Daum, hala Tuncay'dan sol kanatta yararlanmaya çalışıyor. Kemal'i sağ bek oynatıyor, oradan sol beke alıyor. Futbolcuları sahada dama taşı gibi gezdiriyor. Alman teknik adam kenardan kötü yönetiyor.
* F.Bahçe, İstanbulspor karşısında ilk yarıda çok pozisyon buldu ama değerlendiremedi, iki pozisyonda kalesinde goller gördü. F.Bahçe'de sıkıntı ve eksik olan ne?
F.Bahçe'yi konuşmadan önce diğer iki büyük takıma bakalım. Beşiktaş 1-0 mağlup, Samsunspor'un 3 tane de yüzde yüzlük gol pozisyonları var ama bunları atamıyor. Sonra Beşiktaş maçı tecrübesiyle 3-1 kazanıyor. Bence takımda ilk 11'de oynaması gereken Ahmed Hassan sonradan oyuna giriyor ve kazandırıyor. Ama Beşiktaş'ın şans faktörü de var. Samsunspor'un girdiği pozisyonlardaki goller olsa maç 2-0, 3-0 olacak ki, skor çok daha farklı olabilirdi.
Gelin G.Saray maçına bakalım. G.Saray 1-0 mağlup, Diyarbakır yüzde yüz goller kaçırıyor. G.Saray oyuncu değişiklikleri yapıyor, Beşiktaş gibi maçı çevirip 2-1 kazanıyor.
Çok kaçırdılar ama
Ya F.Bahçe... Hakim oynadığı ilk yarıda, bir sürü gol kaçıran bir F.Bahçe var. Ama bu kaçan gol pozisyonları bilinçli hazırlanmış değil, karambolden. Bir kontratak gol yiyor. Kaleci hatası veya değil, kötü bir gol. F.Bahçe'nin 9 tane pozisyonu var, kafa vuruşlarında futbolcular 3 metreden kaçırıyor. Bunun üstüne ikinci golü yiyor ve devre oluyor.
Maçlara kötü başlayan Beşiktaş da G.Saray da oyunu çevirip iyi bitirdi, F.Bahçe ise felaket. F.Bahçe'de bir sürü aksayan taraf var. Erhan'ın bir kartı var ama oyundan çıkarılmıyor. Serhat sahada hiçbirşey yapmıyor, O da oyundan alınmıyor. Daha da önemlisi F.Bahçe'yi terkeden yarıda bırakan bu oyuncuya yer bulmak için Daum,Tuncay'ı sol açığa atıyor. Diyeceksiniz ki, ‘‘Her oyuncu, her yerde oynayacak.’’ Ama Tuncay'ın da öyle ahım şahım özellikleri yok. Kalpten oynayan, süratli, seri bir futbolcu. Ama kenara konulduğunda onun da varlığı yokluğu belli değil. Van Hooijdonk, belki fazla antrenmandan dolayı halsiz ve bitkin. Zıplama gücünü bile gösteremiyor.
Daum ne yapıyor, bütün bunları görmüyor. Kemal'i sağ bek oynatıyor, oradan sol beke alıyor. Selçuk'u sağ beke koyuyor.
Daum göremiyor
Ama bu arada Erhan ile Serhat sahada kalıyor. Kenarda Yusuf var, oyuna sokulur değil mi? Daum kendisinin istemediği, takım bulmak için uğraşılan Rebrov'u sahaya sürüyor. O da yok, kayıp. Artı hiçbir varlık gösteremeyen, büyük takımların oyuncusu olmayan Aurelio'yu hala göbekte, ortada oynatmada ısrar ediyor. Dinamik bir Kemal'i orada kullanacağına, sürekli geriye oynayan, yan pas yapan Aureliyo'yu sahada tutuyor. Bunlar antrenör hataları.
Bütün bunların yanında kaleci Enke kötü bir gol yiyor. Seyircinin tepkisi neden. Rüştü gibi bir kalecinin gitmesine izin verildiği ve böyle bir kaleci geldiği için seyirci tavır alıyor.
İkinci devre oyun başlıyor. Farklı oyuncular girecek sanıyorum, aynı oyuncular başka başka yerlerde görevlendiriliyor. Oyuncu değişikliği yok. 3-0 mağlupken de bir tek Rebrov değiştiriliyor.
Psikolojik baskı
F.Bahçe lige kafa olarak hazır değil. Artı futbolcuların üzerinde de bir de ‘‘Kötü oynarız. Seyirciye mahcup oluruz’’ korkusu var. Oysa taraftar bütün bu korkuları savmak için elinden geleni yaptı. Takım 2-0 mağlup, futbolcuları çağırdı, tezahürat yaptı. Bu baskıyı futbolcular üzerlerinden atmalı. Şahsiyetleri ve kendilerine güvenleri varsa ayakları yere sağlam basmalı. Maçın son 15 dakikasına girilirken seyirci de terk etti. Ama kötü bir tezüahürat yapmadı. Taraftar, kötü tezahüratla takımına faydalı olmayıp, yıpratacağını daha çok hasar vereceğini anlamış. Bu alışıla gelmedik büyük bir özveri, çok da güzel.
İşin özü şu. F.Bahçe fizik olarak dinamik değil, kenardan da kötü yönetiliyor. Belki fazla antrenmanlarla bu fizik güç artırılır. Önemli olan, girilen gol pozisyonlarının değerlendirilmesi.
Şimdi birileri çıkıp, ‘‘Neyi eleştiriyorsun, daha sezon başı’’ diyebilir. Eleştireceğiz tabii ki. Yoksa 50.000 kişinin önünde iyi oynadınız mı diyeceğiz. Bu eleştiriler yol gösterecek ki, ilerisi için tedbir alınsın.
Çatlak ses çıkmasın
* İstanbulspor yenilgisi F.Bahçe'yi nasıl etkilecek?
F.Bahçe böyle şeylere alışık değil, bu yüzden bu yenilgiden çok etkilenecek. Tarihinde böyle şeyler yaşamamış F.Bahçe. Geçen sezonki sonuçlar ve bu sene kendi sahandaki kötü başlangıç. F.Bahçe moralsiz. En önemlisi seyircilerin birleşmesi, takımı desteklemesi ve muhalefet ile yönetimden çatlak ses çıkmaması. Muhalefet bu kötü neticeyi fırsat bilmesin, o zaman F.Bahçe kulübüne zarar vermiş olurlar.
Enke bu yükü kaldırır
* Daum, Beşiktaş'ın başındayken de üç yabancı kaleci Mhyre, Asper ve Kjaer gelmiş ve randıman alınamımıştı. Enke, ilk maçında eleştirildi. Enke F.Bahçe'nin yükünü kaldırabilir mi?
Kaleci bir takımda çok önemlidir ama Enke, bu yükü kaldırır. Barcelona gibi bir kulüp, bu kaleciyi almışsa, bir takım meziyetleri var demektir. Beşiktaş'ın getirdiği Asper de, Myhre de iyiydi. Ama ikisi eşit düzeyde kaleci olduklarından, basında aralarında polemik çıktı. ‘‘Ben oynamazsam giderim’’ dedi biri, tuttu Myhre'yi oynattı. Asper iyi oynarken kenara alındı. Böyle bir gariplikler oldu.
F.Bahçe Enke'yi neden aldı, sorun burada. Daum'un isteği doğrultusunda, pahallı olmamak şartıyla Enke alındı. Şayet F.Bahçe'nin elindeki iki genç kalecisi kötü gol yemiş olsaydı, yönetim suçlanacaktı. ‘‘Bizim en önemli kalecimiz, dünyanın en iyileri arasındaki Rüştügitti. Bu iki gence mi kaldı F.Bahçe. Bir kaleci alamadılar’’ diyeceklerdi. Yönetim bu eleştirilerden uzak durmak ve genç kalecilerin tecrübe kazanması için Enke'yi aldı.
Bir lider gerekli
* Fenerbahçe'nin yeni transferlere ihtiyacı var mı?
Mutlaka ve lidere ihtiyacı var. Takımda standart oynayan bir sürü oyuncu var. Bunun en kötü tarafı da, bu standart oyuncular gazetelere fazla çıktıkları için kendilerini yıldız zannediyorlar. Her takımda onlar gibi futbolcular var, ama F.Bahçe'ye geldiklerinde herşeyleri değişiyor.
Aslında en büyük tehlike Tuncay kaybediliyor.Tuncay sol tarafta oynayacak yeteneğe sahip değil. Tahmin edildiği kadar çok komple bir oyuncu da değil. İleride çok faydalı ve gelecekte mükemmel olacak bir oyuncuyu. F.Bahçe’de onu kenara atıp, kaybetmeye çalışıyoruz. Yerine oynatılan Serhat da bu takımda oynayacak oyuncu değil. Galiba Daum, Lorant gibi Alman dilini bilenlerin kafa koluna girdi.
Lucescu yanlış yaptı
* Lucescu'nun ‘‘Ligin ilk maçında sahaya geçen yılki kadroyla çıkacağım’’ demesini ve bunu uygulamasını nasıl yorumluyorsunuz?
Beşiktaş da bir garip. Lucescu ‘‘Şampiyon olan takımı çıkarmak istiyorum’’ diyor. Buraya kadar doğru. İkinci devre değişikliğe gidiyor. Pancu'nun kalçasında ezilme var diye oyundan çıkıyor. Ahmed Hassan'ı sahaya süreceğine Yasin'i oyuna alıyor. 1-0 mağlupsun ne yapman lazım, hücum oynaman ve topu iyi kullanman lazım. Yasin defansa yönelik özellikli bir oyuncu.
Ahmed Hassan'ı göremiyor mu? Bu oyuncu alınırken senin haberin yok muydu? Ahmed Hassan Türkiye'nin en iyi transferi. Kenarda bekletiliyor. Oysa onun Beşiktaş'ta gözü kapalı oynatılması lazım. Lucescu da büyük hatalar yaptı. Beşiktaş da direkten döndü. Beşiktaş 2-1 öndeyken bile Samsun öyle böyle goller kaçırmadı. Sonra son dakikada Samsun kalecisi Beşiktaş ceza sahasına geldi, 3 oldu.
De Boer libero oynar
* Diyarbakırspor karşısındaki G.Saray, lig için sizde nasıl bir etki bıraktı?
G.Saray da bir arayış içinde ama onlar kötü oynarken de kazanıyor. Frank De Boer'den yararlanılmak isteniyor. Hollandalı fevkalade tecrübeli ve klas oyuncu. Ancak ondan randıman alınacaksa, G.Saray sistemini değiştirecek, liberoya dönecek. De Boer eğer libero oynarsa, bilgisi, tecrübesiyle ve sevgisiyle arkada önemli bir toplayıcı olur ve topu hemen oyuna sokar. Ama eğer siz onu süratli forvetlerle teke tek bırakırsanız, o zaman fizik yetersizliği ortaya çıkar.
Sihirli değnek yok
Fatih Terim'in düşünmesi gereken, onu libero oynatırsa başarılı olacağı. O zaman orta saha da hücuma daha fazla destek olacak. Böylece Terim, Bülent'i de kaybetmemiş olacak. Tamas'ı da kendine göre oynatacak. Yoksa, ne Tamas, De Boer'e ne de De Boer, Tamas'a yardım edebilir. Belki eder de kısıtlı olur.
Yalnız kimse zannetmesin ki Terim'in elinde sihirli değnek var. Her zaman söylüyorum, ‘‘Sahada futbolcu oynuyor, antrenör değil.’’ Antrenör futbolcuları hazırlıyor sahaya sürüyor, ondan sonrası futbolcuya teslim. Bir de değişiklikleri iyi yapar, hatalarını görürse, iyi antrenördür. Fatih Terim bunları yapıyor.
Sorunlar aşılır yeter ki el atılsın
* Atatürk Olimpiyat Stadı'na ulaşımda yaşanan sıkıntılar ve maç sırasında yaşanan aksaklıklar, G.Saray'ı nasıl etkiler?
Elektrik arızası, ulaşımda sorunlar yaşanıyor. Gidişin değilde de stattan dönüşün zor olduğu belirtiliyor. Ancak bu sorunlar giderilir. Bakan bir yere gidiyor, iki günde yol yapılıyor. Bu stat için de yapılsın, neden yapılmıyor? Stadın rüzgar aldığı söyleniyor, burayı G.Saray seçti. Başka stat da yok. Ayrıca bizim seyircimiz stadın kenarına kadar arabasıyla gitmek istiyorsa bu dünyanın hiçbir yerinde yok. Bundan ben de hoşlanmıyorum ama dünyanın her yerinde bu böyle ve belli bir mesafe yürünmek zorunda kalınıyor.