Paylaş
GEÇTİĞİMİZ hafta içinde Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO-DSÖ) Avrupa Bölgesel toplantısı İzmir’de yapıldı. Bölgesel Ofisi Direktörü Suzanna Jakab, İzmir’in EXPO 2020 adaylığı için seçtiği temayı öve öve bitiremedi. Türkiye’nin sağlık konusunda ne kadar önemli adımlar attığını dile getiren Jakab; “Daha iyi bir dünya için yeni yollar, herkes için sağlık” temasının bir EXPO için seçilmesinin dünya açısından ne kadar büyük önem taşıdığının altını defalarca çizdi.
İzmir son birkaç aydır sağlık konusunda yaptığı çalışmaları ile öne çıkıyor... 82. İEF’nin de teması sağlık üzerineydi. Dünyanın en büyük anatomi gösterilerinden biri “The Human Body Exhibition” geçtiğimiz Cuma günü Kültürpark Atlas Pavyonu’nda ziyaretçiler ile buluştu.
İzmir sağlık ve tıp konusunda bu kadar girişimde bulunurken EXPO 2020 adaylığımız konusunda hala bir endişe içinde olmamız düşündürücü. Sergilediğimiz değerlerimizin ve girişimlerimizin ilgili kesimlere aktarılmasında ve bilgi olarak paylaşılmasında bazen istediğimiz sonuçları elde etmekte zorlanıyoruz. Bu, biraz da bizim büyük tablonun detayları içinde kaybolmamızdan ve parçaları biraraya getirerek bütünü gösterme yeteneğimizin düşük olmasından kaynaklanıyor. Aslında yaptığımız işleri biraraya getirerek sinerji yaratma konusunda maalesef biraz zayıfız. Tabiri yerinde ise efe gibi zeybek oyunamakta ısrar ediyoruz.
EXPO sunumlarımızda 2020 yılında sağlık konusunda alt temalar içinde dünyaya kazandırabileceklerimize ne kadar yer veriyoruz. Alt temalar çerçevesinde yapılacak seminerler, açık oturumlar, tartışma toplantıları ve workshoplar; önümüzdeki 10 sene içinde 7 milyarın üzerine çıkacak dünya nüfusu açısından hem önemli, hem de yön verici olabilir. Bütün bu olumlu nedenlere rağmen EXPO 2020 adaylığımızı belkide sadece finansal bakımdan daha zengin olduğu için başka bir rakibe kaptırmak aslında hem üzücü hem düşündürücü olur...
Fabrikalara trenle ulaşmak..
İzmir-Ankara hızlı demiryolunun çalışmalarına başlandı. Demiryolları insan taşımada önemli ve ekonomik olduğu kadar; ülke sanayisinin gelişmesi ve ihracatı için de çok önemli. Zira önümüzdeki birkaç sene içinde özellikle Orta Anadolu’daki şehirlerimizde üretilen ürünlerin limanlara taşınması ve limanlara gelen hammaddenin üretim merkezlerine ulaştırılması kesinlikle bu yolların kullanımı ile yapılabilecek. Gelişen sanayi ürünlerinin taşınması için gerek Avrupa’nın, gerek Amerika’nın yaptığı gibi; demiryolunun fabrikalara kadar girmesi zorunlu. Bu nedenle Ankara-İzmir demiryolu önemli, Bandırma-İzmir demiryolu önemli... Hatta bu güzergahta yapılacak bir Bursa uzantısı; ileriye dönük bir çalışma olacaktır.
Fakat bu yolların sadece hızlı trenler için yapılması sanayinin ihtiyaçlarına çözüm olmayacak. Eğer İzmir’de yapımı süren limanlar ile Türkiye’nin liman kapasitesinin üçe-dörde katalanması planlanıyorsa fabrikalardan buraya ulaşımı sağlamadan bu yatırımları yapmanın hiçbir anlamı kalmayacaktır.
Demiryolunun yapım aşamasında özellikle yük katarları için de gerekli altyapının sağlanması lazım. Bazı yerlerde üç hat uygulaması ile yük trenlerinin bu hatları daha verimli kullanması sağlanabilmeli. 500 milyar dolarlık ihracat hedefleyen bir ülkenin 650-700 milyar dolar ithalat yapacağını da gözönünde bulundurursak; bu kadar yükün demiryollarından başka birşeyle taşınamayacağını da görmemiz gerekir. 2023 yılı ihracat hedefinin başarılması, bir yerde treni fabrikaya kadar sokabilmek yatmakta.
Paylaş