G.Antep maçında eski takım arkadaşı Ergün’e küfür eden ve sık sık hakemlerle tartışan Hasan Şaş, İstanbul BŞB. sınavında oyundan atılınca, G.Saray’dan ve Türkiye’den ayrılacağını açıkladı. Milli oyuncunun psikolojik desteğe ihtiyacı var mı?
YÜZDE yüz var. Hasan Şaş, sahaya çıktığında kendini kaybediyor. Tecrübeli bir futbolcu. Daha olgun, daha anlayışlı olması gerekirken üstelik de bazı maçlarda kaptanlık da yaparken, bu sinirini frenlemesi gerekiyor. 31 yaşındaki bir futbolcu böyle agresif olamaz. O, kendi hareketlerini bir seyretsin ve sonra sakin kafayla açıklama yapsın.
Maç sonu sinirle Galatasaray’dan ve Türkiye’den ayrılacağını söylüyor. Manası yok bunun. Yaptığı hareketler kontrolü dışında. Hakeme küfür etmediğini söylüyor. İllaki oyundan atılmak için küfür mü etmek gerekiyor? Yaptığı el, kol hareketleri tribünleri de tahrik ediyor.
Büyük ölçüde hatalı. Takımına faydalı olacağı yerde, yaptığı işe bakın. Olacak şey mi bu? Bir de kendini haklı çıkarmaya çalışarak, hatanın üzerine hata yapıyor.
Fevkalade iyi oynuyordu. Takımının beyni rolündeydi. Bu sezon Kalli ona fazlasıyla güvendi. Üstelik o lüzumsuz çalımlarını da bırakmış, sahada da çok olumlu işler yapıyordu. Bu ona ekstra moral olacakken, o kendi kendini yiyip, bitiriyor. Üstelik takımı mağlupken oyundan atılarak arkadaşlarına da ihanet etti. Hasan Şaş’ın psikolojik desteğe ihtiyacı olduğu kesin.
Başka takıma gittiğinde ne değişecek? Galatasaray forması altında mağlubiyeti kabul edemiyor ve böyle davranıyor. Gittiği takımda yenilgilere alışması mümkün mü bu tarz bir adamın. Galatasaray yönetiminin de buna önlem alması lazım. Hatanı kabulleneceksin ve susacaksın. Hasan Şaş, çıkıp bir de konuşuyor. Saha içinde rahat durmadığı gibi saha dışında da susmuyor. Hasan Şaş’ın davranışları ve açıklamaları mantık dışı.
Beşiktaş, yönetiminin eseri
Beşiktaş bir var, bir yok. Çaykur Rizespor’a da puan kaptıran siyah beyazlılar, devre arasında birçok oyuncuyla yollarını ayıracak. Bu Beşiktaşı düzlüğe çıkarır mı?
ZAMANLAMA hatası Beşiktaş’ı bu durumlara getirdi. Nedir bu zamanlama hatası. Öncelikle takımdan gidecek oyuncun varsa bunu daha önce dile getirmeyeceksin. Zamanı gelince bu isimleri açıklayacaksın ve biletlerini keseceksin. Yönetim de, menajer Sinan Engin de, teknik direktör Ertuğrul Sağlam da ağız birliği etmişcesine bazı oyuncularla yolların ayrılacağını söyledi. Takımın dengesini bozdular.
Beşiktaş’ın en büyük sorunu gol yollarında. Gol atması bu takımın çok zor. Öncelikle orta saha oyuncuları becerikli değil. Ricardinho zaten yok. Geldiğinden beri de bir şey vermedi Beşiktaş’a. Delgado biraz daha iyi görünse de o da her zaman maç kazandıracak bir futbolcu değil.
Serdar Özkan sezon başında biraz parladı, o da diğerlerine ayak uydurdu. Bu bölgedeki oyuncular, oyunu göremiyor. Becerikli değil. "Top benden gitsin" diye oynuyorlar. İleriye atılan top rakip ceza sahasında kalmıyor. Bazen Bobo arada sırada sahneye çıkarak bir şeyler yapıyor, o kadar.
Engin ön plana çıkıyor
Çaykur Rizespor maçında baskılı oynadılar, hakim göründüler. Ama gol pozisyonları yok. Delgado mükemmel bir gol attı bu kez hedefi tutturdu. Frikikleri de hep aynı yere atıyordu bu defa şeytanın bacağını kırdı. Beşiktaş adına tek güzellik buydu Çaykur Rizespor maçında.
Oyuncular bu takımı taşıyacak futbolcular değil. Yönetim, Beşiktaş adına iyi değil çok kötü işler yapmış. Gereksiz futbolcuları transfer etmiş. Yönetim öncelikle teknik heyet ile aradaki köprüleri sağlamlaştıracak. Orada bir arıza olduğu belli. Ancak, en önemlisi Sinan Engin’in kendini ön plana çıkarması. Bunun için çok uğraş veriyor. Bu da Ertuğrul Sağlam’ı fazlasıyla rahatsız ediyor. Bu tablo değişmediği sürece kara bulutlar dağılmaz. Beşiktaş’ta tatsız bir durum var.
Fenerbahçe bir adım önde
Yılın son derbisi cumartesi akşamı Kadıköy’de oynanacak ve F.Bahçe ile G.Saray, kozlarını paylaşacak. Dev maçta kim daha avantajlı?
SAHA ve seyirci faktörüyle Fenerbahçe avantajlı. Ancak, bu derbinin neticesini tayin etmez. Kalecilere öncelikle büyük iş düşecek. Volkan, Denizli’de çok saçma işler yaptı. Orkun’un da İstanbul BŞB. maçındaki performansı ortada. İkisi de maçın kaderini çizebilir. Biraz iyi olan, şanslı olan saha içinde avantaj sağlar. Ancak, bu maç kazanmaya yetmez.
G.Saray’daki yeni oyuncuların daha önce Kadıköy baskısını tatmamış olmaları sarı kırmızılılar adına avantaj olabilir. Kalli bazen çok tuhaf takımlar kuruyor. Üç önemli oyuncusunu kenarda oturtuyor. Ümit Karan, Hakan Şükür ve Nonda. Bu üçünden en az ikisi mutlaka derbide sahada olmalı. Serkan Çalık, son maçlarda büyük çıkış gösterdi ama F.Bahçe’ye karşı kontratak oynatırsan, genç oyuncuyla zorlanırsın. Burada kilit isim Nonda. Öncelikle Kongolu golcü topu kendi takımına kazandırıyor. Yanına da mecburen oyuncu çektiği için rakip ceza sahası içinde bu takımına olumlu güç katıyor.
F.Bahçe ileride topa hakim olup, oyunu yönlendirmek istiyorsa yapacağı tek şey var. Zico, Semih’e şans vermeli. Ancak yanına da birini monte etmeli. Semih tek kalırsa, ileri atılan toplar Fenerbahçe’ye geri döner.
Cumartesi akşamı için Fenerbahçe bir adım önde gözüküyor. Ama, bu öylesine bir derbi ki nerede oynanırsa oynansın, ne olacakları, ne de çıkacak sonucu kestirmek çok güç.
En zoru Çekler
Euro 2008’de boy gösterecek olan Milli Takımımız, grubunda evsahibi İsviçre, Portekiz ve Çek Cumhuriyeti ile eşleşti. Ay yıldızlı ekibimizin şansını nasıl görüyorsunuz?
İSVİÇRE’ye elendik. Kendi hatalarımızdan, kendi yaptığımız saha dışı çirkinliklerden dolayı Dünya Kupası’na onlar gitti, biz burada kaldık. Portekiz’in temeli var. Yıldızı bol. Çek Cumhuriyeti ise bu grubun favorisi. Çok kaliteliler. Öncelikle bu tip maçlarda şansın yanında olacak, bununla birlikte de iyi mücadele edeceksin.
Milli Takımımız’ın, forveti 1.65 boyundaki futbolculardan kurulursa ve kornerleri de yerden atarsak, kötü olur. Öncelikle İsviçre’yi elendik diye rakip olarak görmeyelim. Evsahibi olsalar da onları bu kez yüzde yüz geçmeliyiz. Portekiz daha yumuşak oynuyor. Onlarla kafa kafaya mücadele edecek çaptayız. Ancak, Çekler bu grupta çok önemli bir ekip. Hızlı futbolu tercih ediyorlar ve bizim stilimize de çok tersler. Üstelik onları da yenemiyoruz. Milli Takımımız, isabetli seçimlerle flaş sonuçlara imza atabileceği gibi kötü bir performans da sergileyebilir. Her şey Terim’e bağlı.