Paylaş
DEVLET kurumlarına ait araziler kamusal alanlar olarak geçmekte. Devletin çeşitli birimlerine ait alanlar da bunların arasında. Bornova’daki bazı devlet kurumlarına ait araziler, yapılan imar değişikliklerinden sonra maalesef satılarak beton yığınları haline getirilmek isteniyor. Bu arazilerin hemen hemen hepsi bitki örtüsü bakımından zengin alanlar.
Tabii Bornova’nın bir imar planına ihtiyacı var. Buradaki eski fabrika arazilerinin yeni bir imar planı ile şekillendirilmesi gerekli. Fakat bu planın yapılması sırasında kamu arazilerini korumak ve yeşil alan olarak kalmasını sağlamak çok daha önemli. Yıllık bütçesi 300 milyar TL’ye ulaşan bir devletin birkaç yüz milyon lira getiri sağlamak için bir daha bölgeye kazandırılamayacak nitelikteki arazileri heba etmesi çok yazık.
Şehrin içinde AVM veya benzeri bir yapılaşma için özel şahıslara ait arsaların bulunmaması halinde bu arazilerin satışı düşünülebilir. Böyle bir ihtiyaç yokken, bu arazileri elden çıkarmayı amaçlamak başka çıkar gruplarına rant yaratılacağı düşüncesini akla getiriyor.
Devlet kurumlarına ait olup, ihtiyacın ortadan kalkması nedeni ile atıl duruma düşen arazilerin yine kamusal alanlar olarak halk yararına şekillendirilmesi parasal getiriden çok daha büyük bir kazanç olarak görülmeli. Bunun en güzel örneği İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce restore edilen Eski Havagazı Fabrikası. Gelecek yüzyılda Bornova ve dolayısıyla İzmir’in en önemli yeşil alanlarından birinin daha yaratılması için elimize kadar gelen fırsatı iyi kullanmalıyız. Mevcut yeşili korumayı ve artırarak geliştirmeyi çocuklarımıza ve gelecek nesillere borçluyuz.
Bisikletle yeni bir yaşam
ASLINDA bisiklet bir ulaşım aracı olmasının yanı sıra harika bir spor aleti. Devamlı bisiklete binmek insan sağlığı açısından çok faydalı. Kasların çalışması, kalbin ritminin düzenlenmesi ve fazla kiloların atılmasında en güzel yardımcı. İzmir uzun yaz mevsimi ve ılıman iklimi ile bisiklet severler için ideal bir şehir. Fakat maalesef yıllardır hayatımızda olan bisikleti şehrimizin bir parçası yapmayı kimse akıl edememiş. İzmir gelişip büyürken maalesef bisiklete hiçbir imar veya yol planında yer verilmemiş.
1970’li ve 80’li yıllarda hemen hemen tüm mahallelerde sokaklarda binebildiğimiz bisikletler maalesef artan trafik yoğunluğu ve araç sayısının tehlike arz etmesi nedeni ile kullanılamaz hale gelmiş. Sadece İzmir Kordon’u, Güzelyalı Sahili ve Karşıyaka Yalısı’nda bulunan bisiklet yollarına mahkum edilerek neredeyse yazlıkların ulaşım aracı haline gelmiş.
İzmir’de bisiklet kullanımı ile ilgili çok ciddi girişimler var. Büyükşehir Belediyesi de bu konuda bazı kararlar alarak yeni bisiklet yolları yapmak üzere harekete geçti. İzmir bu konuda da şanslı sayılabilir. Özellikle kentsel dönüşüm uygulaması yapılması düşünülen alanlarda artık bisiklet için de yol alternatifi yaratma imkanı var. Umudumuz bisiklet yollarının imar planlarında da yer alması. Tabii bu yolların bisiklet trafik kurallarına uygun olarak yapılması ve bisiklet sürücülerinin bu konuda eğitilmesi şart. Zira birçok Avrupa ülkesinde etkin ulaşım aracı olarak kullanılan bisikletlerin kendi trafik kurallarına uyduğunu hepimiz gözlemliyoruz. Kaldı ki bu kurallara uymayanlara para cezası kesildiğine de şahit oluyoruz.
Bisikletle İzmir’de kurallar çerçevesinde yeni bir yaşama merhaba derken, daha sağlıklı bir toplum için de kolları sıvamış oluyoruz.
Paylaş