Bilim kenti için araştırmacı gençlik

Haberin Devamı

BUGÜNLERDE 12 Haziran Genel seçimleri öncesi çılgın projeler birbiri arkasına ortaya çıkarılırken; ticari yaklaşım ve rant yaratma kapasitemizin aslında ne kadar büyük olduğunu da görüyoruz.
Peki, ya insana yatırım? Kanallar, köprüler adalar... Hepsi çok güzel, ama ya insana yatırım için önerilerimiz nerede?
Tarihsel olarak medeniyetleri incelersek, insanlığın gelişimindeki en önemli süreçlerin bilginin oluşturulması ve saklanması sonrası yaşandığını görüyoruz. Bergamalılar parşömen kağıdını icat ettikten sonra meydana getirdikleri büyük kütüphaneleri ile ün yaptılar. Bu kütüphanelerdeki 200 bin kitaplık hazine daha sonra Mısır’a hediye edildi. Bilgi yer değiştirdi. Gelişti yeni medeniyetler yarattı.
İskenderiye Kütüphaneleri Arap Alimleri’nin oluşmasına, Endülüs Kütüphaneleri Rönesans’ın başlamasına neden olmadı mı? Bugün iftiharla turistlere gösterdiğimiz Efes Antik Şehri’nin en görkemli yapısı Celsus Kütüphanesi değil mi?
İzmir, Cumhuriyet’in 100. yaşını kutladığı 2023 yılına hedefler koyarak hazırlanıyor. Bu hedeflerden biri de “bilim, kültür ve inovasyon şehri olabilmek” olmalı. Bilgi konusunda en önemli yatırımın ise insana yapılmalı.
Öğretim sistemimizin araştırmacı, sorgulayıcı bir gençlik yaratmada yetersiz olduğu sık sık dile getiriliyor. Milli eğitim sistemi içinde veremediğimiz bu ögelerin farklı ortamlarda verilmesini sağlamak zorundayız.
Batılı şehirlere baktığımızda kütüphanelerin ve kütüphaneciliğin ne kadar gelişmiş olduğunu görürüz.
İzmir’de çevre ilçeleri ile birlikte etkin ve yaygın bir kütüphane sistemi oluşturmak; şehrin geleceği açısından yapılabilecek en büyük yatırım ve en çılgın proje olmaz mı?
Kütüphaneler genellikle bulundukları şehirlerin belediyelerinin uktesinde kurulup geliştirilmekte, yaygınlaşarak şubeleşmekte. İzmir Büyükşehir Belediyesi önderliğinde, ilçe belediyeleri ile birlikte ortak bir kütüphane sistemi kurabilir. Merkez kütüphanenin yanı sıra mahallelerde ilçe kütüphaneleri ile desteklenebilecek sistem yaygın kitlelere ulaşmada çok etkin rol oynayabilir. Tüm İzmir’e yayılmış bir sistem herkese eşit öğretim ve okuma hakkını sağlayacaktır.
Aklımıza ilk olarak, “Bilgisayar ve internet bu kadar hızlı gelişirken, böyle bir sisteme ne kadar ihtiyaç var?” sorusu gelecektir. Öğretimi sadece internet üzerine dayandırmak bize araştırmacı değil kolaycı bir nesil yaratacaktır. Bilgiye ulaşım kolay hale gelmiş olabilir, ama bu araştırmacılığı yaratmaya yeterli değildir.
Bu yatırım aslında insana, gelecek kuşaklara yatırımdır.
Kütüphaneler İzmir’in içinde açılan bilgi kanalları, günümüzü geleceğe bağlayan ilim köprüleri olacaktır.
Unutmayalım; bilgi günümüzün en pahalı sermayesi ve en kıymetli yatırımıdır.
Bugün Büyükşehir Belediyesi, ilkokullarda geniş çaplı süt programları uyguluyor. Okulların ihtiyaçlarına göre malzeme alım desteği, hatta inşaat faaliyetlerine de doğrudan destek veriliyor. Belediyelerin mevcut düzendeki iletişimine bir halka daha ekleyerek ilköğretim okulları ile ortak bir projede birleşmesi yeterli olacaktır. Amaç kütüphane içinde çalışma, araştırma yapma alışkanlığını daha yaygın hale getirip, okuma bilinci aşılamaktır.
Çocuk kütüphaneleri her şubenin önemli bir bölümü olarak geliştirilmelidir. Okuma alışkanlığının arttırılması, günlük gazete ve yeni kitapların takibi önemlidir. Öğrenciler, ödevlerini haftada en az birkaç saat harcayarak bu mekanlarda yapması için teşvik edilmelidir.
Bu bilgi mabetleri, yaşlı genç her kesimin; daha ucuz ve yaygın bir kitap okuma alışkanlığı kazanmasına vesile olacaktır.
Kütüphaneciliğin olmaz ise olmazı nerede ise günlük olarak çıkan yeni kitapların sisteme dahil edilmesi ile oluşabilir. Kütüphane binalarının inşaatında ayrılacak ticari alanlar ve bunlardan elde edilecek gelir, bu bütçelerin oluşmasına katkıda bulunacaktır. Sistemin kuruluş aşamasında AB fonlarından destek almak zor da olmayacaktır.
Ege Sanyicileri ve İşadamları Derneği geçtiğimiz günlerde AB projeleri kapsamında “Gezici Kütüphane” ile İzmir’in en ücra, kitap gitmeyen noktalarına ulaşmak üzere yola çıkmadı mı?
İzmir’in en büyük sorunlarından biri olan beyin göçünü tersine çevirmek zorundayız. Gelecek nesillerin bilim, kültür ve sanat şehri İzmir’de yaşamasını, araştırma ve geliştirmenin merkezi olmak istiyorsak; bunun altyapısını da kurmalıyız.
Unutmayalım; insanlığın yolu bilimle aydınlanıyor. Ve dünya artık bilgi çağında yaşıyor.

 


 

Yazarın Tüm Yazıları