deneyimimi, memleketimin ve ülkemin hizmetine sunmak amacındayım.
* * *
Ayrılırken, Ertuğrul Özkök'e ve onun şahsında bütün çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Burada çalışmaktan büyük keyif aldım ve pek çok şey öğrendim.
Asıl teşekkürüm ise Aydın Doğan'a.
İtiraf etmeliyim; burada bir üst yönetici ve köşe yazarı için başarı ve mutluluk adına gerekenlerin tamamı fazlasıyla vardı.
Ancak...
Türkiye için bir şeyler yapabilme arzusu, çok daha ağır bastı.