ERMENİSTAN ile tarihi bir maça çıktık. Rakibimizle ilk kez oynadık ve kazandık. Deplasmanda galip gelmek önemlidir. Burada önemli olan başka bir şey de alınan 3 puan. İyi başladık ama iyi oynamıyoruz.
Orta sahada ağırlığımızı koyamıyoruz. Oyuna hakim olmak için orta sahamızın daha şahsiyetli olması lazım. Topu geriye oynuyoruz ve forvete dan-dun yapıyoruz. İlerideki adamların üzerinde 5 rakip var. Topu elleriyle tutsalar bile kaleye gidemezler. Saha kötü ama rakibe de kötü. Onlar alışık ama hiç bir futbolcu kötü sahada oynamak istemez. Bir de sahada bir poşet vardı. Maç boyunca o da futbolcularla koşar gibiydi. Bir kişi de onu alıp sahanın dışına atmadı. Hakem de dahil. Bir gerçek var ki dün gece kalemizde pozisyon da görmedik. Böyle bir rakibe karşı daha etkili olmalıydık.
Gereksiz ısrar
Terim’in yedek kulübesinde iki iyi santrfor var. Halil Altıntop ve Gökhan Ünal. O, Mevlüt’te ısrar ediyor. Semih ile birlikte önce Halil veya Gökhan Ünal’ı oynatacaksın. Mevlüt daha gücünü gösteremedi. Avrupa Şampiyonası’nda da iyi değildi dün gece de etkisiz kaldı. Onunla neden başlar Terim, anlamak güç. 55 dakika oyunda yok. İki gol pozisyonuna girdi, atamadı. Tecrübesiz. İlk maçta iyi başlamak istiyorsun madem, iyi oyuncularla tecrübeli isimlerle sahaya çıkacaksın.
İyi futbolu geçtim, skor iyi oldu. Dün gece biraz Arda bir şeyler yapmaya çalıştı. Semih yine görevini eksiksiz yerine getirdi. Tuncay, Mevlüt çıktıktan sonra kendini gösterdi. Tuncay’dan orta saha oyuncusu olmaz. Tabiatına aykırı. Tuncay’ın önüne top atacaksın o da rakip kaleye gidecek. Orta saha oyuncuları formsuzsa kadroya almayacaksın. Hatalarımız var ama mühim olan kazanmak. Biz dün gece bunu yaptık. Demek ki doğruyu, hataları yapa yapa bulacağız.
Belçika maçını seyircimiz önünde oynayacağız. Kadıköy’de seyirci bir başka oluyor. Orada arkamızdaki güçle de ağırlığımızı hissettireceğiz. Belçika maçını da kazanmalıyız. Yener miyiz? Onu sahada göreceğiz. Eğer biz Avrupa Şampiyonası’nda yarı final oynamışsak, Belçika’yı da dize getirmeliyiz.