Beşiktaş’ın ardından Fenerbahçe de Kayserispor yenilgisi sonrası hakem camiasını hedef aldı. İki büyük mağdur olduklarını iddia ederken, G.Saray’ın kollandığını da öne sürüyorlar. Sizce bu tablo doğru mu?
DOĞRU, haklı tarafları var. Galatasaray maçında Gençlerbirliği’nin yüzde yüz penaltısı verilmedi. Belki de maç 3-3 bitecek. Hakemler bu sezon Cimbom’a karşı daha ılımlı. Kayseri’de Fenerbahçe adeta hakem Oktay Demiray tarafından tırpanlandı. Edu haksız yere atıldı. Lugano’nun ceza alanı içindeki düşürülüşüne çalınacak tek düdük penaltı olurdu. Demiray oralı bile olmadı. Kayserispor’da Durmuş diye bir futbolcu var. Futbolculuktan çok kasaba benziyor.
Her girişi faul. Oyuncuyu bezdirmek ve sertlikle adamın gözünü korkutmak için sahaya çıkmış. Eskiden bu tarz oyuncular vardı ve antrenörler de yıldız oyuncuların üzerine bunları gönderirlerdi. Bizim gençliğimizde böyleydi. Tekme, sille tokat oynarlardı bize karşı. Durmuş’un o hareketleri beni eski günlere götürdü. Hakem bu oyuncuyu sahada tuttu.
Top gibi oynadılar
Bir hakem oyuncuların bu kadar tesirinde kalmaz. Kalırsa, futbolcu sahada onunla top gibi oynar. İtirazlar bitmek bilmiyor. Hakemin kolundan, başından tutuyorlar. Böyle hakemlik de olmaz, futbolculuk da. O zaman ortada futbol adına bir şey kalmıyor. Avrupa sahalarında böylesine bir acizliği göremezsiniz.
Türkiye’deki hakemlerin bu tarz yönetimleri sonucunda, takımlarımız dışarıda sapır sapır dökülüyor. Avrupa arenasında ikili mücadelede ayakta kalan oyuncumuz yok. Milli Takım adına da böyle tablo. El kol hareketleriyle hakemi uyarıyorlar, kendileri sarı kartı görüyorlar.
Hakem öyle şeyleri umursamıyor, "Oyna" diyor. İki şey arasında fark çok açık. Burada, bizim sahalarımızda hakemler goygolculuk yapıyor. Onun bunun canı yanmasın, kimse bana bulaşmasın havasındalar. Böyle de devam ediyorlar ve bu rüzgarın dineceği de yok.
Al birini, vur ötekine
Bir de madalyonun diğer tarafı var. Fenerbahçe, Kayseri’de iyi oynamadı. Aurelio sahada yok. Vederson kayıp. Deivid hayalet gibi. Appiat sakatlıktan yeni çıktı ama eskisi gibi değil. Takıma katkısı bir tek goldeki asisti. Sadece çırpınan Roberto Carlos var. Bu kadar çok kötü oynayan takımın normal şartlarda 10 kişi kalsa da defans yaparak beraberlik çıkarması zor olmazdı. Ama gerçek şu, Fenerbahçe çok kötü. Buna hakemin akıl almaz kararları da eklenince, düğümleniyorsun.
Nitekim, Fenerbahçe’de böyle oldu. 3 puanı kaybetti. Haklı olarak rakip takımdan oyuncuları atmayan Oktay Demiray, bir takımı kazandırırken, bir takımı kaybettirdi. İki ekibi teraziye koyduğumuzda iyi oyunda Kayserispor’un üstünlüğü göze çarpıyor. Ev sahibi o kadar güzel futbol oynadı ki beraberlikte bile yazık olacaktı. Kayseri’deki zorlu 90 dakikanın sonucunu futbolculardan çok Oktay Demiray belirledi. Skor tabelasına tesiri yüzde yüzdür hakemin.
Aslan savaşarak kazanıyor
ÆÊGalatasaray ezeli rakipleri ile aradaki puan farkını açarak liderlik koltuğuna kuruldu. Sizce, sarı kırmızılıların bu performansı lig sonuna kadar sürer mi?
GENÇLERBİRLİĞİ önünde 3 puana kolay ulaştılar. Başkent ekibini yenmeleri çok normal. Galatasaray’ın kadrosu, bu tip rakipleri yenecek güçte. Bu bir sürpriz değil. Bu hafta sürpriz olan Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un yenilmesi. Bakıldığında da Galatasaray haklı olarak öne çıkıyor. Bu puan cetveline de yansıyor. Rakipler kötü oynuyor. Galatasaray ise çok farklı. Koşarak, mücadele ederek, savaşarak kazanıyor. Sarı kırmızılı takımda, "Şu futbolcu da kötü oynadı" diyecek tek bir isim yok.
Sarı kırmızılı ekipte tek sıkıntı Lincoln. Sezon başındaki havası yok. Bu hocaya kızgınlığından mı oluyor bilinmez ama psikolojisi bozuk. Bu tip oyuncular, zevk alınca büyük işler yaparlar. Kalitelerini üst seviyeye çıkarırlar. Keyif almazlarsa da oyunda standart oyuncu gibi görünürler. Mücadele futbolcuyu coşturmalı. Eskiye nazaran Lincoln daha iyi olmalı. Galatasaray, ligde şu anda çok avantajlı konumda bulunuyor.
Taraftarı çıldırttılar...
ÆÊBeşiktaş’ta peş peşe gelen ağır yenilgilerin ardından taraftarlar da isyan etti ve "Yıldırım Demirören yeter, Sinan’ı da al git" diye tepkisini ortaya net koydu. Siyah beyazlılar, nasıl toparlanır?
öNCELİKLE galip gelecekler. Böylece toparlanırlar. Kazanamazlarsa daha kötü olur. Bu işin çaresi bu. Alınacak bir galibiyet, yönetimi de antrenörü de futbolcuları da iyi konuma getirir. Puan kaybı halinde, bu üçü de gözlerde kötü bir imaja bürünecek. Bu imaj her geçen gün büyüyecek.
Beşiktaş adına bir gerçek var. Kendisini sırtlayacak ve takımı şampiyonluğa taşıyacak oyuncuları kadrolarına katamıyorlar. Yönetim, teknik heyet ve menajer üçlüsü transerde çok zayıf. Yabancıların kötülerini, yerli oyuncuların bitiğini transfer ediyorlar. Seyirci de bu tabloyu sahada görünce, çıldırıyor.
Beşiktaş tarihinde ilk kez yenilgiler almıyor. Liverpool’dan 8 yediler. Olur, futbolda bu var. Ama, o Liverpool’u da İstanbul’da iyi futbol oynayarak yenen bir Beşiktaş da var ortada. Acı olan iki takım arasındaki farkın kısa sürede çok büyümesi. Bu takımın moralman çökmüş olduğunun kanıtı. Nitekim, Sivasspor maçında da bu ortaya çıktı.
Siyah beyazlılarda herkes kendi kafasına göre oynuyor. Oyuncu seçimleri yanlış ve sahada da çok kötüler. Gökhan Zan’ın sakatlığı defans bloğunu yıpratmış. Eksiklerin yokluğunda oynama şansı bulanlar hayal kırıklığı yaratıyor. Oynamayan oyuncu, kendini serer. Bu takımın içinde polemiklerin de olduğu ortada. Beşiktaş için şu anki görüntü çok ama çok kötü.
Yanal’a alışacaklar
ÆÊTrabzonspor, Ersun Yanal ile de henüz beklenen patlamayı yapamadı. Bordo mavililerin bundan sonraki hedefi ne olmalı?
HEDEF daha yukarı çıkmak olmalı. Bu Trabzonspor için değil, her takım için geçerli. Ligin yanı sıra Fortis Türkiye Kupası da bordo mavililer için bir başka büyük hedef. Ersun Yanal’ın bir oyun sistemi var. Buna geçmek ve uyum sağlamak kolay değil.
Her şey yavaş yavaş düzelecek. Trabzonspor’un karakteri, Yanal’ın felsefesini kaldıracak yapıya sahip. Mücadeleci bir takım görüntüsüne sahipler.
Ancak, Trabzonspor’da bazı oyuncular imparatorluklarını kurmuş durumda. O takımı idare ediyorlar, ikiye bölüyorlar. Bu kötü taraf. Önlerinde şimdi Galatasaray maçı var. Avni Aker’de Trabzonspor her zaman güçlü ve avantajlı olmuştur. Şiddetle de puana ihtiyaçları var. Ancak, Trabzonspor halkına baktığınızda Galatasaray’ı dost olarak görüyor, Fenerbahçe’ye kin duyuyor. Bu bakış açısı yönetim ve futbolcularda yok. O yüzden Galatasaray’ın işi, Trabzon’da hiç kolay değil. Maç ortada görünse de ev sahibi olma avantajıyla bordo mavililer bir adım önde.