FENERBAHÇE, maçın daha 13’üncü dakikasında birbirinden güzel iki golle 2-0 öne geçiyor; doğal olarak farkın daha da artmasını bekliyorsunuz. Fakat o da ne, rahat kazanmasını beklediğiniz Fenerbahçe oyundan düşüyor. Şimdi bu durumun akılla mantıkla izah edilecek bir tarafı var mı.
Fenerbahçe, 2-0’ı bulduktan sonra, bazı maçlarda yaptığı gibi, sürekli geriye oynayan, ağır tempolu ve ikili mücadeleye girmeyen bir takım haline geldi. Topu iyi kullanmasını beklediğimiz futbolcular devamlı geriye oynadı, geridekiler de ileriye şişirip durdu. Fenerbahçe’nin ileri ucunda oynayan Semih, atletik ve üstün yeteneklere sahip bir oyuncu olsa bu şişirmelerin mantığını anlayacağım, ama o da yok. Hal böyle olunca bu şişen topların çoğu rakibe kaptırıldı.
Fenerbahçe’de bir de Lugano sorunu ortaya çıktı. Bu futbolcu hem çok faul yapıyor, hem hakeme itiraz ediyor, hem de takımın ağabeyi imiş gibi her şeye maydanoz oluyor. Lugano’nun çok dikkat etmesi lazım. Böyle davranmaya devam ederse Fenerbahçe de, kendisi de çok zarar görür.
Uzun bir aradan sonra ilk 11’de gördüğümüz Appiah, top kullanırken iyiydi ama ikili mücadelede yoktu. Halbuki Fenerbahçe onu ikili mücadelelerde etkili diye aldı. Appiah bu özelliğini dün akşam gösteremedi. Aurelio, ileriye gitsem mi gitmesem mi diye zorlanıyor. Hücuma yine gereken katkıyı yapamadı.
Fenerbahçe için iyi bir maç olmadı. Kafasını kullanan, ayakta duran bir tek Gökhan vardı.
Kasımpaşa hafife alınacak bir takım değil. Çok iyi futbolcuları var. Maçın hemen başında 2-0 geriye düşmelerine rağmen oyundan kopmadılar, en az dört tane net gol pozisyonu buldular. Santrforları Tehoue, sahanın en iyilerinden biriydi. Son derece güçlü, fırsatçı ve mücadeleci bir oyuncu. Attığı gol de hakikaten ayakta alkışlanacak güzellikteydi.