Galatasaray 17. şampiyonluğunu kutlarken, sarı kırmızılılar kenetlenmenin de en güzel örneğini verdi. Cimbom’a bu büyük başarıyı getiren etken neydi?
EN büyük neden futbolcuların aklını başlarına toplamalarıydı. İkincisi ise Feldkamp’ın istifası. Galatasaray, çalkantılı bir dönem geçiriyordu. Futbolculara abuk subuk cezalar veriliyor, bazıları anlamsızca kadro dışı bırakılıyordu. Kalli, "disiplini sağlayacağım" diye takımın taşlarıyla oynadı. Ahengini bozdu. Onun kafasında şampiyonluk falan değil, önümüzdeki dönemin takımını kurma fikri vardı. Alman hoca bırakınca da futbolcular kendilerine kalan işi bitirdiler. Birleştiler, kenetlendiler ve mükemmel bir zafere imza attılar.
Lincoln faydalı olmadı
Galatasaray aslında sezon içinde büyük badireler atlattı. İyi başladığı maçların ardından Beşiktaş derbisi öncesi Kalli’nin takımın iki ağır topu Hakan Şükür ile Lincoln’e verdiği cezalar, havayı bozdu. Sabri kadro dışı kaldı. Linderoth sakatlandı.
Zaten İsveçli oyuncu ile Lincoln’ün bu sezon takıma faydası olmadı. Nonda hariç o kritik gollere imza atanlar şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu. Galatasaray diğer yabancılarını kullanamadan mutlu sona ulaştı. Bunu da tebrik etmek gerekiyor.
Adnan Polat’ın başkanlık koltuğuna oturması da takım üzerindeki etkisini kısa sürede gösterdi. O zorlu dönemde futbolcularına olan inancından asla vazgeçmedi. Özhan Canaydın’ı da unutmamak gerekir. Adnan Polat’ın akıllıca yaptığı en iyi şeylerden biri de ortamı germemesiydi. Gereksiz demeçler ve açıklamalarla işi düşmanlık safhasına sokmadı. Topun sahada oynandığına inanarak futbolcularını destekledi. Galatasaray, hakkıyla şampiyonluğa ulaştı.
Altın tepside sundu
Sezona çifte kupa hedefiyle başlayan Fenerbahçe, niçin hayal kırıklığı yarattı. Sarı lacivertlilerin Avrupa’daki başarısı, Türkiye’deki maçlarına olumsuz mu yansıdı?
FENERBAHÇE’yi analiz edelim. İki kalecisi var. Bunlar iş görüyor. Volkan, Galatasaray maçında büyük bir hata yaptı, akıl almaz bir gol yedi. Ama genelde başarılıydı. Zaten, Milli Takım’ın da kalesinde. Serdar ise zaman zaman görev aldı. Elinden geleni yaptı.
Ancak, Volkan’ın derbideki hatası pahalıya patladı. Geri dörtlünün göbeğindeki iki adam güven vermiyor. Lugano ve Edu’nun ne zaman ne yapacağını kestirmek güç. Biri her an atılacak gibi oynuyor. Lugano, sahada pimi çekilmiş bomba gibi. Edu ise kendi kalesine attığı gollerle bu sezon ön plana çıktı. Bir de bir sürü pozisyonu rakibe ikram ediyor. Orta saha ise Aurelio ile olmaz. O da bu kadar götürdü. Appiah’ın olmaması da handikaptı Fenerbahçe adına. "Valencia istiyor" haberleri de Aurelio’yu kötü etkiledi. Kendini çok farklı bir konuma sokunca verimli olamadı. Alex, ayakta kaldı. Onun da elinden bu kadar geldi.
Kezman hayal kırıklığı
İleri uçta iyi ki Semih vardı. Attığı kritik gollerle hayati puanlar kazandırdı. Ödülünü de gol kralı olarak aldı. Kezman ise büyük hayal kırıklığıydı. Zaten ondan verim alınması da bu haliyle zor. Ayağında top tutamıyor, arkadaşlarına kazandıramıyor, adam geçemiyor. Aslında, ikisi de Fenerbahçe’nin santrforları değil.
Sol ve sağ açık da yok Fenerbahçe’de. Colin Kazım ne iş yapar? Ne oynadığının, ne hangi maça çıktığının ne de üzerindeki formanın ağırlığının farkında. Kendini eğlendiren bir oyuncu gibi sahada geziniyor. Uğur Boral ise sol tarafta saman alevi gibi. Top ayağına yabancı kalıyor. Sevilla maçındaki Uğur Boral mükemmeldi. O da orada kaldı zaten.
Kulüben güçlü olacak
Kalecilerin hata yapıyor. Savunman gedik veriyor. Orta sahan yok. Forvet ise denk gelirse gol atıyor. Böyle bir takım büyük badireler atlatan Galatasaray’a şampiyonluğu altın tepsi içinde sundu.
Zico’nun da sezon içindeki akıl almaz hatalarının da rolü büyük tabi ki. Yedek kadroyu sahaya sürdü. Olur olmaz oyuncu değişiklikleri yaptı. Avrupa maçları sonrası dengeyi sağlayamadı ve kritik puanların kaybedilmesine seyirci kaldı. Yedeklerin kötü oluşu da etken tabi ki. Güçlü bir kulübesi olsaydı Fenerbahçe’nin sonuçlar çok daha farklı olurdu. Düşünün bu takımın en iyisi yeni gelen sağbek Gökhan Gönül. Fenerbahçe’de sezonun parlayan oyuncusu o.
Fenerbahçe, komple bir kulüp hüviyetindeyken bu şampiyonluk futbolcularının yetersizliğinden gitti. Hikaye budur.
Klas oyuncuların olacak
Beşiktaş’ta yöneticiler bazı maçlarda puanlarının haksızca ellerinden alındığını iddia ederek, şampiyonluğun kaçırılmasında bunun rolünün büyük olduğunu söylüyorlar. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?
KATILIYORUM. Bazı puanlarını elinden aldılar Beşiktaş’ın. Bu bir gerçek. Ancak, bir de şöyle bakmak lazım. Beşiktaş, yaptığı transferler ve kurduğu takımla, burada olmayı hak etti mi?
Her şeye rağmen siyah beyazlılar ligi en iyi yerde bitirdi. Fenerbahçe ile aynı puanda, UEFA Kupası vizesini aldı.
Beşiktaş, yabancı oyuncu seçimini yanlış yapıyor. Aldığı yerli oyunculardaki seçimi de yanlış. Ertuğrul Sağlam’ın kadro kurmada seçtiği oyuncular da yanlıştı. Seyirci de yönetime karşıydı.
Beşiktaş’ın iyi oyuncularla toparlanması lazım. Yeni sezonda standart oyuncular ile sahaya çıkmamalı. Böyle bir takım top da oynayamaz zaten. Akıllıca ve iyi transferler yapacaklar. Yönetim para yoksa, "Ben bu sezon gençlerle oynayacağım, ileriye bakıyorum. Geleceğin kadrosunu kuracağım" diyecek. Taraftarı kandırmayacak. O taraftar takımından bir şey esirgemiyor. Klas oyunculardan kurulu bir Beşiktaş istiyor. O da hakları.