YUNANİSTAN karşısında öyle bir Milli Takım vardı ki, bu kadar kötüsünü bugüne kadar izlemedim. Başından sonuna kadar kötü. Kendi evinde oynuyorsun. Muhteşem bir seyirci desteğini arkana almışsın. Ama sahada geziniyorsun.
Pozisyonumuz yok. Bırak pozisyonu, kaleye şutumuz yok. Koca 90 dakikada direkten dönen bir topumuz var. O kadar.
Yunanistan, bizden kat kat iyi bir takım. Kafa olarak da, sahada topu kullanma bakımından da yardımlaşma bakımından da. Savunmada da hücumda da istediklerini yaptılar. Çıktılar, bize topu göstermediler. Kazandılar ve evlerine gittiler.
Bizim iyi oyuncularımız var diyoruz. Bunlar nasıl iyi oyuncu? Ayağındaki topu kullanamayan, adam geçemeyen, yardımlaşamayan bir milli takım nasıl maç kazanacak? Ne savunma yapmayı becerebildik, ne orta sahada kalabalıklaşıp oyunu rakip alana yıkmayı, ne de hücumda varlığımızı hissettirmeyi. Böyle bir takımı anlamak da mümkün değil.
Yok efendim, Yunanlılar katı defans yapıyormuş. Sen de katı defans yap. İleriye çıktıklarında adamlar kaç kez pozisyona girdiler. Skor daha da farklı olurdu. Allah’tan Volkan günündeydi de kritik kurtarışlar yaptı. Bana attıkları gol ofsayt gibi geldi. Ancak hakem verdi, yapacak da bir şey yok. Dünkü halimizle bize bir puan bile çoktu.
Hepsi lafta
Oyuncularımızı yere göğe sığdıramıyoruz. Avrupa’da oynayan müthiş futbolcularımız var, onlarla övünüyoruz. Ama hepsi lafta. Hani dün gece neredeydiler? Hoş oynadıkları takımlarda da zaten yedekler. Bunlara bel bağlıyoruz. Çok yazık.
Federasyon Başkanı stres içinde. Futbolcular stres içinde. Halkımız stres içinde. Bunun da tek sorumlusu Fatih Terim. Anlaşılır gibi değil. Herkesle ters, basınla kavga içinde. Ne gerek var böyle şeylere. Bu tablo içinde bu takım nasıl top oynayacak? Problemli bir takım hüviyetine büründük. O kadar akıl almaz puanlar kaybettik ki bir çuval inciri berbat ettik.
Şimdi, Norveç’i yenmekten başka çaremiz yok. İnşaalah bunu başarırız. Ama, dün geceki görüntüye göre bu çok ama çok zor.