Nobre hem F.Bahçe’yi küçük düşürdü, hem de hakemi töhmet altında bıraktı. F.Bahçe aleyhine yürütülen kampanyaya da çanak tuttu. Penaltı değil, Kerem atılmamalıydı.
* Hakem hatalarının F.Bahçe’ye rastlaması tesadüf mü yoksa futbolcuları mı buna imkan yaratıyor? F.Bahçe şampiyon olursa bunda "Hakem faktörü" söz konusu olacak mı?
Hem tesadüf, hem de oyuncular hakem hatalarına çanak tutuyorlar. Son Samsun maçında Nobre kaleciyi geçmiş, topu boş kaleye atacağına kendini yere atıyor. Kaçıracağım mı zannediyor, kendine mi güvenmiyor bilmiyorum. Bu hareketiyle iyi oynayan takımını töhmet altında bırakıyor.
Hakem Serdar Tatlı’yı da hem yanıltıyor, hem zor duruma sokuyor. F.Bahçe aleyhine bir kampanyaya çanak tutuyor.
Peki, F.Bahçe rakibi 10 kişi kaldığı için mi kazanıyor? Bana göre hayır. Zaten iyi oynuyor ve kazanacak. Ama belki 5-0 değil de 1-0, 2-0 olacak. Yine de yok onun yüzünden böyle oldu, şöyle oldu diye dedikodular yapılıyor. Bu yanlış. F.Bahçe aleyhine yürütülen bu kampanyaya bir anlam veremiyorum.
Nobre bu hareketiyle kulübü küçük düşürdü, aleyhte sloganlara yol açtı. Pozisyon penaltı değil, Kerem yanlış kararla atıldı.
Hakem hata yaptı. Bunu yaptıran da F.Bahçeli oyuncu. Yalnız bu tip olaylar sadece F.Bahçe’de değil, her kulüpte yaşanıyor. Şunun da altını çizeyim, bu aleyhteki kampanya ne F.Bahçe Kulübü’nü ne de futbolcularını rahatsız ediyor. Onlar futbollarına devam ediyor.
F.Bahçe lehine Kerem’in atılmasına yol açan penaltı haksız, tamam. Ama yok "Bu penaltı dışarı atılmalıymış. Alex de dışarı atmış" bu tip söylentiler yanlış. Hiçbir futbolcu penaltıyı bilerek ve isteyerek kaçırmaz. Lig maçı ve puan mücadelesi veriliyor, kim bu durumda penaltı olur da atarken centilmenlik gösterir. Bunun örneği var mı...
Samsun’daki olay sonrası aylar önceki Anelka’nın eli gündeme getiriliyor. Temcit pilavı gibi bu olayları gündeme getirmenin anlamı nedir? Yani böyle yapılınca hakemlere yardımcı olunduğu mu zannediliyor? Aksine hakemler daha çok baskı altına ve strese sokuluyor. Serdar Tatlı fevkalade iyi bir hakemdir. İyi yönetti, biraz kondisyonu eksikti. Yoksa otoriter, verdi kararlardan dönmeyen bir görüntü çizdi. Tabii o pozisyona biraz daha yakın olsa penaltı olmadığını o da görecekti. Oyuncunun arkasında kaldı. Ama bir sürü hakem aynı pozisyonda onun yaptığını yapar, penaltıyı verir. Şampiyonlukları hakem hatalarıyla birleştirmek çok çirkin olur. O zaman kazanılan bir sürü şampiyonluğu ve maçları incelemek gerekir ki, olaya o gözle bakarsan bir sürü şey skandal olarak değerlendirilir.
Fatih Terim’in alternatifi yok ki
* Federasyonun ’Fatih Terim ile devam’ kararı doğru mu? FIFA’dan ceza almadı, ama Terim hakkında spekülasyonlar neden bitmiyor?
Hakkındaki spekülasyonlar Terim’in insan ilişkilerinden kaynaklanıyor. Suçlu mudur, suçsuz mudur bilemem. Ama en azından onun da, Davut Dişli’nin de, Hasan Doğan’ın da verdikleri demeçlerle insanları tahrikte suçu vardı. Ama federasyon Terim ile çalışmazsa Türk antrenör olarak kimi takımın başına getirecek. Bir tek Mustafa Denizli var, onun da İran’ın Pas takımıyla mukavelesi sürüyor. Denizli Pas’ı gayet iyi çalıştırıyor. Gelir mi gelmez mi, onu bilemiyorum.
Federasyon için en mantıklısı Terim ile devamdı, neler olacağını ileride göreceğiz. Yalnız Terim’in 2010’a kadar altyapıdan oyuncu çıkartma projesi masal. O sözünü ettiği futbolcuların Süper Lig’de oynaması lazım. Yoksa senin çağırdığın oyuncular kendi kulüplerinde oynamıyorsa, onlara Milli Takım’da nasıl forma giydireceksin.
Ulusoy Türkiye için çırpınıyor
* Haluk Ulusoy’un FIFA Başkanı Sepp Blatter’in elini öpme olayını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu olayda herkes başkan Haluk Ulusoy’u suçluyor. Önceki federasyon yönetimi işleri bu hale soktu. Ulusoy ne yapıp edip Türkiye’yi bu işten en az hasarla kurtarmaya çalışıyor, bunun için de Zürih’te temaslarda bulunuyor. Milli Takım’ın bu işten kurtulması için ne lazımsa yapıyor, gerekirse el de öperim diyor.
El öpme olayının Türklük duygularıyla ne alakası var... Ticaret mi yapıyor Ulusoy, hayır. Ulusoy, 15 tane Blatter’i satın alır. Ama el öpme olayı yüzünden neredeyse vatan haini olarak nitelenecek. Yaptığı herşey Türkiye için. Haa el öper kendine bundan bir çıkar sağlar anlarım.
Şahsi hiçbir menfati yok ki Blatter’le. Elini öptüğünde açıktan para mı kazanacak? Ayrıca gururuna ve ailesine de düşkün bir adamdır. Peki, Avrupa Birliği’ne girmek için neler yapılıyor?
Beşiktaş geleceği düşünmeli
* Beşiktaş’ta ne değişti? Tigana ile yeni bir kimliğe kavuştu, kötü günleri atlattı mı?
Beşiktaş’ta fazla bir şey değişmedi. Değişen Tümer ile Sergen’in yanyana oynaması. Hızlı oynayan Gökhan Güleç’i buldular. O da Beşiktaş’ta oynamanın ne demek olduğunu anladı. Bobo için bir şey demeyeceğim, iyi de olur kötü de olur, bunu ileride göreceğiz. Ama hızlı, süratli, topa sağlam giren bir oyuncu değil. Daha yeni geldi, alışamadı diyebiliriz. Tabii bu takıma daha Ahmed Hassan da gelecek. Şu bir gerçek en azından topu kullanan bir Beşiktaş izlemeye başladık. Güzel gol pozisyonlarına giriyorlar.
Mustafa Doğan defansta emniyet sübabı gibi, zamanında müdahale eden, kademeye giren bir oyuncu. İbrahim Toraman ile iyi ikili oluyor. Mustafa’yı Çağdaş ile oynatırsan defans kevgire döner. Çünkü hiçbir bağlantıları yok. Aynı tip iki adam, ne birbirlerine, ne de kendilerine yardım ederler. Beşiktaş bu sene böyle gidecek, iyi sonuç da alır, kötü de. Asıl önemlisi önümüzdeki sene ne yapılacak, şimdiden bunun organize edilmesi lazım.
Kerem’in suçu yok
* Samsunspor kalecisi Kerem’in haksız yere kart gördüğü gerekçesiyle ceza almaması gerekir mi?
Kırmızı kart haksız yere verildi. Tabii doğal olarak Kerem de isyan etti. Onun tepkisini de hoş görmek lazım. Zorluklarla kaleye geçmiş ve başına böyle bir şey geliyor. Yalnız tabii protestonun da bir şekli var. Ceza verilmemesi yadırganmaz çünkü bir suçu yok. Ama raporlar neyi gösterecek onu bilemiyorum. Ben hakem olsam Kerem’e ceza verilmemesi için raporumda "Kaleciyi haksız yere oyundan attım" diye belirtirim.
Taşın altındaki gerçek
* Parasızlık ve boykot bir takımı olumsuz etkiler ama G.Saraylı futbolcular bunlara rağmen iyi oynayıp kazanıyor, bunu neye bağlıyorsunuz?
Galatasaraylı futbolcular yaşadıklarına rağmen gurur meselesi yaptılar. Onları tebrik ediyorum. Mükemmel de oynuyorlar. Gençler de takıma monte ediliyor ki, ileride çok iyi futbolcular olacaklar. Futbolcu sahaya çıktı mı, paraya pula bakmaz. Seyircinin kötü tezahüratına da aldırmaz. Maçın içinde unutulur bunlar. Ama bir yerde de bu insanlar futbol oynayarak geçiniyorlar. G.Saray’ın bir tek para problemi var, onu da dikkate almıyorlar. Yoksa golcüleri iyi. Orta sahayı biraz iyi kurarsa hiç sıkıntısı yok. Yalnız bu para konusunda ilginç gelişmeler yaşanıyor. Eski yönetici Adnan Polat bir yardım kampanyası başlattı. AdnanPolat diyor ki, "Kongre üyeleri, camianın önde gelenleri ellerini cebine atmıyor." Bu konu enteresan.
Ya yönetime güvenilmiyor ya da bunun altında başka bir rahatsızlık ve farklı şeyler var.