Ümit ve Arda başrolde!..

Kalli’nin Hasan Şaş’ı sağ bek, Bouzid’i orta sahada oynatmasına ve Nonda’nın performansına ne diyorsunuz? Galatasaraylı oyuncuların kendilerini yere atarak aldatmaya yönelik hareketlerine, hakemler göz yumuyor mu?

ÖNCELİKLE o sarı kırmızılı oyuncuların kendilerini yere atma hareketleri tek kelimeyle rezillik. Bunun da başrolünde Ümit ve Arda var. Onlar Türkiye’de alışmışlar ve bu hareketleri de sürekli yapıyorlar. Denizlispor maçında Galatasaray’ın kazandığı penaltıda Ümit kendini yere bıraktı.

Zaten, niyeti de buydu. Hakem de bunu yedi. Avrupalı hakemler Ümit’in bu hareketine değil penaltı düdüğü çalmak aldırış bile etmez. Üstelik de Ümit’e sarı kartı gösterir, "Beni aldatıyorsun" diye. Türkiye’de hakemleri kandırmak için futbolcuların ağızları durmuyor, el kol hareketleri sürekli yapılıyor. Hakemler ağırlığını koysun. Çıkarsınlar kartlarını, göstersinler. Sahada futbolcu, hakemi aciz durumlara sokuyor.

Kalli’nin tercihlerine gelince. O sağ kanatta hızlı bir adam istiyor. Hasan Şaş’ı tercih etti. Zaten Hasan Şaş da o kadar kötü değildi. Son maçlarda iyi. Bu oyuncuyu orta sahada oynatmak istemiyor. Çünkü, orada Hasan Şaş’a şans tanırsa çok top tutacağını ve hızlı oynayamayacaklarını düşünüyor. Bouzid’i hiç beğenmedim. Bir yabancı kadrona katacaksan, verim sağlayan ismi alacaksın. İşte Nonda. Kalitesine güvenerek alındı.

O da attığı gollerle Galatasaray’a hayat veriyor. Ama bu adamı sürekli oynatacaksın. Bir maç oynuyor diğer maç kulübede oturuyor. Henüz tam olarak Nonda’nın ne olduğunu göremedik. Gole olan bağlantıları bu tarz oyuncuların yedek kalınca kesilir. Bırak bu adam oynasın. Nonda’nın istikrarsızlığının sebebi Kalli’dir.

Problem kafasında

Kezman’ın sakatlığı sizce inandırıcı mı, yoksa gitmek için bahane mi üretiyor?

KEZMAN’ın sakat olup olmadığının en iyi cevabını Fenerbahçe Kulübü’nün doktoru verir. Ama artroskopi olacağına göre sakatlığı var. Bu gitmesi için bir bahane olamaz. Bence biraz ara vermek istiyor.

Çünkü çok kötü oynuyor ve tepkiler nedeniyle de morali bozuk. PSV Eindhoven maçında kendisi de oynamak istedi ama Zico onu kadroya almadı. Sakat bir futbolcunun kendisini zorlaması kadar kötü bir şey yok.

Kafasındaki problemlerden dolayı iyi oynayamıyor. Bunun da sakatlığıyla ilgisi yok.

Durduk yere sallıyor

Zico’nun, takımı kupa maçlarına farklı kadroyla çıkaracak olmasına ne diyorsunuz?

SÜPER Lig’e baktığımızda Zico, farklı bir takım çıkarmıyor. Şampiyonlar Ligi’ndeki ekip, içeride farklı oynuyor. Yavaş oynuyor, geriye oynuyor, riske girerek oynuyor. Avrupa ile Türkiye’deki Fenerbahçe arasında fark var.

Kupa mücadeleleri öncesi Zico’nun yedeklere şans vereceğini açıklaması önemli. Onun kararı o kadar basit alınmaz. O durduk yerde sallıyor. Onun kararını yönetim verir. Yönetimle anlaşmadan böyle bir şey yapamaz. Ortada para varsa, maçlara bu kadar ucuz anlayışla çıkılmaz. Avrupa’da daha ileriye gitmek için yönetim yedeklerin oynamasına sıcak bakabilir.

Ancak, uzun yıllardır alınamayan bir kupa var ortada. Takımı zorlamak istemiyorlar ama ileriki aşamalarda çeyrek ve yarı finallerde işi sıkı tutmaları lazım. "Yedeklere şans verelim" mantığı olmamalı. Büyük takımlar, büyük maçları büyük oyuncularla oynarlar ve kazanırlar.

Trabzonspor kazanır

Yeni hocası Ersun Yanal ile Trabzonspor, nasıl tablo sergiler?

BENCE
çok iyi şeyler yapar. Ersun Yanal o takıma uyarsa ki, uymaması için hiçbir sebep yok, elindeki kadro çok iyi. Tek eksikleri santrfor. Hücum oynatmayı seviyor ama her maçta körü körüne bunu yapmaz.

Yattara gibi problemli bir oyuncu var elinde Yanal’ın. Onunla devamlı bir diyalog içinde olursa düzelir. Bunu yaparsa da Trabzonspor için büyük güç olur. Ersun Yanal ile bordo mavililer, rakipleri için çok dişli bir takım olacaktır.

Bizimkiler çöp adam mı?

Sinan Engin’in, "Türk futbolcusu 3 günde bir maçı kaldıramıyor. Fenerbahçe derbisi ertelensin" görüşüne katılıyor musunuz?

BİZİM
futbolcumuz 3 günde bir maçı kaldırır. Ama bizim futbolcumuz yanlış dolduruşa geliyor. Beşiktaş, Liverpool’u yenerek büyük iş yaptı. Dünya ve İngiliz futbolunun ekol takımlarından birini İnönü’de devirdi.

Meydan savaşı kazanmış gibi oldular. Futbolcular o havadan bir türlü kurtulamadılar. İstanbul BŞB maçı onlar için hiç de önemli olmadı. "Kazanırız nasıl olsa" diye baktılar. Olmadı. Liverpool önünde kazanılan zafer çok büyüktü.

Ama böyle bir maçta sen gerçek kimliğini ortaya koyamaz ve bir puana şükredersen, o muhteşem galibiyetin hiçbir önemi kalmaz. Liverpool maçı sonrası Beşiktaşlı futbolcular kampa alınmalıydı. 12 saat dinlenirlerdi, her şey biterdi.

Basın röportajları, selam vermeler, bir sürü şey. Hep Liverpool maçında kaldı Beşiktaşlı futbolcunun kafası. Derbi neden ertelensin? Böyle bir şey olmaz. Milli maçlar öncesi de aynı şeyler konuşuluyor.

Senin işin futbol oynamak, çıkacaksın oynayacaksın. İngilizler, Fransızlar, Almanlar nasıl oynuyor? Onlar biyonik de bizimkiler çöp adam mı?
Yazarın Tüm Yazıları