Washington’da Türkiye’ye yaptırım sezonu kapıda

‘Magnitsky Yasası’nı uygulayarak din ve inanç özgürlüklerini ihlal etmekte sorumluluğu belirlenmiş kişi ve kurumların malvarlıklarını dondurun, bu kişilerin ABD’ye girişini engelleyin.’

Haberin Devamı

‘Magnitsky Yasası’nı uygulayarak din ve inanç özgürlüklerini ihlal etmekte sorumluluğu belirlenmiş kişi ve kurumların malvarlıklarını dondurun, bu kişilerin ABD’ye girişini engelleyin.’

 

Yukarıdaki satırları ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu 2018 yılı için hazırladığı raporda kaleme aldı, hem de Amerikan yönetimine Türkiye konusunda atılmasını tavsiye ettiği ilk iki adımdan ikincisi olarak. Komisyon’un önerdiği birinci adım tanıdık; ‘Pastör Andrew Brunson’ın derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması için Türk hükümetine en yüksek düzeyde baskı uygulansın.’

 

Trump yönetimi FETÖ davasından tutuklu evangelist din adamı Brunson’ın bırakılması için üst düzey baskıyı Beştepe nezdinde zaten ziyadesiyle uyguluyor. ABD Başkanı Donald Trump bugüne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı bütün yüz yüze ve telefon görüşmelerinde konuyu vurgulu biçimde gündeme getirdi. O da yetmedi, Brunson geçen hafta ilk kez hakim karşısına çıkar çıkmaz kinayeli bir tweet atmaktan geri durmadı. Trump, Brunson’a yönelik suçlamaları içeren iddianamede yer alan ‘casusluk’ suçlamasını hedef alarak ‘Ben ondan daha fazla casus olabilirim’ yazdı.

 

Haberin Devamı

Washington aylardır, ‘Diplomatik parametreler içinde kalınarak Türk hükümetine var olandan daha ileri bir baskı nasıl uygulanabilir?’ sorusuna yanıt arıyor. Bizzat Beyaz Saray tarafından bir buçuk yıldır yapılan baskı sonuç vermediği için Komisyon’un ikinci önerisinin derhal devreye sokulmasını savunan Amerikalı senatör sayısı hayli yüksek. Zaten ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu tavsiye yetkisini sadece başkandan değil kongreden de alıyor.

 

100 üyeli ABD Senatosu’nun 66 üyesi geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Pastör Brunson’ın serbest bırakılması için gönderdikleri ortak imzalı mektupta Amerikan vatandaşlarının Türkiye’de yargılanma korkusu olmadan yaşayabilmeleri için bugüne kadar atılan adımlardan başka ve çok daha kuvvetli adımlara hazırlandıklarını gizlemediler.

 

Haberin Devamı

Hem o mektubun hem de Kongre’deki taslak ‘kişilere yaptırım’ listesinin iki mimarı Oklahoma’dan Cumhuriyetçi Senatör Lankford ve New Hampshire’dan Demokrat Senatör Shaheen iki gün önce Başkan Trump’ın favori televizyon kanalı Fox’a çıkarak Türkiye için hazırlamakta oldukları yaptırım paketiyle ilgili önemli ipuçları verdiler. Yaptırımların doğrudan Pastör Brunson’ın cezaevinde tutulmasında sorumluluğu olan Türkleri hedef alacağını anlatan Senatör Lankford, listede savcıların, hakimlerin ve hatta seçilmiş siyasetçilerin olabileceğini söyledi.

 

Şimdiye kadar Kongre’nin yaptırım paketini ‘diplomasiyle Brunson’ı kurtaracağız, riske sokacak adım atmayın’ diyerek erteleten ABD Dışişleri’nde de hava dönmeye başlamış. Anlayacağınız senatörler Brunson’ın tutukluluğunda dahli olan Türk vatandaşlarını hedef alacak yaptırım listesini Dışişleri’ne rağmen değil, Dışişleri ile koordinasyon içinde hazırlayacak. Düğmeye basmak için ise Pastör Brunson’ın ikinci kez hakim karşısına çıkacağı 7 Mayıs tarihini bekliyorlar.

 

Haberin Devamı

Brunson’ın ilk duruşmasına ABD’nin Uluslararası Dini Özgürlüklerden Sorumlu Büyükelçisi Sam Brownback ile Kuzey Carolina Senatörü Thom Tillis katılmıştı. İkinci duruşma için ise İzmir’e yazının başında anlattığım raporu kaleme alan ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu heyeti gidiyor. Eğer Brunson 7 Mayıs’ta serbest bırakılmaz ya da en azından yakın zamanda serbest bırakılacağına dair bir işaret verilmezse, Washington’daki yaptırım paketinin Türkiye’de 24 Haziran seçimleri tamamlanır tamamlanmaz hızla kongre onayına sunulması olasılığı son derece yüksek bir senaryo.

 

Bu senaryonun kendisini açıkça dile getirmeden Brunson konusunda Amerikalı diplomatlar için denizin bittiğini ima eden kişilerden biri ABD Dışişleri’ndeki Siyaset Planlama ekibinin Türkiye dosyasına bakan ismi Albay Richard Outzen oldu. Bir kaç gün önce Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü’ndeki bir panelde konuşan Outzen ‘Türkiye’deki tutuklular’ meselesini için hayli çarpıcı bir benzetme yaptı. Toplamda bir düzineye yakın Amerikan vatandaşının ve konsolosluk personelinin cezaevinde tutuluyor olmasının Amerikan halkı nezdinde yarattığı rahatsızlığın 2003’teki ‘çuval vakası’ nedeniyle Türk halkında neden olan infiale benzer olduğunu savundu. 

 

Haberin Devamı

Ankara’nın yakından tanıdığı ve hatta Menbiç diplomasisini birlikte götürdüğü isimlerden biri olan Outzen’ın şu sözleri kritik: ‘Kongre yüksek sesle ve açık bir biçimde tavrını koydu. Sessiz diplomasi götürmeye çalışan bizlerin karar alma yetkimiz elimizden alınabilir.’

 

Ankara ABD yönetimi ile krizleri çözmek için dün Senato’da dışişleri bakanlığı onaylanan Mike Pompeo ile müzakereye başlamayı beklerken ABD Kongresi’nde bir dizi oldu bittiyle karşı karşıya kalabilir. Bunun ilk işareti dün geldi. Brunson meselesinin peşini bırakmayan üç senatör Tillis, Shaheen ve Lankford F-35 savaş uçaklarının Türkiye’ye teslimatını engellemek için bir yasa teklifi sundu. Yasa hazırlığına gerekçe olarak sadece Türkiye’nin Rus yapımı S-400 füzelerini satın almasını değil Amerikan vatandaşlarının Türkiye’de tutuklu olmasını da gösteriler.

 

Haberin Devamı

Başkent Washington’daki siyasetçilerin geçen yıldan beri ağzına sakız olan ‘Türkiye’ye yaptırım sezonu’ bu yaz açılacak gibi gözüküyor. Türkiye’de ulusal ve hatta ulusalcı hassasiyetlerin zirve yapacağı seçim atmosferinde ABD’nin bir grup resmi görevi olan Türk vatandaşını Rus oligarklar gibi yaptırım listesine koymasının ilişkilerin geleceği açısından çok yakıcı sonuçları olabileceğini kestirmek güç değil.

 

Yazarın Tüm Yazıları