Paylaş
Washington’da ilk işim bir kitabevine gidip, kitabı almak oldu.
Birkaç gün sonra Atlantik’i geçerken elimde kitap, “Peace in Northern Ireland” (Kuzey İrlanda’da Barış” bölümünü okumaktaydım uykuya boşverip. İstanbul’a indiğimizde 45 sayfalık bölümü bitirmiştim.
Zaten kitabı edinme isteğimin, hatıralarının diğer bölümlerinin önüne geçen özellikle iki nedeni vardı: Kuzey İrlanda bölümü ve Irak’taki savaşa ilişkin anlatacakları.
TESEV için “Dağdan İniş-PKK Nasıl Silah Bırakır? Kürt Sorununun Şiddetten Arındırılması” adlı Rapor’u yazmadan önce yine göz attım Tony Blair’in “Bir Yolculuk”ta anlattığı “Kuzey İrlanda’da Barış” bölümüne. Silvan’dan sonra bir kez daha.
Kürt sorununa Kuzey İrlanda emsali
Bir ay önce İstanbul’ta Galatasaray Üniversitesi’nde bütün bir gün süren “Çatışma Çözümü açısından Kürt Sorunu” başlıklı panelde, Tony Blair’in Kuzey İrlanda barış görüşmelerinde Tony Blair’in sağ kolu olarak çok önemli bir rol oynayan Jonathan Powell ile aynı kürsüyü paylaştık. Jonathan Powell, uzun müzakerelerden sonra IRA’in silah bırakmasıyla sonuçtan çıkan “dersleri” mükemmel biçimde özetledi.
Powell’ın arkasından söz aldığımda, onun anlattıklarından yola çıkarak, “IRA-Sinn Fein; PKK-BDP” denklemi arasındaki farklılıklara vurgu yapan bir konuşma yaptım.
Toplantıdan sonra, Tony Blair’in “Bir Yolculuk”una bir kez daha göz attım. “Kuzey İrlanda’da Barış” bölümünde çıkarttığı dersler, Jonathan Powell’ın anlattıkları ile büyük ölçüde paralellik gösteriyordu.
Kürt sorununda ellerin “savaş baltaları”na gittiği sıcak yaz günlerinde söz konusu “dersleri” bir kez daha hatırlamakta yarar var. Bir ay önce işaret ettiğim İngiltere’nin İrlanda sorunu ile Türkiye’nin Kürt sorunu arasındaki “farklar” geçerliliğini korumaktaysa da, Tony Blair’in “dersleri” bu farkları aşan nitelikler taşıyor.
Zaten Tony Blair de, “dersler” ya da onun deyimiyle daha doğru biçimde ifade edecek olursak “ilkeler”i sıralamadan önce şöyle yazmış:
“Her çatışma, elbette, farklıdır. Her birinin kendine özel çıkış kaynağı, birbirine zıt gelenekleri, paylaştığı tarihi, çözüm için çeşitlenmiş boyutları vardır. Bu nedenle, çözüm için dersler çıkartmak zordur ama işin sonunda, genel bir uygulamayı mümkün kılan çekirdek ilkelerin bulunduğu sonucuna vardım.”
10 ilke
Tony Blair’in çıkarttığı “10 çekirdek ilke” şöyle:
1. Her çatışma çözümünün, üzerinde anlaşılmış ilkelere dayanan bir çerçevesi olmalıdır... Bu yolla, çekirdek ilkeleri oluşturmak süreci biçimleyecek ve uzlaşmayı mümkün kılacaktır.
2. Bunun ardından çözüme yönelinebilinir. Gerekli olan şey, işi sıkı tutmak ve onun üzerinde yoğunlaşmaktır. Sürekli olarak. Yorulmaksızın. Ortadoğu barış sürecinin en büyük sorunu, hiç kimsenin onu gereken uzun süre içinde ve yeterince sımsıkı şekilde elinde tutmamasıdır...
3. Çatışma çözümünde, küçük şeyler büyük şeyler haline gelebilirler. Bu sadece işi sıkı tutmakla ilgili değildir. Karşınızdaki için önemli olan yararına kendi görüşünüzü bir kenara bırakmayı bilmektir...
4. Yaratıcı olmak. İlerlemenin önünü açabilmek için büyük ve küçük şeyleri, tek başına ya da birarada kullanmak ve eğer gerekiyorsa, bir kaç yeni şey daha icat edebilmektir. Jonathan’ın özellikle ve parlak biçimde yaratıcı olduğu yer burasıdır. Bazı zamanlar, çıkmaz aşılmaz görünüyordu...
5. Çatışma, tarafları kendi başlarına bırakıldıkları takdirde çözülmez. Eğer kendi başlarına çözebilseler, zaten çözerlerdi. Dolayısıyla, dış yardıma ihtiyaç duyarlar...
6. Her iki taraf için, çatışma çözümünün bir yolculuk olduğunu, bir süreç olduğunu, tek başına bir olay olmadığını kavramak gerekir. Her tarafın geçmişi arkada bırakması için zamana ihtiyacı vardır. Bir çatışma, basit şekilde, şiddet ile karakterize edilen bir anlaşmazlık hali değildir. Bir tarihi vardır, gelenekleri, ritüeli ve doktrini ile bir kültür yaratır. Vücudu olduğu gibi, bir zihniyeti ve ruhu vardır. Dayanıklıdır ve derindir. Bütün bunları değiştirmek, muazzam bir ihtiras ve yoğun bir iç gözlem eylemidir. İnsanlar değişebilirler ama insanlar aynı zamanda da belli usullere yerleşiktirler. ‘Yollar’ bu durumu ‘ortadan kaldırmalı’dır ki, değişim yol alabilsin...
7. Barış yolu, çatışmanın sürmesi gerektiğine inananlar tarafından bilerek engellenecektir. Böyle engellemelere hazırlıklı olun. Bundan ötürü yoldan sapmayın. İnsanlar (Kuzey İrlanda) çatışmalarının en kötü terörist saldırısının Hayırlı Cuma Anlaşması’ndan önce değil, sonra gerçekleştiğini unutuyorlar. Şükürler olsun ki, aynı zamanda, sonuncu saldırı oldu...
8. Liderler önemlidir. Her barış süreci siyasi riskleri davet eder, hatta bir tür siyasi maceradır ve kesinlikle siyasi cesaret, hatta kişisel cesaret talep eder. Liderlik niteliği önemlidir; sine qua non’dur (olmazsa olmaz).
Hadise şudur: Herhangi bir çatışmanın tarafları için en kolay şey, ilan edilmiş pozisyonlara sımsıkı bağlı kalmaktır. Bir çatışmanın çevresinde, onun partizan karakterini yansıtan bir ideoloji, hatta bir teoloji gelişmiş olur. Herşey, böyle bir partizan ideolojinin inşa ettiği prizmadan görülür. Buna bağlı kalmak, hiçbir yere varmayacak bildik bir yolu izlemek demektir.. ve liderlerin izleyicileri kendilerini böyle bir durumda pek rahat hissederler...
9. Dış şartlar, barışın karşısında değil yanında hareket etmelidir...
10.Asla vazgeçme.Basit ama hayati; üzerinde çalışmayı asla durdurma ve ondan asla vazgeçme. Bu, sadece çatışma konusunu sıkı tutmakla ilgili değildir; yenilgiyi reddetmekle ilgilidir. Kuzey İrlanda’da söylediğimiz gibi, eğer çözemiyorsan, çözene kadar onu yönet; ama terketme ve ona ilgisiz kalma. Bir barış süreci hiçbir zaman olduğu yerde kalmaz, ileri ya da geri gidebilir. Başkaları inanmasa da, hatta konvansiyonel akıl sana karşı olsa, dahası doğrudan ilgili olanlar, tarafların kendisi umutlarını yitirmiş olsalar bile, bir çözümün mümkün olduğuna inanmalısın. Ve unutma: (barış için) hiç çalışmamaktansa, çalışıp başarısız olmak daha iyidir...”
Çatışma çözümü için Tony Blair’in Kuzey İrlanda’daki çözüm sürecinden çıkarttığı “10 ilke”nin özetinin özeti bu. Kitabında, bu 10 ilkeyi anlattığı bölüm, tam 28 sayfa.
Peki bu “10 ilke” Kürt sorununun çözümü için de uygulanabilir mi?
Evet, uygulanabilir. Bu amaçla, üç partiden dokuz milletvekilinin yer aldığı oldukça kalabalık bir grup halinde, önümüzdeki hafta Londra (İngiltere), Belfast (Kuzey İrlanda) ve Edinburgh’da (İskoçya) olacağız. “İlkeler” ve “dersleri” yerinde incelemek için.
Vazgeçmeyeceğiz
“Yerine” niye mi gidiyoruz?
Unutmayın; 10. İlke, “Asla vazgeçme” diyor. “Başkaları inanmasa.. hatta tarafların kendileri umutlarını yitirmiş olsalar bile, bir çözümün mümkün olduğuna inanmalısın” diyor.
Kürt sorununun çözümü yolunda, Türkiye’de Kürtlerle “barışmak” ve barışık biçimde “birlik ve beraberlik” amacıyla çalışmaktan asla vazgeçmediğimiz için.
Vazgeçmeyeceğimiz için.
Paylaş