Paylaş
Yani henüz atık su sistemlerini dolduracak bir yoğunluk sözkonusu değil. Aylardır körfeze dökülen dereler ve büyük kanal projesinin ana arterlerinde de yoğun temizlenme çalışmaları da yapıldı. Kısaca ifade etmek gerekirse sistemi tıkayacak bir engel de yok. Fakat maalesef İzmir Körfezi’nden yer yer inanılmaz kokuların geldiğine şahit oluyoruz. Zaman zaman Göztepe’de, bazen Altınyol’da, Bostanlı’da, Mavişehirde kanalizasyon kokusu insanın burnunun direğini kıracak noktalara ulaşıyor. Sakın yanılmayın bu denizin yosun kokusu değil, yani deniz kokmuyor, deniz lağım kokuyor.
Yağışlı sezonu yaşıyor olsak, ani bastıran aşırı yağışlar nedeniyle kanallar dolduğu için kapasite yetmiyor diyeceğim ama; maalesef böyle bir durum da sözkonusu değil. O zaman insan soramadan yapamıyor.. Kanal sisteminde kaçak mı var?
Aslında belki de büyük kanal sisteminde yeni açılımları düşünme ve planlama zamanı geldi. Yağmur suyu ile evsel atık sistemlerinin ayrıştırılması için birçok noktada çalışma yapılıyor, fakat evsel atıklar için de sistemin revize edilerek geliştirilmesi gerekliliği ortaya çıkmış gibi.
Tüm atıkların körfezi dolaştırılarak aynı noktada arıtılması yerine; özellikle kuzey aksında Menemen Ovası’na doğru hızla yayılan şehir için yeni bir sistem sözkonusu olabilir. Hızla gelişen Bornova, Karabağlar ve Narlıdere için de alternatifler yaratmak; mevcut büyük kanalın yükünü de biraz hafifletecektir. Tabii böylece kaçaklar ile ilgili daha etkin kontrol imkanı ortaya çıkar. İzmir’in 2020 yılı ve ilerisi için böyle bir planı ortaya koyma zamanı geldi de geçiyor.
Atık yönetimi, çöp depolama olarak algılanmamalı
İzmir’in çöpü yıllardır sorun olmaya devam ediyor. Yıllar önce bugün Mavişehir’in bulunduğu alanın bir kısmının çöplük olarak kullanıldığını hatırlıyorum. Hatta oraya 1970’li yılların başında İzmir Belediyesi ilk çöp fabrikasını kurmuştu. Tabii daha sonra yıkıldı, çöplük dolduruldu ve bugün İZBAN’ın Mavişehir İstasyonu’nun bulunduğu alandan denize kadar olan bölge imara açıldı. Günümüzde artık çöpün adı atık... Atık yönetimi ise bir bilim dalı. Atıkları ayrıştırma, geri dönüştürme ve tekrar kullanma ise önemli bir sanayi haline geldi. Çünkü insanoğlu, gelişen teknolojiye pararlel olarak atık üretim kapasitesini de katlayarak artırıyor. Dünyada en çok atık üreten toplum Japonlar. Eğer tüm dünya Japonlar gibi tüketse, bugünkü dünya nüfusunun ihtiyacını karşılamak için 7 tane daha dünya gerekli. Aslında hedefimizin ürettiğimiz atıkları azaltmak olması gerekli, ama bunun anahtarı da eğitimden geçiyor. Eğitim konusunda ne kadar sıkıntı yaşadığımızı gözönünde bulundurursak bizim için bu iş biraz zor. Bu arada dünyadaki atık değerlendirme fabrikalarının çoğunluğunun da Japonya’da olduğunu bilmenizi isterim.
İzmir Büyükşehir Belediyesi akılcı bir girişimle İzmir’e bir “atık değerlendirme fabrikası” yapmak istiyor. Aslında sık sık basında yer aldığı gibi yeni bir çöplük değil, üretilen atığın yönetilerek, değerlendirilerek tekrar kazanımı için bir fabrika. Türkiye’de eşi yok. Bu nedenle bilinmeyene muhalefet etmek ve hedef saptırmak da kolay. Kimse arka bahçesinde bir çöplük görmek istemez, ama bir yerde bu çöp dağlarının yok edilmesi için bir tesis yapılması da şart. İnşallah yaklaşan seçim telaşı içinde bu girişim kim vurduya gitmeden bir sonuca doğru yol alınır.
Paylaş